Emin Pazarcı
Köşe Yazarı
Emin Pazarcı
 

Acıyla Tanıştılar

Hep acı yaşattılar, kan ve gözyaşı ürettiler. 50 binin üzerinde insanı katlettiler. Kundaktaki bebekleri bile öldürdüler. Dünyaya, insanlığa meydan okudular. ABD ve batılı dostlarını arkalarına aldılar, köpeksiz köyde değneksiz gezdiler. Birleşmiş Milletlere bile kafa tuttular. Aldığı hiçbir kararı tanımadılar. Genel Sekreterini "istenmeyen adam" ilan ettiler. Barış Gücü askerlerine saldırdılar. Ne istediyse yaptı bu katil ve barbarlar sürüsü. Dilediği gibi at oynattı. Ambulansları, hastaneleri, ibadet yerlerini bile vurdu. Döktüğü her kan canavarlığını daha da artırdı. Anaların, çocukların feryatları ve döktükleri gözyaşı, bunların içindeki canavarı besledi. Hep vurdular ve ardından tehdit ettiler... Nihayet, kendileri de savaşın gerçek yüzü, acı ve gözyaşıyla tanıştılar. Önce İran tarafından darbelendiler. Gönderilen füzeler, çok güvendikleri Demir Kubbeyi aştı ve tepelerine indi. Amerika ve diğer destekçileri ile "İran'ı nasıl durdururuz?" diye planlar yaparken, bu defa Hizbullah devreye girdi. Hiç hesap edemedikleri ve akıllarına bile gelmeyen ciddi bir darbe yediler. Kamikaze bir İHA, İsrail semalarına girdi. Uzun bir yolculuktan sonra, İsrail'in Hayfa Kentinin Güneyindeki Glolani Tümeni'nin eğitim üssünde tepelerine indi. Demir Kubbe bir defa daha işe yaramadı. Ve panik başladı.. Bu defa Gazze yerine İsrail'den feryatlar yükseldi. Çünkü gerçekten çok ciddi darbe yediler. Ölü sayısı kimine göre 4, kimine göre 20. Çok sayıda ağır yaralı var. Hatta İsrail Genelkurmay Başkanı'nın bile öldüğü iddia ediliyor. İsrail televizyonları, haberi "en acı günümüz" diye verdi. Tel Aviv de paniği önlemek için yayın yasağı getirdi. Ölü sayısı çok da önemli değil aslında. Bir kamikaze İHA, İsrail'in içine girdi ve vurdu. İsrail yönetiminin bütün engellemelerine rağmen, büyük bir kaçış ve göç dalgası başladı. Bu arada el-Kassam Tugayları da Gazze'de harekete geçti. Yine bir dron saldırısı ile 4 İsrail askeri öldürüldü. İsrail açısından peş peşe gelen bu darbeler ciddi bir şok oldu. Sergiledikleri o saldırılar ve barbarlığın bir de bu yüzünün olduğunu gördüler. Çarpıcı bir gerçekle tanıştılar. *** Daha önce de yazmıştım... 7 Ekim saldırısı sırasında HAMAS, Hizbullah'a gözünü çevirdi, devreye girmesini bekledi. Ama kılını kıpırdatan olmadı. Eğer o günlerde İsrail'e yeni bir cephe açılsa, olaylar bu noktaya gelmeyebilir, saldırganlar frenlenebilirdi. Zaten hep aynı tablo yaşandı. Arap ülkeleri yıllar boyunca "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" tavrı içine girdi. Hatta daha da ileri gidip, İsrail'le çeşitli antlaşmalar yaparak, kendisini sağlama aldığını düşünenler oldu. Sonuç ortada: Artık "Büyük İsrail Projesi" çekinmeden dillendiriliyor. Hatta buna yönelik haritalar yayınlanıyor. Ama halen "Aman keyfimizi bozmayalım" diyenler var. Arap ülkeleri yöneticilerinin yanında bizim içimizde de bunlardan bol miktarda bulunuyor. Keyifler bozuldu zaten. Böyle giderse daha fazla bozulacak. Tek çare, çıkardığı ateşin İsrail'i de yakması, İsraillilerin de savaş ve acı yüzüyle tanışıp bedel ödemesi. Aksi takdirde duracakları yok bunların.
Ekleme Tarihi: 15 Ekim 2024 - Salı
Emin Pazarcı

Acıyla Tanıştılar

Hep acı yaşattılar, kan ve gözyaşı ürettiler. 50 binin üzerinde insanı katlettiler. Kundaktaki bebekleri bile öldürdüler.

Dünyaya, insanlığa meydan okudular. ABD ve batılı dostlarını arkalarına aldılar, köpeksiz köyde değneksiz gezdiler. Birleşmiş Milletlere bile kafa tuttular. Aldığı hiçbir kararı tanımadılar. Genel Sekreterini "istenmeyen adam" ilan ettiler. Barış Gücü askerlerine saldırdılar.

Ne istediyse yaptı bu katil ve barbarlar sürüsü. Dilediği gibi at oynattı. Ambulansları, hastaneleri, ibadet yerlerini bile vurdu. Döktüğü her kan canavarlığını daha da artırdı. Anaların, çocukların feryatları ve döktükleri gözyaşı, bunların içindeki canavarı besledi.

Hep vurdular ve ardından tehdit ettiler...

Nihayet, kendileri de savaşın gerçek yüzü, acı ve gözyaşıyla tanıştılar. Önce İran tarafından darbelendiler. Gönderilen füzeler, çok güvendikleri Demir Kubbeyi aştı ve tepelerine indi. Amerika ve diğer destekçileri ile "İran'ı nasıl durdururuz?" diye planlar yaparken, bu defa Hizbullah devreye girdi. Hiç hesap edemedikleri ve akıllarına bile gelmeyen ciddi bir darbe yediler.

Kamikaze bir İHA, İsrail semalarına girdi. Uzun bir yolculuktan sonra, İsrail'in Hayfa Kentinin Güneyindeki Glolani Tümeni'nin eğitim üssünde tepelerine indi. Demir Kubbe bir defa daha işe yaramadı.

Ve panik başladı..

Bu defa Gazze yerine İsrail'den feryatlar yükseldi. Çünkü gerçekten çok ciddi darbe yediler. Ölü sayısı kimine göre 4, kimine göre 20. Çok sayıda ağır yaralı var. Hatta İsrail Genelkurmay Başkanı'nın bile öldüğü iddia ediliyor. İsrail televizyonları, haberi "en acı günümüz" diye verdi. Tel Aviv de paniği önlemek için yayın yasağı getirdi.

Ölü sayısı çok da önemli değil aslında. Bir kamikaze İHA, İsrail'in içine girdi ve vurdu. İsrail yönetiminin bütün engellemelerine rağmen, büyük bir kaçış ve göç dalgası başladı.

Bu arada el-Kassam Tugayları da Gazze'de harekete geçti. Yine bir dron saldırısı ile 4 İsrail askeri öldürüldü.

İsrail açısından peş peşe gelen bu darbeler ciddi bir şok oldu. Sergiledikleri o saldırılar ve barbarlığın bir de bu yüzünün olduğunu gördüler. Çarpıcı bir gerçekle tanıştılar.

***
Daha önce de yazmıştım...

7 Ekim saldırısı sırasında HAMAS, Hizbullah'a gözünü çevirdi, devreye girmesini bekledi. Ama kılını kıpırdatan olmadı. Eğer o günlerde İsrail'e yeni bir cephe açılsa, olaylar bu noktaya gelmeyebilir, saldırganlar frenlenebilirdi.

Zaten hep aynı tablo yaşandı. Arap ülkeleri yıllar boyunca "Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın" tavrı içine girdi. Hatta daha da ileri gidip, İsrail'le çeşitli antlaşmalar yaparak, kendisini sağlama aldığını düşünenler oldu.

Sonuç ortada:

Artık "Büyük İsrail Projesi" çekinmeden dillendiriliyor. Hatta buna yönelik haritalar yayınlanıyor. Ama halen "Aman keyfimizi bozmayalım" diyenler var. Arap ülkeleri yöneticilerinin yanında bizim içimizde de bunlardan bol miktarda bulunuyor.

Keyifler bozuldu zaten. Böyle giderse daha fazla bozulacak.

Tek çare, çıkardığı ateşin İsrail'i de yakması, İsraillilerin de savaş ve acı yüzüyle tanışıp bedel ödemesi. Aksi takdirde duracakları yok bunların.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.