97. Ahzap - Gruplar Süresi: Medine'de 47 Ayet Olarak İndirilmiştir!
1.Ey Peygamber! Allah’tan kork, kâfirlere ve münafıklara itaat etme!
Şüphesiz ki Allah çok iyi bilendir,
Rabbinin sana emrettiklerine uy!
Allah, yapmakta olduklarınızdan en iyi biçimde haberdardır.
Allah'a dayanıp güven!
Vekil olarak Allah yeter.
2.Allah, bir adamın göğüs boşluğunda iki kalp yaratmamıştır.
Eşlerinizi sizin anneniz yapmamıştır.
Evlatlık’larınızı da sizin evlatlarınız kılmamıştır.
Bu konularda söylediğiniz sözler, ağızlarınızın bir lakırdısıdır.
Allah, hakkı söyler ve Allah, yanlız gerçek yola kılavuzlar.
3.Evlatlıklarınızı öz babalarını örnek alarak çağırın!
Böyle yapmanız Allah katında adalete daha uygundur.
Eğer üvey evlatlarınızın babalarını bilmiyorsanız, o takdirde onlar sizin din kardeşleriniz ve dostlarınızdır.
Kalplerinizin kastetmiş oldukları müstesna, yanılarak işlediğiniz suçta, üzerinize günah yoktur
Allah Gafûr
Allah Rahîm'dir.
4.O peygamber, müminlere öz benliklerinden daha dost, daha yakındır.
Peygamberin eşleri de müminlerin anneleridir.
Anne tarafından akraba olanlar da Allah'ın Kitabı'nda, birbirlerine diğer müminlerden ve muhacirlerden daha yakındırlar., ancak yakın dostlarınız için örfe uygun bir vasiyette bulunmanız müstesnadır.
Bu, Kitap'ta satırlara geçirilmiştir.
5.Ben peygamberlerden anlaşmalarını almıştım.
Senden de anlaşma aldım.
Nûh'tan, İbrahim'den, Mûsa'dan, Meryem oğlu İsa'dan, bunların hepsinden kuvvetli bir sözleşmeyle anlaşma aldım ki Allah, özüyle sözü bir olanlardan doğruluklarını sorsun.
6.Küfre batmışlara ise korkunç bir azap hazırlamıştır.
7.Ey Yaratan Yüce Allah'a inananlar, Allah'ın üzerinizdeki o mükemmel nimetleri hatırlayın!
8.Hani, üstünüze ordular gelmişti de ben onların üzerine bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular salmıştım Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.
9.Hani, onlar, üst yanınızdan, alt tarafınızdan size saldırmıştı da gözler kaymış, yürekler gırtlaklara ulaşmıştı. Allah hakkında türlü zanlarda bulunuyordunuz. İşte orada müminler belaya uğratılarak imtihan edilmişler ve şiddetli bir zelzeleyle sarsılmışlardı. Münafıklarla, kalplerinde maraz olanlar şöyle diyorlardı: Allah ve resulü bize, bir aldanışdan başka bir şey vaat etmemiş.
10.Hani, onlardan bir grup şöyle demişti: Ey Yesrib halkı, duracak yeriniz yok, hemen geri dönün! İçlerinden bir grup da Peygamber'den izin istiyor: İnan olsun, evlerimiz kaygı duyulacak durumda diyorlardı. Oysaki evleri kaygı duyulacak durumda değildi; sadece kaçmak istiyorlardı.
11.Eğer Medine'nin her yanından üzerlerine gelinseydi de onların kent içinde fitne çıkarmaları istenseydi, onu mutlaka yaparlardı; o konuda fazla gecikmezlerdi.
Yemin olsun ki, onlar daha önce, geri dönüp kaçmayacaklarına ilişkin Allah'a söz vermişlerdi. Allah'a verilen söz sorumluluk gerektirirdi.
12.De ki: Eğer ölümden yahut öldürülmekten kaçıyorsanız, kaçmak size hiçbir yarar sağlamaz. Böyle bir durumda sadece azıcık ve az bir süre nimetlendirilirsiniz.
De ki: Allah size bir kötülük murat eder yahut bir rahmet dilerse, Allah'la aranıza kim girebilir? Onlar kendileri için, Allah'tan başka ne bir dost bulabilirler ne de bir yardımcı.
13.Allah, içinizden hem tembellik edip hem de başkalarını geri bırakanları ve kardeşlerine, hadi bize gelin diyenleri biliyor. Zaten onlar savaşa ve zora çok az gelir, size karşı cimrilik ve kıskançlık ederler.
Korku geldiğinde onları sana bakar halde görürsün.
Korku gittiğinde ise hayra karşı kıskançlık yüzünden sizi keskin dillerle yaralarlar.
Ölümden üzerine baygınlık çökmüş biri gibidirler.
Bunlar iman etmemişlerdir.
Bu yüzden de Allah, amellerini boşa çıkarmıştır.
Bunu yapmak Allah için çok kolaydır.
14.Düşman hiziplerin gitmediğini sanıyorlar.
Düşman hizipler gelecek olsalar, bunlar isterler ki,
Bedevî Araplar içinde bulunsunlar da sizinle ilgili haberleri sorsunlar.
Şayet içinizde bulunsalardı, pek azı müstesna, savaşmayacaklardı.
Yemin olsun, Allah resulünde sizin için, Allah'ı ve âhiret gününü arzu edenlerle Allah'ı çok ananlara güzel bir örnek vardır.
15.Yaratan Yüce Allah'a, düşman hizipleri gördüklerinde şöyle demişlerdir:
Allah'ın ve resulünün bize vaat ettiği işte budur.
Ve Allah da resulü de doğru sözlüdür.
Bu onların sadece iman ve teslimiyetlerini artırdı.
16. Yaratan Yüce Allah’a inananlardan öyle erler vardır ki, Allah'a verdikleri sözde sadakatle dururlar. Onlardan bazısı adadığını yerine getirdi, bazısı da bekliyor.
Sözlerini asla değişmediler çünkü Allah, doğru sözlülere doğruluklarının karşılığını verecek ikiyüzlülere de Allah dilerse azap edecek.
Belki de onlara tövbe nasip edecek.
Allah Gafûr'dur,
Allah Rahîm'dir.
17.Allah, küfre sapanları öfkeleriyle yüzlerini geri etti ve hiçbir iyiliğe ulaşamadılar.
Allah, çarpışma sırasında müminler için yeterli oldu.
Allah Kavî'dir
Allah Azîz'dir.
18.Allah, Ehlikitap'tan onlara arka çıkanları, kulelerinden ve kalelerinden indirdi, kalplerine korku saldı. Bir grubunu öldürüyordunuz, bir grubunu da esir ediyordunuz. Sizi onların yerlerine ve yurtlarına, mallarına ve henüz ayak basmadığımız bir toprağa mirasçı kıldı.
Allah'ın her şeye gücü yeter.
19.Ey Peygamber, eşlerine şöyle söyle: Eğer şu iğreti dünya hayatını ve onun süsünü istiyorsanız, haydi gelin size boşanma bedellerinizi vereyim de sizi güzellikle serbest bırakayım. Yok eğer Allah'ı, resulünü ve âhiret yurdunu istiyorsanız bilin ki, Allah sizin güzel düşünüp güzel hareket edenlerinize büyük bir ödül hazırlamıştır.
Ey peygamber hanımları! Sizden kim açık ve kanıtlanmış bir edepsizlik yaparsa, kendisi için azap iki katına çıkarılır, ve bu, Allah için çok kolaydır.
Sizden kim, Allah'a ve resulüne itaat eder, iyilik yaparsa, ona da ödülünü iki kat olarak veririm. Kendisi için bol ve bereketli bir rızık da hazırlamışımdır.
20.Ey peygamber hanımları! Siz, kadınlardan herhangi biri gibi değilsiniz.
Eğer korunup Allah inancına sarılıyorsanız o zaman sözü kırıtarak söylemeyin ki, kalbinde maruz bulunan biri ümide kapılmasın.
Örfe uygun söz söyleyin.
Evlerinizde de vakarlı oturun.
İlk cahiliye teşhirciliği gibi kendinizi teşhir etmeyin.
Namazı kılın, zekâtı verin ve Allah'a ve resulüne itaat edin.
Allah sizden kiri ve lekeyi gidermek istiyor ey Ehlibeyt, sizi tam bir biçimde temizlemek istiyor.
Evlerinizde Allah'ın ayetlerinden ve hikmetten okunanları hatırlayın.
Kuşkusuz, Allah Latîf'tir ve Habîr'dir.
21.Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır:
Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar,
İnanmış erkekler, İnanmış kadınlar,
İtaat eden erkekler, itaat eden kadınlar,
Özü ve sözü doğru erkekler, özü ve sözü doğru kadınlar,
Sabreden erkekler, sabreden kadınlar,
Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar,
Sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar,
Oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar,
Irz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar,
Allah'ı çok anan erkekler, Allah'ı çok anan kadınlar.
22.Allah ve resulü bir işte hüküm verdiklerinde, inanmış bir erkekle inanmış bir kadının, işlerini kendi isteklerine göre belirleme hakları yoktur. Allah'a ve resulüne isyan eden, açık bir sapıklığa batıp gitmiş demektir. Hani sen Allah'ın nimetlendirdiği, senin de lütufta bulunduğun kişiye Eşini yanında tut, Allah'tan kork! diyordun ama, Allah'ın açıklayacağı birşeyi de içinde saklıyordun; insanlardan çekiniyordun. Oysaki kendisinden korkmana Allah daha layıktır.
Zeyd o kadından ilişiğini kesince onu sana nikâhladık ki, evlatlıkları eşleriyle ilişkilerini kestiklerinde, müminler için o kadınlarla evlenmede bir güçlük olmasın. Zaten Allah'ın emri yerine getirilmiştir.
23.Allah'ın kendisine farz kıldığı şeyde peygambere hiçbir vebal yoktur.
Daha önce gelip geçmişlerde de Allah'ın yolu ve yöntemi buydu.
Allah'ın emri, belirlenmiş bir kaderdir ve ölçüdür.
Onlar ki Allah'ın mesajlarını tebliğ edip Allah'tan korkarlar, Allah'tan gayrı hiç kimseden korkmazlar.
Hesap sorucu olarak yanlız Allah yeter.
24.Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; Muhammed, Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah herşeyi gereğince biliyor.
25.Ey iman edenler Yaratan Yüce Allah'ı çok anın!
Yaratan Yüce Allah'ı sabah ve akşam hatırlayın ve anın !
Allah'tır ki sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye size acıyor ve size destek veriyor. Melekleri de öyle yapıyor. Zaten Allah inananlara karşı çok merhametlidir.
Kendisine kavuştukları gün onların esenlik dilekleri şöyledir: Selam
Allah onlar için seçkin ve bereketli bir ödül hazırlamıştır.
26.Ey Peygamber: Hiç kuşkusuz, ben seni bir tanık bir müjdeci ve bir uyarıcı olarak, iznimle bir davetçi, ışık saçan bir kandil olarak gönderdim
Ve inananlara müşdele: Kendilerine Allah'tan büyük bir lütuf vardır.
İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların ezalarına aldırma; ve sadece Allah'a inan ve güven. Size vekil olarak yanlız Allah yeter.
27.Ey iman edenler! Mümin kadınları nikâhlayıp da kendilerini, onlara dokunmadan boşarsanız, sizin belirleyeceğiniz bir müddet boyunca onları bekletme hakkınız yoktur. O halde, böyle durumlarda onları nimetlendirin ve kendilerini güzelce serbest bırakın.
28.Ey Peygamber! Ben sana şu hanımları helal kıldım: Haklarını verdiğin eşlerin, Allah'ın sana ganimet olarak verdiklerinden elinin altında bulunanlar, amcalarının, halalarının, dayılarının, teyzelerinin kızlarından seninle birlikte hicret edenler, Peygamber kendisiyle evlenmek istediğinde, kendisini Peygamber'e hibe eden mümin bir kadını da öteki müminlere değil, yalnız sana özgü olmak üzere helal kıldım. Onlara eşleri ve elleri altındakiler hakkında neler farz kıldığımı ben bilirim.
Sana bir zorluk olmasın diyedir bu...
Allah Gafûr'dur,
Allah Rahîm'dir.
29.Onlardan dilediğini geriye bırakırsın, dilediğini yanına alırsın.
Bir süre için uzaklaştığın hanımlarından dilediğini yanına almanda bir sakınca yoktur. Onların gözlerinin aydınlanmasında, tasalanmalarında ve kendilerine verdiğinle hepsinin hoşnut olmasında bu daha uygun bir yoldur. Allah sizin kalplerinizde olanı bilir.
Allah Alîm'dir,
Allah Halîm'dir.
30.Bundan sonra sana artık başka kadınlar helal olmaz.
Elinin sahip olabilecekleri müstesna, bunları, başka eşlerle değiştirmek de onların güzellikleri hoşuna gitse bile helal olmaz. Allah her şey üzerinde bir Rakîb'dir, her şeyi gözetlemektedir.
31.Ey iman edenler! Size bir yemek için izin verilmedikçe Peygamber'in evlerine girmeyin. Vaktini bekleyip durmayın ve çağırıldığınızda girin ve yemeği yiyince hemen dağılın. Söze dalıp lafı koyulaştırmayın çünkü böyle davranmanız Peygamber'i rahatsız eder, fakat o size bir şey söylemekten utanır. Allah ise hakkı dile getirmekten çekinmez.
32.Peygamber'in eşlerinden bir şey istediğinizde, onlardan perde arkasından isteyin. Bu, hem sizin kalpleriniz hem de onların kalpleri için daha temiz bir yoldur.
Allah'ın resulüne rahatsızlık vermeniz ve kendisinden sonra onun eşleriyle nikâhlanmanız, size helal kılınmamıştır. Böyle bir şey Allah katında büyük bir vebaldir.
33.Siz birşeyi açıklasanız da gizleseniz de Allah bunların tümünü bilmektedir.
34.Peygamber'in hanımlarına; babaları, oğulları, kardeşleri, kardeşlerinin oğulları, kızkardeşlerinin oğulları, hizmetindeki kadınlar ve anlaşmalarıyla sahip olduklarından ötürü hiçbir günah yoktur.
35. Peygamber hanımları Allah’tan korkun! Kuşkusuz, Allah herşeye tanıklık etmektedir.
36.Şu bir gerçek ki, Allah ve melekleri, o Peygamber'e destek verirler ve onun şanını yüceltirler.
37.Ey inananlar! Siz de ona destek olun ve onun şanını yüceltin ve ona içtenlikle selam verin.
38.Allah'ı ve resulünü incitenleri Allah dünyada da âhirette de lanetlemiştir.
Onlar için, alçaltıcı bir azap da hazırlanmıştır.
39.Mümin erkeklerle mümin kadınları, yapmadıkları bir şeyden dolayı rahatsız edenler, bir iftira ve açık bir günah yüklenmişlerdir.
40.Ey Peygamber : Eşlerine, Kızlarına ve Müminlerin Kadınlarına söyle, dış giysilerini üzerlerine alsınlar.
Bu,onların tanınmaları ve incitilmemeleri için çok daha uygun bir yoldur.
Allah Gafûr'dur,
Allah Rahîm'dir.
41.İkiyüzlüler, kalplerinde maraz bulunanlar, şehirde çirkin haberler yayanlar, bu yaptıklarına son vermezlerse, seni onların üzerine gitmeye elbette teşvik edeceğim. Bundan sonra onlar, orada senin yakınında, çok az kalabilirler.
Bunlar nanetlenmiş hale gelip rastlandıkları yerde enselenirler, öldürülür de öldürülürler. Bu, Allah'ın daha önce gelip geçmişlede işleyen tavrı ve tarzıdır.
Allah'ın tavrında herhangi bir değişiklik asla bulamazsın.
42.İnsanlar sana kıyametin saatinden soruyorlar.
De ki: Ona ilişkin bilgi Allah katındadır. Ne bilirsin, belki de o saat yakındır!
43.Hiç kuşkusuz, Allah, inkârcıları lanetlemiş ve onlar için çılgın bir ateş hazırlamıştır. Sonsuza dek kalacaklardır onun içinde ve ne bir dost nede bir yardımcı bulamıyacaklardır.
Gün olur, yüzleri ateşin içinde evrilip çevrilir de şöyle derler: Vay başımıza gelenler. Keşke Allah'a itaat etseydik, keşke resule itaat etseydik. Ve derler ki: Rabbimiz biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar. Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle.
44.Ey iman edenler! Mûsa'ya eziyet edenler gibi olmayın.
Allah, Mûsa'yı onların dediğinden uzak tutmuştur.
Musa Allah katında olumlu, itibarlı bir kul idi.
45.Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve sağlam söz seyleyin ki Allah amellerinizi hayra ve barışa yarayışlı kılsın, günahlarınızı affetsin.
Allah'a ve Allah'ın resulüne itaat eden, büyük bir başarıyı elde etmiştir.
46.Ben emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettim de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi.
47.Bunun böyle olması, Allah'ın; ikiyüzlü erkeklerle ikiyüzlü kadınlara, şirke sapmış erkeklerle şirke sapmış kadınlara azap etmesi, mümin erkeklerle mümin kadınların tövbelerini kabul etmesi içindir.
Allah Gafûr'dur,
Allah Rahîm'dir.