Ne yazık ki birçok Müslüman bu ayetleri masal gibi dinlemektedir.
Allah’ı bırakıp bilginlerini, rahiplerini ve Meryem oğlu Mesih’i Rabler edindiler.
Halbuki hepsi de tek Tanrı’ya kulluk etmekten başka bir şeyle emrolunmadılar.
Allah'tan başka tanrı yoktur. Alah, bunların ortak koştukları şeylerden yücedir.
9-Tevbe Suresi 31
Ey iman sahipleri!
Hahamlardan ve rahiplerden birçoğu halkın mallarını uydurma yollarla yerler
ve Allah’ın yolundan alıkoyarlar.
9-Tevbe Suresi 34
“Allah bize geçmişteki bu kavimlerin durumunu anlatıyorsa, bunun önemli bir sebebi bizim de aynı yanlışı tekrarlayabilecek olmamızdır”. Bugün de görüyoruz ki benzer hatalara düşülmüştür.
Nasıl Hıristiyanlarda papazlar yeni dini hükümler oluşturdularsa; İslamın sırtına kene gibi yapışmış İslam dısı Mezhepsel Hadis dinlerindeki imamlar fetva, içtihad, mezhep görüşü başlıklı uydurmalarla, dinde olmayan dini hükümleri icat etmişlerdir. Yani din adamları zümresine, sırf Allah’ın tekelinde olan dini hüküm koyuculuk yetkisi sanki verilmiştir.
Nasıl Hıristiyanlar Katolik, Protestan, Ortodoks rahiplerini, azizlerini her şeye rağmen temize çıkartıyor, onların evliyalık ve üstünlük hikayelerini anlatarak onların Hıristiyanlığı dejenere etmelerini temize çıkartıyorlarsa, bizim din adamlarımız, tarikat şeyhlerimizin bir kısmı da aynı evliyalık, üstünlük, vs. hikayeleriyle temize çıkarılmaktadırlar.
Kilise’nin maddi menfaatler için dini nasıl istismar ettiğini Güney Afrikalı Nobel ödüllü rahip Desmond Tutu çok güzel anlatmaktadır: “Misyonerken Güney Afrika’ya geldiklerinde toprak bizde, İncil onlardaydı. Sonra bize ‘gözlerimizi kapatalım, dua edelim’ dediler. Gözlerimizi açtığımızda gördük ki İncil bizde, toprak onlardaydı.”
Bazı rahipler ve hahamlar, din adına insanların paralarını haksızlıkla nasıl yiyorlarsa; bizim şeyhler, hocalar, mevlidhanların önemli bir kısmı onlardan aşağı kalmamaktadırlar. Tüm bu manzaralarda hem Museviler, hem Hıristiyanlar, hem de bizim için elbette birçok ibretler vardır.
Bu üç din de tüm bu mezhepleri ve mezhep önderlerini kenara itmeden dinlerini gerçek manasıyla kavrayamazlar. Öncelikle tüm mezhep izahları ve tüm ilave Mişnalar, hadis kitapları, falancanın mektupları bir kenara bırakılıp, Allah’ın kitapları tek başına masa üstüne konulup çözüme başlanmalıdır.
Kuran’ın orijinali elimizde olduğu için biz bu konuda çok daha rahat çözüm şansına sahibiz.
Musevi ve Hıristiyanların da aynı yolda devam ederlerse Allah’ın istediği orijinal dine çok daha fazla yaklaşamayacakları kanaatindeyim.
Ve ne yazık ki şu anda yaygın olarak “din” diye anlatılan ne Tevrat’taki Yahudilik’tir, ne İncil’deki Hıristiyanlıktır, ne de Mezheplerin Hadis dinleri İslam değildir.
Mezhepler ve azizlerin, hahamların kitapları ne acıdır ki Allah’ın kitaplarının önüne geçmiştir. Bu üç dinin yobazlıklarının temel sebebi de aynıdır: İnsani olana kutsal kılıfı giydirilmiş ve bunlar gerçek kutsal olan Allah’ın kitabının yanına, hatta önüne konmuştur. Dinlerdeki temel bir istismar mekanizması, kutsal kitaplarda yazılan açık gerçeklerin yorumla, kelimelerin manası kaydırılarak gizlenmesi veya saptırılması olmuştur.
Onlar kelimeleri yerlerinden kaydırıyorlar.
Öğüt almak için çağrıldıkları şeyden nasiplenmeyi unuttular.
5-Maide Suresi 13
Bunların içlerinden bir grup vardı ki,
Allah’ın kelamını işitiyor, onu kavramalarının ardından bile bile tahrif ediyorlardı.
2-Bakara Suresi 75
Her şeyin doğrusunu yanlız YaratanYüce Allah bilir .