33. Mürselat - Gönderilenler Süresi: Mekke'de 18 Ayet Olarak İndirildi!
1.Meleklere ve rüzgârlara vede vahyin bölümleri ile kalplere inen doğuşlara.
2.Esip de büküp devirenlere, dağıtıp yayanlara ve diriltip harekete getirenlere.
Gerektiği şekilde ayıranlara.
Özür yahut uyarı için.
Öğüt olarak Kuran-ı ulaştıranlara ki size duyurulmuş olan mutlaka gerçekleşecektir.
3.Yıldızlar silinip süpürüldüğünde,
Gök yarıldığında,
Dağlar un-ufak edilip savrulduğunda,
Resuller vakte bağlandığında.
4.Ayrım ve hüküm günü için.
Hangi gün için vakte bağlandılar?
Ayrım ve hüküm gününü sana bildiren nedir?
5.Öncekileri helâk etmedim mi?
6.Yalanlayanların vay haline o gün!
7.Sonra, geriden gelenleri de onların peşlerine takarız.
Yalanlayanların o gün vay haline!
Ben, suçluları işte böyle yaparım.
8.Sizi basit bir sudan yaratmadım mı?
Bilinen bir ölçüye ve süreye kadar.
Onu dayanıklı karargâhta tuttum.
Bir ölçüyle yaptım.
Ne de güzel ölçü koyanım ben!
9.Vay başına o gün, yalanlayanların!
10. Diriler bakımından da ölüler bakımından da.
Yeri, bir toplanma zemini yapmadım mı?
11.Orada oturaklı, başını yücelere kaldırmış dağlar oluşturdum.
Ve size tatlı bir su içirdim.
12.Vay haline o gün, yalanlayanların!
Haydi, yalanlamakta olduğunuz şeye gidin!
Haydi, üç çatallı gölgeye gidin!
Ne gölgelendirir ne alevden korur.
Gerçekten o, köşke benzer kıvılcımlar saçar.
O kıvılcım sanki sarımtırak bir halat ve bir deve kervanı gibi bakırdan bir ip gibidir.
13.Vay haline o gün, yalanlayanların!
Konuşamayacakları gündür bu!
İzin verilmez ki onlara özür dilesinler.
Vay haline o gün, yalanlayanların!
Ayırma günüdür o gün.!
14.Sizinle öncekileri bir yere topladım.
Eğer bir hileniz ve bir tuzağınız varsa, hadi hile yapıp tuzak kurun bana!
Vay haline o gün, yalanlayanların!
15.Takvaya sarılanlar gölgeler altında, su kaynaklarındadır.
Canlarının çektiği meyvelerle yanyanadırlar.
Yapıp ürettiklerinize karşılık olarak afiyetle yiyip için.
Güzellikler sergileyenleri işte böyle ödüllendiririm.
16.Vay haline o gün, yalanlayanların!
Yiyin ve birazcık nimetlenin. Suçlularsınız siz.
17.Vay haline o gün, yalanlayanların!
Onlara, "rukû' edin!" dendiğinde rukû etmezler.
18.Vay haline o gün, yalanlayanların.
Artık bundan sonra hangi söze iman edecekler?