Sedat Kadiroğulları
Köşe Yazarı
Sedat Kadiroğulları
 

İslam Adına UYARI !

Allah’ın dini bizzat Allah tarafından İslam diye adlandırılan ve apaçık, kuşkusuz, detaylı bir kitapla insanlığa öğretilen dindir. Kaynağı Kuran, tebliğcisi Hz. Muhammed’dir.   Kuran’daki İslam’dır bu. Devşirme dinlere gelince onun kaynağı tek olmadığı gibi kitabı ve tebliğcisi de tek değildir.  Mezhepsel hadis dinleri Kuran’daki İslam’ın tevhidine karşı bir şirket dinleridir. Kitabları binden fazla, önderleri yüzlerce değil binlercedir.  Bunlar sanki bir tür anonim şirket gibidirler.   Bunun içindir ki devşirme mezhepsel hadis dinlerinde birlik ve ahenk yerine tefrika ve kaos vardır. Devşirme mezhepsel hadis dinlerin tüm rahatsızlığı, ondaki hüküm kaynağının tek olmayışıdır. Devşirme mezhepsel hadis dininde tam bir otorite boşluğu vardır. Ona göre,buna göre, falancanın kavlince, filancanın rivayeti mucibince, üstadın beyanına göre, hazretimizin fermanı gereğince v.s. devşirme mezhepsel hadis dinleri bir yamalı bohça haline getirmiştir.   Allah’ın dinindeki: Hüküm yanlız Allah’ındır. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir. Maide Suresi   ilkesi saf dışı edildiği için bu şirket dinin ortaya koyduğu tabloda hakim özellik didişme ve bozgundur. Bu bozgunda hüküm yetkisinin mezhepler, hizipler, gruplar, partiler, tarikatlar ve daha bilmem neler tufanında kime veya kimlere ciro edildiği belli değildir. Bunun içindir ki bu tufanda aynı din kimliğini taşıyanların aynı niyetle icra ettikleri aynı fiil, şirketin bir elemanına göre sevap olurken, bir başka elemanına göre büyük günah olabilmektedir.   Namazda Ettehiyyat okunurken Şafiler’in şehadet parmağını kaldırması sünnet, Hanefilerin kaldırması ise bazılarına göre mekruh,bazılarına göre haram. Bu bakımdan, Hanefiler’in Ettehiyyat okunurken parmak kaldırmamaları gerekirmiş.   İfadeye konuluşu bile bir kaos sergileyen bu fetvanın vermek istediği acayiplik şudur: Aynı dinin iki mensubu aynı kitabın buyruğu olan bir ibadeti icra ederken aynı duayı okuyorlar ve o duanın aynı yerinde şehadet parmaklarını kaldırıyorlar. Gel gör ki, bunu yapmakla biri sevap kazanıyor, biri haram işliyor, yani büyük günaha giriyor. Ve bunun adı İslamiyet oluyor, öyle mi? Şu fetvayı da bir okuyucunun sorusuna verdikleri cevaptan izleyelim: Dişlerinde dolgu veya kaplama olan kişiler eğer Hanefi mezhebinde iseler onların gusül (boy) abdestleri geçersiz olurmuş Başka mezhepten iseler problem yok. Bu fetvanın önümüze koyduğu gerçek şu: Allah’ın kitabı Kuran’a bağlı olduğunu istediği kadar söylese de, eğer bir insan yakasını Hanefi keyfine kaptırmışsa, dişlerini doldurtamaz, kaplatamaz. Aksi halde ömür boyu cenabet gezmiş olurmuş. ( Kıldığı namazlar da geçersiz olurmuş ) Yok eğer her nasılsa Şafii kampına kapılanmışsa sorun yok dişlerini doldurtabilir, kaplatabilir. ( İşte Mezhebsel Hadis Kul Dinleri böyledir )   Şimdi sormak lazım: Dinin temel amacından biri nefsi yani insanın varlığını, sağlığını korumaktır. İnsanın kendisini tehlikeye atmaması ise Kuran’ın emirlerinden biridir. Şimdi Müslüman, bu temel emirlere uyarak sağlığını korumak için dişlerini doldurtma, kaplatma yoluna mı gitsin, yoksa mezhep hatırı için Kuran’a ters düşmek veya ömür boyu cenabet gezmek şıklarından birini mi seçsin?   Hayır efendim, Şafii olup kurtulsun diyorsanız, o zaman Hanefilik sıkıntısıyla cebelleşmek niye? Peki bütün bu hengameye dalmak yerine tek ve dosdoğru yolu çizen Kuran’a bağlı kalsak ne kaybederiz?   Bizzat Kuran’ın sorduğu gibi: Yaratan Yüce Allah, kuluna kafi/yeterli gelmiyor mu? Diyeceksiniz ki Kuran’da diş doldurtmakla ilgili hiçbir bahis yoktur. Peki öyle ise, size ne oluyor da Allah’ın dinin kaynağı yaptığı kitaba koymadığı bir şeyi din bünyesi içine çekip ikinci bir ilah gibi insanın karşısına buyruklar, tartışmalar çıkarıyorsunuz? Allah bazı şeyleri eksik mi bıraktı da siz düzeltiyorsunuz?”   NE OLACAK DİŞLERİ ÇÜRÜYEN HANEFİLERİN HALİ? Ne yazık ki halkın geniş kitleleri mezheplerin gerçek yüzünü, bu yapının Kuran’la çeliştiğini bilmeden mezhebe tabi olmakta, dini Kuran yerine mezheplerin izahlarına göre oluşmuş ilmihal kitaplarından öğrenmektedirler. Yukarıdaki örneği ele alırsak Türkiye’de halkın büyük bir kesimi Hanefi mezhebinden olduğunu söylemektedir.Fakat büyük bir kesimi Hanefi olan halkın büyük bir kısmı, mezheplerinin dişlere dolgu yapmayı yasaklayan izahını bilmediklerinden dişlerini doldurtmakta ve kaplatmaktadır.   Böylece boy abdestleri ve dolayısıyla namazları Hanefilik dedikleri mezheplerine göre geçersizdir. Kitlelerin önüne “Ya Sunni olursun, Hanefi mezhebine uyarsın, ya da Şii, Alevi gibi sapık bir mezhepten olursun” şeklinde klişe laflarla, korkutmalarla; mezhepçilik adeta bir milliyetçilik, ırkçılık şekline dönüştürülüp sunulmuştur.   Sunni olmamak adeta kafir olmakla eşdeğer gösterilmiş, bu fikrin her alternatifi de sapık ilan edilmiştir. Şiilik ve Alevilik’te de durum farklı değildir. Onlar da aynı şekilde ırkçılığa dönüştürülmüş mezhep taassuplarıyla Sünniliğe aynı şekilde yaklaşmaktadırlar. Bu kitlelerin görmezlikten geldiği ve halkın bilmesi gereken alternatif;  Kuran’ın din olarak tek başına ele alınıp, tüm bu mezheplerin inkar edilmesi ve dinin yalnız Kuran’a dayanarak oluşturulmasıdır.   Bugün uyulan mezhep din imamlarının kurduğu ve kendi kafalarına göre tüm bu kaynakları değerlendirdikleri ve kendi uydurdukları hadis dinleridir.   Her şeyin doğrusunu yanlız Yüce Allah Bilir !        
Ekleme Tarihi: 29 Eylül 2019 - Pazar
Sedat Kadiroğulları

İslam Adına UYARI !

Allah’ın dini bizzat Allah tarafından İslam diye adlandırılan ve apaçık, kuşkusuz, detaylı bir kitapla insanlığa öğretilen dindir. Kaynağı Kuran, tebliğcisi Hz. Muhammed’dir.

 

Kuran’daki İslam’dır bu. Devşirme dinlere gelince onun kaynağı tek olmadığı gibi kitabı ve tebliğcisi de tek değildir. 

Mezhepsel hadis dinleri Kuran’daki İslam’ın tevhidine karşı bir şirket dinleridir.
Kitabları binden fazla, önderleri yüzlerce değil binlercedir. 
Bunlar sanki bir tür anonim şirket gibidirler.

 

Bunun içindir ki devşirme mezhepsel hadis dinlerinde birlik ve ahenk yerine tefrika ve kaos vardır.

Devşirme mezhepsel hadis dinlerin tüm rahatsızlığı, ondaki hüküm kaynağının tek olmayışıdır.

Devşirme mezhepsel hadis dininde tam bir otorite boşluğu vardır. Ona göre,buna göre, falancanın kavlince, filancanın rivayeti mucibince, üstadın beyanına göre, hazretimizin fermanı gereğince v.s. devşirme mezhepsel hadis dinleri bir yamalı bohça haline getirmiştir.

 

Allah’ın dinindeki: Hüküm yanlız Allah’ındır.
Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler zalimlerin ta kendileridir.
Maide Suresi

 

ilkesi saf dışı edildiği için bu şirket dinin ortaya koyduğu tabloda hakim özellik didişme ve bozgundur. Bu bozgunda hüküm yetkisinin mezhepler, hizipler, gruplar, partiler, tarikatlar ve daha bilmem neler tufanında kime veya kimlere ciro edildiği belli değildir. Bunun içindir ki bu tufanda aynı din kimliğini taşıyanların aynı niyetle icra ettikleri aynı fiil, şirketin bir elemanına göre sevap olurken, bir başka elemanına göre büyük günah olabilmektedir.

 

Namazda Ettehiyyat okunurken Şafiler’in şehadet parmağını kaldırması sünnet, Hanefilerin kaldırması ise bazılarına göre mekruh,bazılarına göre haram. Bu bakımdan, Hanefiler’in Ettehiyyat okunurken parmak kaldırmamaları gerekirmiş.

 

İfadeye konuluşu bile bir kaos sergileyen bu fetvanın vermek istediği acayiplik şudur: Aynı dinin iki mensubu aynı kitabın buyruğu olan bir ibadeti icra ederken aynı duayı okuyorlar ve o duanın aynı yerinde şehadet parmaklarını kaldırıyorlar. Gel gör ki, bunu yapmakla biri sevap kazanıyor, biri haram işliyor, yani büyük günaha giriyor. Ve bunun adı İslamiyet oluyor, öyle mi? Şu fetvayı da bir okuyucunun sorusuna verdikleri cevaptan izleyelim:

Dişlerinde dolgu veya kaplama olan kişiler eğer Hanefi mezhebinde iseler onların gusül (boy) abdestleri geçersiz olurmuş

Başka mezhepten iseler problem yok.

Bu fetvanın önümüze koyduğu gerçek şu: Allah’ın kitabı Kuran’a bağlı olduğunu istediği kadar söylese de, eğer bir insan yakasını Hanefi keyfine kaptırmışsa, dişlerini doldurtamaz, kaplatamaz. Aksi halde ömür boyu cenabet gezmiş olurmuş. ( Kıldığı namazlar da geçersiz olurmuş ) Yok eğer her nasılsa Şafii kampına kapılanmışsa sorun yok dişlerini doldurtabilir, kaplatabilir.
( İşte Mezhebsel Hadis Kul Dinleri böyledir )

 

Şimdi sormak lazım: Dinin temel amacından biri nefsi yani insanın varlığını, sağlığını korumaktır. İnsanın kendisini tehlikeye atmaması ise Kuran’ın emirlerinden biridir. Şimdi Müslüman, bu temel emirlere uyarak sağlığını korumak için dişlerini doldurtma, kaplatma yoluna mı gitsin, yoksa mezhep hatırı için Kuran’a ters düşmek veya ömür boyu cenabet gezmek şıklarından birini mi seçsin?
 

Hayır efendim, Şafii olup kurtulsun diyorsanız, o zaman Hanefilik sıkıntısıyla cebelleşmek niye? Peki bütün bu hengameye dalmak yerine tek ve dosdoğru yolu çizen Kuran’a bağlı kalsak ne kaybederiz?

 

Bizzat Kuran’ın sorduğu gibi: Yaratan Yüce Allah, kuluna kafi/yeterli gelmiyor mu?

Diyeceksiniz ki Kuran’da diş doldurtmakla ilgili hiçbir bahis yoktur. 
Peki öyle ise, size ne oluyor da Allah’ın dinin kaynağı yaptığı kitaba koymadığı bir şeyi din bünyesi içine çekip ikinci bir ilah gibi insanın karşısına buyruklar, tartışmalar çıkarıyorsunuz? Allah bazı şeyleri eksik mi bıraktı da siz düzeltiyorsunuz?”

 

NE OLACAK DİŞLERİ ÇÜRÜYEN HANEFİLERİN HALİ?

Ne yazık ki halkın geniş kitleleri mezheplerin gerçek yüzünü, bu yapının Kuran’la çeliştiğini bilmeden mezhebe tabi olmakta, dini Kuran yerine mezheplerin izahlarına göre oluşmuş ilmihal kitaplarından öğrenmektedirler.

Yukarıdaki örneği ele alırsak Türkiye’de halkın büyük bir kesimi Hanefi mezhebinden olduğunu söylemektedir.Fakat büyük bir kesimi Hanefi olan halkın büyük bir kısmı, mezheplerinin dişlere dolgu yapmayı yasaklayan izahını bilmediklerinden dişlerini doldurtmakta ve kaplatmaktadır.

 

Böylece boy abdestleri ve dolayısıyla namazları Hanefilik dedikleri mezheplerine göre geçersizdir. Kitlelerin önüne “Ya Sunni olursun, Hanefi mezhebine uyarsın, ya da Şii, Alevi gibi sapık bir mezhepten olursun” şeklinde klişe laflarla, korkutmalarla; mezhepçilik adeta bir milliyetçilik, ırkçılık şekline dönüştürülüp sunulmuştur.

 

Sunni olmamak adeta kafir olmakla eşdeğer gösterilmiş, bu fikrin her alternatifi de sapık ilan edilmiştir. Şiilik ve Alevilik’te de durum farklı değildir. Onlar da aynı şekilde ırkçılığa dönüştürülmüş mezhep taassuplarıyla Sünniliğe aynı şekilde yaklaşmaktadırlar. Bu kitlelerin görmezlikten geldiği ve halkın bilmesi gereken alternatif;  Kuran’ın din olarak tek başına ele alınıp, tüm bu mezheplerin inkar edilmesi ve dinin yalnız Kuran’a dayanarak oluşturulmasıdır.

 

Bugün uyulan mezhep din imamlarının kurduğu ve kendi kafalarına göre tüm bu kaynakları değerlendirdikleri ve kendi uydurdukları hadis dinleridir.

 

Her şeyin doğrusunu yanlız Yüce Allah Bilir !

 

 

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.