Necip Fazıl dönemin MSP Genel Başkanı Erbakan'la yolları ayırıp Türkeş'li MHP mitinglerde boy gösterince, dönemin MTTB ve Akıncı gençleri "Üstad yuvaya... Üstad yuvaya..." diye tempo tutmuşlardı. Üstad da "Yuvayı kim kurdu, yuvayı kim kurdu?" diyerek onları bir güzel azarlamıştı.
Üstad partilerin fevkindeydi...
Hakikat uğruna verdiği mücadele "hakikatin hatırına" denk mesabede olduğu için de herkesten çok onun "azarlamaya" hakkı vardı... "Maya tutması için otuz küsur yıldır, devrimbaz kodamanların viski çektiği kamıştan borularla ciğerimden kalemime kan çekerek yırtındığım, kıvrandığım ve zindanlarda çürüdüğüm..." dediği gençlik üzerindeki emeği çok büyüktü.
"Yuva" da gökten zembille inmemiş, inşa edilmişti. Filibeli Ahmet Hilmi'den Necip Fazıl'a, Mehmet Akif'ten Cemil Meriç'e, Fethi Gemuhluoğlu'ndan Nuri Pakdil'e, Rasim Özdenören'den Sadık Albayrak'a, Şemseddin Yeşil'den Şule Yüksel'e, Nurettin Topçu'dan İsmet Özel'e kadar nicesinin inşasında emekleri vardı.
Elbette hiçbiri eleştiriden müstağni değildir ama saygı ve edep dairesi içinde.
Çoğu önden gittiler zaten; Erdem Bayazıt'ın o şiirinde söylediği gibi "Giderken bir muştu gibiydiler." Kalanlar ise sayılı; bir "umut pusulası" gibi aramızdalar, çok şükür.
***
Köksüz olmayanların her daim saygı ve minnet duyacağı bu "diriliş yuvasının mimarları" arasında çok müstesna yeri olan Türkiye'nin yaşayan en büyük şairi İsmet Özel'i geçen gün sosyal medyada linç ettiler. Mahut linci yapanlar "Batıcılar" olsaydı gam yemezdim! Bu terbiyesizliği yapanlar güya bizden. ("Bizden" dedim ama bu köksüzler bizdense, ben bizden değilim.)
Beşar Esad zaliminin devrilmesi ardından soykırımcı İsrail'in (güç boşluğundan istifade ederek) Suriye'de alan genişletmeye kalkışması üzerine bizler burda, ABD ve İsrail'in bölge halklarına kurduğu tuzakların başlarına geçmesi için dua ederken, bu köksüz güruh da şappadak arşiv fareliğine soyunup, 11 yıl önce yaptığı bir değerlendirme üzerinden İsmet Özel'i linç etmeye koyuldu.
Soruşturma açılsın veya tutuklansın diye liste yayınlayanlara mı heves ettiler yoksa zafer sarhoşluğuyla muvazeneyi mi dağıtmışlar, bilmiyorum. Benim bildiğim; 11 yıl önce yaptığı o konuşmadan dolayı İsmet Bey'den "intikam" almak için besbelli fırsat kollamışlar.
Bu köksüz, bu "ne idüğü belirsiz" güruhun içinde, İsrail'in Gazze soykırımını protesto etmek için kendini yakan Aaron Bushnell'e hakaretler yağdıran meczuplar da var.
***
Söz konusu tarihte (2013) İsmet Özel'in bir konuşmasındaki şu ifadeyi dillerine dolamışlar: "İnsanlar 'Beşar Esad halkını öldürüyormuş da...' falan filan gibi manyakça ifadeleri ciddi ifadeler kabul ettiler... Bunun Ankara'yı, Şam'ı hiç ilgilendirmeyen; tamamen Amerikan hegemonyasının bir planı olduğunu hiç kimse düşünmeden böyle yaşıyor insanlar..."
Gördüğünüz gibi dünya sisteminin patronu Amerikan hegemonyasına dikkat çekmiş... Fakire sorarsanız, Gazze'de 5 yaşındaki çocukların katledilmesini "İsrail'in kendini savunma hakkı" telakki eden ABD hegemonyasının zalim veya zulüm gibi derdinin olmadığını, şeytani planlarını devreye sokmak için katil Esad'ın zulmü dâhil her şeyi araçsallaştırdıklarını, agâh olunmadığı takdirde İsrail ve ABD'nin "kullanışlı aptalı" olmaya mahkûm olunacağını vakitlice dile getirmiş.
Katılmayabilirsiniz ama bu size hakaret hakkı vermez.
E tabii, "Sünnilik Türk gücüdür" serlevhalı konferanslar veren İsmet Bey'e "Şii" iftirası atamazlardı. "İrancı" yaftası da vuramazlardı. Zira, İran İslam Devrimi'nin en civcivli yıllarında (80'li yılların başlarında) "İran, Türkiye'nin Moskova'sı mı?" diyerek, İran devrimini adeta TIR'larla ithal etmeye çalışan dönemin "İrancılarına" amiyane tabirle "ayar" veren birinden söz ediyoruz. (İlginçtir; dünün İrancılarının çoğu günümüzde "İran düşmanı" olmakla kalmamış, kendileri gibi düşünmeyenlere de "İrancı" yaftası vuracak hâle gelmişlerdir.)
İsmet Özel'in duruşu yeter. Kaldı ki düşünce ve sanat dünyamıza kattığının zekâtını verse işbu köksüz güruhun alayı abat olur.
Herkes haddini bilsin.