Oruç,
Mallardanızın fazlasını dağıtmak,
Sürekli Allah’ı anmak,
Allah’ın yarattıklarını düşünmek,
Sürekli şükretmek,
Samimiyet,
Sabır,
Gereğinde hicret etmek,
Güvenilir olmak,
Dürüstlük,
Cesaret,
Bunlar Peygamberimiz’in güzel örnekliğini teşkil eden, doğruluğunda şüphe olmayan sünnetleridir çünkü yukarıda yazdığım gibi bunlar Kuran’da geçer.
Oysa Kuran’da geçmeyen Sakal, Cübbe, Elbisenin rengi, Yemek menüleri ve birçok Arap adeti; tarihin belli bir dönem ve yerinde uygulanmış bile olsalar, dini bir nitelik taşımayan, tarihsel olup dinin evrensel bir hükmü kabul edilemeyecektir.
Peygamberimiz’in tek yazdırdığı ve Allah’ın vahiylerini içeren Kuran-ı Kerim, Peygamberimiz’in sünnetini göstermekte mutlak olarak güvenilir tek yazılı kaynaktır.
Eğer bu ümmetin örnek alması gerekli başka normlar ve davranış şekilleri olsaydı, Kuran hiç şüphesiz onları da içine alırdı. Kuran kendisini detaylı diye tanıtırken, nasıl olur da dinle ilgili herhangi bir detayın bilinmesini tarihin ilerleyen dönemlerinde başkalarının yazacağı kitaplara bırakmış olabilir?
Kuran’da yer verilmeyen detaylar, din olmayan, bizim de yapmamamızın hiçbir sakıncası olmadığı ve yapmamızda sevap umulmayacak uygulamalardır.
Bizi kurtaracak olan: Arapperestliğin “din” diye yutturulmaya çalışılmasının neticesi olan sarıklı, sakallı, cübbeli uydurma sünnetler değil; Kuran’da geçen iman, ahlak, fazilete dair çizilen tablolardaki sünnetlerdir.
Allah size kitabı detaylı bir şekilde indirmişken O’ndan başka hakem mi arayayım?
Enam Suresi
Her şeyin doğrusunu Yaratan Yüce Allah Bilir!