Cumhurbaşkanı Erdoğan barolara 'Ebru Timtik' tepkisi

01.09.2020 - 13:32, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 1727+ kez okundu.
 

Cumhurbaşkanı Erdoğan barolara 'Ebru Timtik' tepkisi

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2020-2021 Adlı Yıl Açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında yargıdaki reformlardan bahseden Erdoğan, cezaevinde ölüm oruncunda ölen DHKP-C'li avukat Ebru Timtik'in resminin İstanbul Barosu binasına açılmasına da tepki gösterdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi  Başkanı Mustafa Şentop, ile birlikte Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2020-2021 Adli Yılı açılış törenine katıldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan bilindiği üzere dün sel felaketinin yaşandığı Giresun’da çeşitli temaslarda bulunmuştu. Erdoğan, Ankara’da düzenlenen 2020-2021 Adli Yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu. Erdoğan yaptığı konuşmada Kur’an ayetlerinden ve İslam tarihinden örneklerle adaletin önemine vurgu yaptı. Konuşmasında yargıda hayata geçirilen reformları sıralayan Erdoğan, baroların sorunlu yapısından kurtulması gerektiğine değindi. "O posterin farklı anlamları var" Erdoğan, cezaevinde açlık grevinden ölen DHKP-C'li avukat Ebru Timtik'in resmini İstanbul Barosu binasına asanlara da tepki gösterdi. Başkan Erdoğan,"Şehit Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vaz geçirmek için devlet üzerine düşeni yapmıştır. Buna rağmen ıslarla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu binasına asılan pankartın şehidimizin kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz" açıklamasında bulundu. İşte Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları; " 'Adalet mülkün temelidir' sözü, Devletin ordu ile para ile değil, petrolle doğalgazla değil, adaletle yaşadığını belirtiyor.Adaleti tam manasıyla tesis ettiğinizde diğer her şey zaten kendiliğinden gelişecek, yaşayacak, ülkeyi ve toplumu kuşatacaktır.İsimleri tarihe altın harflerle kazanan devlet büyüklerine baktığınızda, hepsinin de en başta gelen vasfının adalet konusundaki hassasiyet olduğunu görüyoruz. Bu ağır yükü başarıyla omuzlayan sizlerin her birine ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. "Çarpık anlayış artık ifşa oldu" Adalet insanlığın varlığı ve geleceği bu kadar önemliyken, günümüzde dünyanın dört bir yanında inleyen mağdurların feryatlarının yükseliyor olması ayrı bir tenakuzdur. Kendilerini büyük, güçlü, yenilmez olarak gören kimi devletlerin, diğerlerine karşı sergiledikleri zalimlikleri örtmeye artık siyasi ve diplomatik laf cambazlıkları da yetmiyor. Demokrasiye güvenliğe ve refaha sadece dünyanın belli toplumlarının sahip bulunduğu diğerlerinin onlara hizmet dışında önem taşımadığı çarpık anlayış artık ifşa olmuştur.   Doğu Akdeniz Türkiye insanlığın ortak özleminin sözcüsü olarak, her platformda hak ve adalet talebini dile getiriyor. Doğu Akdeniz ve Ege’deki faaliyetlerimizin özünde hak ve adalet arayışı var. Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz'in zenginliklerinin üzerine adeta çökme çabası tam bir modern sömürgecilik örneğidir.   "Bu yükselişi durduramayacaklar" Biz artık bu gölge oyunundan bıktık. Ne yaparlarsa yapsınlar bu adalet uyanışını durduramayacaklar. Kendine bile hayrı olmayan bir devleti, Türkiye gibi bölgesel ve küresel bir gücün önüne atıp yem etmeye çalışmak, artık komik kaçmaya başladı. Husumet cepheleri ne kadar birleşirse birleşsin, bu yükselişi durduramayacaklar. İstiklal Marşı 'korkma' diye başlayan ve 'Hakkıdır hakk tapan milletimindir istiklal' diye biten bir milleti yolundan döndürecek hiçbir güç tanımıyoruz.Yeter ki biz kendi içimizde sağlam duralım.   "Yeni bir döneme girdik" Bölgemizde güven ve huzur arayan herkese kapımız açık.Yeter ki biz kendi içimizde sağlam duralım.Vesayetin ağır baskısı, demokrasiden sanayiye kadar her alandaki atılımlarımızın önünü keserek, enerjimizi ve vaktimizi heba etti.Devletle millet arasındaki değer, anlayış, uygulama farkı milli iradenin üstünlüğü ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirilmesine engel oluyor. Darbe dönemlerinde çok büyük tartışmalara yol açan görüntülerin ve uygulamaların tarihe karıştığı yeni bir döneme girdik. Amacımız, güven veren erişebilir bir adalet sistemini, tüm kurum ve kurallarıyla tesis etmektir.   Yargıda yapılan reformlar Basit yargılama ve seri muhakeme gibi uygulamaları gerekirse daha da geliştirecek şekilde yakından takip ediyor, analizini yapıyoruz. Temel hak ve özgürlüklerle ifade özgürlüğünün güçlendirilmesini sağlamak amacıyla, istinafta kesinleşen bazı suçlar için temyiz yolunu açtık .Eleştiri ve haber verme hakkının mevzuatımızda daha güçlü bir temele sahip olmasını sağladık.İnternet suçlarında sadece ilgili sayfaya erişim engeli getirerek, tüm sitenin kapanmasının önüne geçtik. Soruşturma evresinde azami tutukluluk sürelerini tekrar belirleyerek çocukları koruma adımları attık.Cinsel şiddet mağduru çocuk ve kadınlar için özel görüşme odaları kullanılmasını zorunlu hale getirdik.Kıdemi 15 yılı geçen avukatlara yeşil pasaport imkanı sağladık. İkinci yargı paketiyle, infaz sistemini revize ederek, süreleri denetimli serbestliği, özel infaz usullerinin, iyi hal usullerini yeniden belirledik.   "Bu yıl içinde neticelendirmek istiyoruz" Hedef süre uygulamasıyla soruşturma ve mahkeme aşamalarının daha hızlı şekilde yürümesini sağladık. Hâlen çalışmaları süren İnsan Hakları Eylem Planı'nı bu yıl içinde neticelendirmek istiyoruz. Hayata geçmesiyle, ülke içinde ve uluslararası alanda maruz kaldığımız pek çok sıkıntıyı da çözeceğimize inanıyorum.Adalet sisteminde de asli özne insandır. Geçmişte yargı sisteminin tıkanmasının en önemli sebeplerinden biri de ilk dereceden yüksek yargıya kadar her aşamada insan kaynağı yetersizliğiydi.15 Temmuz'da en çok ihracın olduğu alanlar arasında Adalet Bakanlığımız da var.Buna rağmen hakim ve savcı sayımızı 2002 yılındaki 9 bin 342 seviyesinden bugün 22 bin seviyesine çıkardık.   Lekelenmeme hakkı, son dönemde hukukumuza kattığımız önemli ilkelerden biridir. Kişilerin mesnetsiz ihbarlar ve şikayetler sebebiyle soruşturmaya maruz kalmasını engelleyerek lekelenmeme hakkını uygulamaya koyduk.Nöbetçi noterlik ve konsolosluklarımızdaki noterlik işlemlerimizin örneklerinin ülkemizden alınabilmesiyle de vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştırdık.Yaptığımız reformları önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.   "Bir rahatsızlığımı ifade etmek istiyorum" Avukatlarımız ve barolarla ilgili bir rahatsızlığımı da ifade etmek istiyorum. Şehit Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vaz geçirmek için devlet üzerine düşeni yapmıştır. Buna rağmen ıslarla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu binasına asılan pankartın şehidimizin kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2020-2021 Adlı Yıl Açılış töreninde önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında yargıdaki reformlardan bahseden Erdoğan, cezaevinde ölüm oruncunda ölen DHKP-C'li avukat Ebru Timtik'in resminin İstanbul Barosu binasına açılmasına da tepki gösterdi.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi  Başkanı Mustafa Şentop, ile birlikte Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen 2020-2021 Adli Yılı açılış törenine katıldı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan bilindiği üzere dün sel felaketinin yaşandığı Giresun’da çeşitli temaslarda bulunmuştu.

Erdoğan, Ankara’da düzenlenen 2020-2021 Adli Yılı açılış töreninde yaptığı konuşmada önemli açıklamalarda bulundu.

Erdoğan yaptığı konuşmada Kur’an ayetlerinden ve İslam tarihinden örneklerle adaletin önemine vurgu yaptı. Konuşmasında yargıda hayata geçirilen reformları sıralayan Erdoğan, baroların sorunlu yapısından kurtulması gerektiğine değindi.

"O posterin farklı anlamları var"
Erdoğan, cezaevinde açlık grevinden ölen DHKP-C'li avukat Ebru Timtik'in resmini İstanbul Barosu binasına asanlara da tepki gösterdi.

Başkan Erdoğan,"Şehit Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vaz geçirmek için devlet üzerine düşeni yapmıştır. Buna rağmen ıslarla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu binasına asılan pankartın şehidimizin kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz" açıklamasında bulundu.

İşte Cumhurbaşkanı Recep Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları;

" 'Adalet mülkün temelidir' sözü, Devletin ordu ile para ile değil, petrolle doğalgazla değil, adaletle yaşadığını belirtiyor.Adaleti tam manasıyla tesis ettiğinizde diğer her şey zaten kendiliğinden gelişecek, yaşayacak, ülkeyi ve toplumu kuşatacaktır.İsimleri tarihe altın harflerle kazanan devlet büyüklerine baktığınızda, hepsinin de en başta gelen vasfının adalet konusundaki hassasiyet olduğunu görüyoruz. Bu ağır yükü başarıyla omuzlayan sizlerin her birine ülkem ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum.

"Çarpık anlayış artık ifşa oldu"
Adalet insanlığın varlığı ve geleceği bu kadar önemliyken, günümüzde dünyanın dört bir yanında inleyen mağdurların feryatlarının yükseliyor olması ayrı bir tenakuzdur. Kendilerini büyük, güçlü, yenilmez olarak gören kimi devletlerin, diğerlerine karşı sergiledikleri zalimlikleri örtmeye artık siyasi ve diplomatik laf cambazlıkları da yetmiyor. Demokrasiye güvenliğe ve refaha sadece dünyanın belli toplumlarının sahip bulunduğu diğerlerinin onlara hizmet dışında önem taşımadığı çarpık anlayış artık ifşa olmuştur.

 

Doğu Akdeniz
Türkiye insanlığın ortak özleminin sözcüsü olarak, her platformda hak ve adalet talebini dile getiriyor. Doğu Akdeniz ve Ege’deki faaliyetlerimizin özünde hak ve adalet arayışı var. Çevresindeki her ülkenin hakkı olan Akdeniz'in zenginliklerinin üzerine adeta çökme çabası tam bir modern sömürgecilik örneğidir.

 

"Bu yükselişi durduramayacaklar"
Biz artık bu gölge oyunundan bıktık. Ne yaparlarsa yapsınlar bu adalet uyanışını durduramayacaklar. Kendine bile hayrı olmayan bir devleti, Türkiye gibi bölgesel ve küresel bir gücün önüne atıp yem etmeye çalışmak, artık komik kaçmaya başladı. Husumet cepheleri ne kadar birleşirse birleşsin, bu yükselişi durduramayacaklar. İstiklal Marşı 'korkma' diye başlayan ve 'Hakkıdır hakk tapan milletimindir istiklal' diye biten bir milleti yolundan döndürecek hiçbir güç tanımıyoruz.Yeter ki biz kendi içimizde sağlam duralım.

 

"Yeni bir döneme girdik"
Bölgemizde güven ve huzur arayan herkese kapımız açık.Yeter ki biz kendi içimizde sağlam duralım.Vesayetin ağır baskısı, demokrasiden sanayiye kadar her alandaki atılımlarımızın önünü keserek, enerjimizi ve vaktimizi heba etti.Devletle millet arasındaki değer, anlayış, uygulama farkı milli iradenin üstünlüğü ilkesinin tam anlamıyla hayata geçirilmesine engel oluyor. Darbe dönemlerinde çok büyük tartışmalara yol açan görüntülerin ve uygulamaların tarihe karıştığı yeni bir döneme girdik. Amacımız, güven veren erişebilir bir adalet sistemini, tüm kurum ve kurallarıyla tesis etmektir.

 

Yargıda yapılan reformlar
Basit yargılama ve seri muhakeme gibi uygulamaları gerekirse daha da geliştirecek şekilde yakından takip ediyor, analizini yapıyoruz. Temel hak ve özgürlüklerle ifade özgürlüğünün güçlendirilmesini sağlamak amacıyla, istinafta kesinleşen bazı suçlar için temyiz yolunu açtık .Eleştiri ve haber verme hakkının mevzuatımızda daha güçlü bir temele sahip olmasını sağladık.İnternet suçlarında sadece ilgili sayfaya erişim engeli getirerek, tüm sitenin kapanmasının önüne geçtik. Soruşturma evresinde azami tutukluluk sürelerini tekrar belirleyerek çocukları koruma adımları attık.Cinsel şiddet mağduru çocuk ve kadınlar için özel görüşme odaları kullanılmasını zorunlu hale getirdik.Kıdemi 15 yılı geçen avukatlara yeşil pasaport imkanı sağladık. İkinci yargı paketiyle, infaz sistemini revize ederek, süreleri denetimli serbestliği, özel infaz usullerinin, iyi hal usullerini yeniden belirledik.

 

"Bu yıl içinde neticelendirmek istiyoruz"
Hedef süre uygulamasıyla soruşturma ve mahkeme aşamalarının daha hızlı şekilde yürümesini sağladık. Hâlen çalışmaları süren İnsan Hakları Eylem Planı'nı bu yıl içinde neticelendirmek istiyoruz. Hayata geçmesiyle, ülke içinde ve uluslararası alanda maruz kaldığımız pek çok sıkıntıyı da çözeceğimize inanıyorum.Adalet sisteminde de asli özne insandır. Geçmişte yargı sisteminin tıkanmasının en önemli sebeplerinden biri de ilk dereceden yüksek yargıya kadar her aşamada insan kaynağı yetersizliğiydi.15 Temmuz'da en çok ihracın olduğu alanlar arasında Adalet Bakanlığımız da var.Buna rağmen hakim ve savcı sayımızı 2002 yılındaki 9 bin 342 seviyesinden bugün 22 bin seviyesine çıkardık.

 

Lekelenmeme hakkı, son dönemde hukukumuza kattığımız önemli ilkelerden biridir. Kişilerin mesnetsiz ihbarlar ve şikayetler sebebiyle soruşturmaya maruz kalmasını engelleyerek lekelenmeme hakkını uygulamaya koyduk.Nöbetçi noterlik ve konsolosluklarımızdaki noterlik işlemlerimizin örneklerinin ülkemizden alınabilmesiyle de vatandaşlarımızın işlerini kolaylaştırdık.Yaptığımız reformları önümüzdeki dönemde de sürdüreceğiz.

 

"Bir rahatsızlığımı ifade etmek istiyorum"
Avukatlarımız ve barolarla ilgili bir rahatsızlığımı da ifade etmek istiyorum. Şehit Savcımız Mehmet Selim Kiraz'ı şehit eden terör örgütü mensuplarına destek için açlık grevine giden avukatları bu kararlarından vaz geçirmek için devlet üzerine düşeni yapmıştır. Buna rağmen ıslarla açlık grevini sürdüren bir avukatın ölümü üzerine İstanbul Barosu binasına asılan pankartın şehidimizin kemiklerini sızlatmanın ötesinde anlamları olduğunu düşünüyoruz."

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.