64. Duhan - Duman Süresi: Mekke'de 14. Ayet Olarak İndirildi!
1.Hâ, Mîm.
2.O ayan ve beyan her şeyi gösteren Kuran'a yemin olsun ki,
Ben onu kutlu ve bereketli bir gecede indirdim.
Hiç kuşkusuz, ben uyarıcıyım.
Hikmetlerle dolu her iş ve oluş o gecede ayırt edilir,
3.Senin Rabbinden bir rahmet olarak.
Katımdan bir emir olarak hiç kuşkusuz ben, resuller gönderirim.
Hiç kuşkusuz Allah, gereğince duyan, gereğince bilendir.
4.Eğer görüp bilirseniz Allah Kainatın ve Yeryüzündeki, Göklerin, Denizlerin vede bunların arasındaki her şeyin Rabbidir.
Allah'tan başka tanrı yoktur !
Diriltir ve öldürür.
Allah sizin de Rabbinizdir.
Allah sizden önceki atalarınızın da Rabbidir,
5.İş, onların sandığı gibi değil!
Bir kuşku içinde oynayıp oyalanmaktadırlar.
Artık sen göğün açıkça izlenen bir duman getireceği günü gözle.
İnsanları kuşatıp sarar.
İnletici bir azaptır bu.
Ey Rabbimiz, kaldır bizden bu azabı.
Biz gerçekten müminleriz.
6.Nerede onlarda öğüt almak?
Yemin olsun, delillerle açıklayan bir resul gelmişti onlara.
Ama ondan yüz çevirdiler ve şöyle dediler: "Eğitilmiş bir mecnun.
Ben azabı biraz kaldırınca; siz eski halinize tekrar dönersiniz.
Gün gelir, en büyük vuruşla vururum.
Şu bir gerçek ki, intikam da alırım ben!
7.Kudretime yemin olsun ki, onlardan önce Firavun'un kavmini de ince bir imtihana çektim de, asil ve onurlu bir resul geldi onlara. Şöyle sesleniyordu: Ey Allah'ın kulları, bana gelin! Çünkü ben sizin için güvenilir bir resulüm. Allah'a karşı asla ululuk, taslamayın! Ben size apaçık bir kanıt getirmekteyim.
Ben, beni taşlamınızdan Rabbim ve Rabbinize sığındım.
Bana inanmadınızsa bari benden uzak durun.
Sonra Rabbine, "Bunlar suç işleyen bir topluluktur. diye yakardı.
Bunun üzerine, Allah ‘ Musa’ya buyurdu: O halde kullarımı geceleyin yola çıkar, çünkü takip edileceksiniz. Denizi açık bırak, çünkü onlar, boğulmaya mahkûm edilmiş bir ordudur.
8.Geriye nice bahçeler, nice pınarlar bıraktılar.
Nice ekinler, nice seçkin makamlar.
İçinde zevk sürdükleri nice nimetler.
İşte böyle! Onlara başka bir toplumu mirasçı kıldım.
Gök de ağlamadı onlar için yer de ve yüzlerine bakılmadı bile!
Yemin olsun, İsrailoğullarını, rezil edici bir azaptan kurtardım.
Firavun'dan kurtardım. Firavun, haddi aşanların büyüklük taslayanlarından biriydi.
9.Yemin olsun, ben israiloğullarını bir ilim sayesinde âlemlere üstün kılmıştım.
Onlara, içinde açık bir imtihan bulunan ayetler vermiştim.
Şimdi, bunları tutmuş diyorlar ki: İlk ölümümüzden başkası yok, biz diriltilecek filan da değiliz! Eğer doğru sözlülerseniz, atalarımızı geri getirin.
Onlar mı hayırlı yoksa Tübba' halkıyla onlardan önce gelenler mi?
Onları helâk ettim; çünkü onlar, suç işlemiş insanlardı.
10.Ben Kainatı, yeryüzündeki gökleri ve bunlar arasındakileri eğlenmek için yaratmadım. İkisini de, sadece gerçeği göstermek üzere yarattım ama onların çokları bilmiyorlar.
11.Hiç kuşkusuz, ayrım günü, hepsinin buluşma zamanı ve buluşma yeridir.
Bir gündür ki o, dostun dosta yararı olmaz.
Allah'ın rahmet ettiği kimse müstesna onlara yardım da edilmez.
Allah Azîz'dir,
Allah Rahîm'dir.
12.Şu bir gerçek ki zakkum ağacı, suçluların yemeğidir.
Erimiş maden misali, karınlarda kaynar.
Sıcak suyun kaynaması gibi...
Tutun onu, cehennemin tam ortasına götürün
Sonra başının üstüne, kaynar su azabından dökün
Hani sen onurluydun, seçkindin., tat bakalım azabı
13.İşte budur o kuşkulanıp durduğunuz şey.
Korunup sakınanlar, güvenli bir makamdadır; bahçelerde, pınar başlarında.
İnce ipekten, parlak atlastan giyinmiş olarak, karşılıklı oturmaktadırlar.
İşte böyle! Onları iri gözlü hurilerle de eşleştirmişimdir.
Orada, güvenli bir biçimde her türlü meyveyi isterler.
Orada, ilk ölüm dışında ölüm tatmazlar.
Allah onları cehennem azabından korumuştur.
Rabbinden bir lütuf olarak böyledir.
İşte budur o büyük başarı.
14.Ben o Kur'an'ı senin dilinle ve senin diline kolaylaştırdım ki, düşünüp öğüt alabilsinler. Artık, beklemeye geç çünkü onlar da beklemekteler.