ABD seçimlerinde ipi kimin göğüsleyeceği dünyayı ve özel olarak da Ortadoğu'yu ve bizi, yani Türkiye'yi yakından ilgilendiriyor.
Demokrat Parti'nin Başkan adayı Kamala Harris'in kazanması, Rusya-Ukrayna savaşının Avrupa'ya sıçramasını sağlayacak ve NATO-Rusya savaşı, dolayısıyla 3. Dünya Savaşı'na giden yolları ardına kadar açacaktır. Bu da nükleer savaş riskinin dünya için hiç olmadığı kadar yakınlaşması anlamına geliyor.
Kamala Harris, Rusya-Ukrayna savaşını başlatan, Avrupa'yla Rusya'yı savaşa sokmaya çalışan ABD Başkanı Joe Biden'ın devamı niteliğindeki ekibin başkan adayıdır. NATO'nun Rusya ile varılan anlaşmaları rafa kaldırması, Ukrayna'nın kışkırtılarak Moskova'yla savaşa sokulması Biden döneminde geliştirilen Amerikan politikasıdır. Kamala Harris, Rusya-Avrupa savaşını kışkırtan ekibin başkan adayı olarak öne çıkarıldı.
Cumhuriyetçi aday Trump'ın başkanlık yarışını kazanması halinde ise Rusya-Avrupa ve Rusya-NATO savaşı senaryoları bir süreliğine de olsa rafa kaldırılacaktır. Trump'ın ilk başkanlık döneminde izlediği Avrupa, Rusya ve Ortadoğu yaklaşımları, bu düşünceyi destekliyor. Trump Çin ile ticaret savaşına odaklanacak, konvansiyonel bir savaştan uzak duracaktır. Trump'ın, seçim vaatlerinde bunun altını özellikle çizen tek aday olduğunu da unutmayalım. Trump ne kadar antipatik olursa olsun, Demokratlardan daha tehlikeli olamaz.
Kamala mı Trump mı seçimleri kazanır? Bunun netleşmesi birkaç gün alabilir. Türkiye için hangi adayın iyi olup olmadığı bir yana Kamala'nın seçimleri alması 3. Dünya Savaşı'na giden yolları ardına kadar açar. Dünya için kötü olanın Türkiye için iyi olamayacağı da açık.