Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "terörsüz Türkiye, terörsüz bölge" olarak ifade ettiği hedefe dair tüm parametreler şu ana kadar Ankara'nın çizdiği rotaya uygun görünüyor. Frekans bozan, yanlış anlaşıldığı açık olan ya da zaten başından beri meseleyi odağından çıkarmaya çalışan şeyler de var elbette ama bunlara rağmen fotoğraf şekilleniyor, netleşiyor.
PKK-YPG terör örgütü için çember daraldı, kaçacak delik kalmadığı için son ana kadar denedikleri "onurlu çıkış" yolları kapandı, artık imha aşamasındalar. Ağızlarındaki laflar karşılığı olmayan ezberler sadece.
Eski sahipleri sahip çıkmıyor artık bunlara. ABD, Rusya, İran, İsrail, Almanya, Fransa, Suriye herkesle iş tutan, parayı verenin işini gören terör örgütü son demde de biçare arandı ama muhatap bulamadı.
Ama bütün bunlardan, üçüncü ülkelerin desteğinden daha önemli olan gerçek, Türkiye'nin terörle ve teröristle başarılı bir mücadele süreci yürütmüş olmasıdır.
Sadece PKK değil PKK'ya destek olan ülkeler de PKK ile beraber yenildi.
Türkiye'de sokağa çıkamayan PKK-DEM çizgisi artık bölgede de silah bırakmadan dolaşamayacak.
Bakmayın siz şimdi PKK-YPG yahut DEM cenahından gelen, şart koşan açıklamalara. Bomboş, mesnetsiz, dayanaksız laflar.
Güya terör sorunu ile Kürt sorununu meç ederek dayanak üretmeye çalışıyorlar kendilerine. Ama geçti o günler. Kürt meselesi çoktan çözüldü. Çözülünce terör iyot gibi çıktı açığa. Şimdi kökü kurutulan odur. Ruh çağırmaya gerek yok.
O açıdan adını net koyalım.
Evet, PKK terör örgütü ve eteğindeki silahlı-külahlı yapılar Türkiye'yi bölmeye kalkıştı. Bu net. 1978'den beri –Kürtleri kendilerine paravan ederek kan döktüler. İnsan öldürerek siyaset dayattılar. Evet, canımız yandı, çok şehit verdik, çok gazimiz var, çocuklar annesiz babasız kaldı, zor zamanlar yaşadık, hatalar da ettik ama vatanımızdan milletimizden vazgeçmedik. Kürtler o aziz milletin kıymetli bir parçasıdır kaldı ki. Kürtleri PKK'nın insafına terk etmedik.
Bugün PKK silah bırakma aşamasında çünkü yenildi.
Denedi, denedi ama başaramadı!
DEM'den PKK'dan gelen o küstahlıklara karnımız tok o yüzden.
Silah bırakarak Türkiye'ye lütfediyor gibi konuşmanız, şart koşmaya kalkmanız içinde bulunduğunuz duruma dair göstermelik bir yanılsama sadece.
O silahlar elinizden başka türlü de alınır, bunu en iyi siz biliyorsunuz. Ama size son bir yaşama şansı tanıyor bu merhametli ve kudretli ülke.
Bıraktınız, bıraktınız...
DEM'İN ACIKLI AÇIKLAMALARI
12 Şubatta KCK'dan gelen açıklamanın ardından 14 Şubatta DEM Parti Meclisinden 4 maddelik bir açıklama geldi. Açıklama DEM'in koordinatlarını netleştiriyor.
Bu 4 maddeyi sırayla aktarırken DEM'in yanlışlarını, yaratmak istediği algıyı da peşi sıra bozacağım. Şöyle...
1) "Tecride son verilmesi"...
-DEM parti ve diğer KCK yapılanmaları söze her zaman "tecrit..." diye başlar. Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için, düsturu gereği... İdamdan çevrilen müebbet hapis cezasını çekmekte olan terörist başının af edilmesi için Türkiye'yi ikna etmeye çalışıyorlar beyhude şekilde.
2) "Yeni anayasa: Kürt halkının demokratik ve siyasi haklarının anayasal güvence altına alınması..."
-Sanki Kürtler bu ülkede "Türk milletini oluşturan- diğer etnik dini mezhebi farklılıklardan ayrı tutuluyormuş, yok sayılıyormuş, bu milletin bir parçası değilmiş gibi ayrıcalıklı hak talebinde bulunarak, algı yaratmaya çalışıyorlar. "Kürtlerin demokratik ve siyasi hakları" ne demektir? Ne yapılacak yani, ayrı ayrı "Çerkeslerin demokratik ve siyasi hakları", "Lazların demokratik ve siyasi hakları", "Manavların demokratik ve siyasi hakları" diye diye bölünecek miyiz? Bu PKK'nın hedeflerinden biri zaten! PKK'nın 50 yılda 50 bin insan öldürerek yapamadığını şimdi yapabileceğini sanıyor demek ki DEM parti. Bölemedikleri vatan topraklarını, yıkamadıkları devleti ve milleti şimdi tasfiye olurken yıkabileceklerini sanmaları evet çok irrasyonel ama acıma hak ettikleri de söylenemez, öyle değil mi?
3) "Ortak vatanda eşit yaşam: Türkiye'de yaşayan herkes, eşit haklara sahip yurttaşlar olarak ortak bir geleceği birlikte inşa etme hakkına sahiptir..."
- Bu madde de bölücü ve ayrıştırıcı bir amaca matuf. Sanki Türkiye'de insanlar arasında sınıf farkları varmış, eşitlik yokmuş, Kürtler bu ülkede çocuğuna istediği adı koyamıyor, istediği okula gidemiyor, Kürtçe konuşamıyor, istediği şehirde yaşayamıyor, istediği kişiyle evlenemiyor, istediği işi kuramıyor ve Türklerle Kürtler bin yıldır zaten kader ortaklığı yapmıyor gibi yapmak ucuz, pis ve başarısız bir illüzyon denemesinden başka şey değildir.
4) "Türkiye'nin Ortadoğu'da savaş yerine diyalog ve barış politikalarını benimsemesi..."
- Bir iftira daha! Türkiye sadece bölgesinde ve Ortadoğu'da değil tüm dünyada barışın, adaletin ve diyalogun en güçlü temsilcisi. Bu tartışmasız böyle. DEM-PKK bunu görse de öyle görmese de öyle. Böyle olduğu için Irak da, Suriye de içlerindeki terör örgütlerini temizlemek için Türkiye'den ilham ve güç alıyorlar.
Yakında PKK-YPG de temizlenip üzerine kireç dökülecek.
Terör severler de "mal mal bakacak".