Türkce Kuran Meali
Köşe Yazarı
Türkce Kuran Meali
 

67. Zarihat-Toz Atıp Savuranlar Süresi

67. Zarihat-Toz Atıp Savuranlar Süresi: Mekke'de 16 Ayet Olarak İndirildi!   1.O tozutup savuranlara ve o kırıp un-ufak edenlere ağırlık taşıyanlara o kolayca akıp gidenlere ve o rahatça yüzenlere, o iş ve oluşu bölüştürenlere yemin olsun ki, hiç kuşkusuz, o size vaat olunan her şey kesinlikle doğrudur ve din, şaşmaz bir olgudur.   2.Yemin olsun o ahenkli yollar taşıyan göğe, ki siz gerçekten tartışmalarla dolu bir söz içindesiniz. 3.Yüzleri çevrilen onun yüzünden çevrilir. Kahrolsun o düzenbaz yalancılar, ki onlar bir sersemlik içinde ne yaptıklarından habersizdirler. Sorarlar:Ne zaman o din günü? O gün onlar ateş üzerinde deneme ve elemeye tâbi tutulacaklardır. Tadın imtihan ve ıstırabınızı, ve işte budur o çarçabuk gelmesini istediğiniz! Şu da bir gerçek ki, sakınıp korunanlar bahçelerde ve pınar başlarındadır. Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak. Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler. Gecenin pek azında uyumaktaydılar. Seher vakitlerinde af dilemekteydi onlar. İhtiyaç sahibi için, yoksul için bir hak vardı mallarında onların. Yeryüzünde ayetler vardır görürcesine bilenler için. Benliklerimizin içinde dirler hâlâ bakıp görmeyecek misiniz?   4.Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz yer de. Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki, o tıpkı sizin konuşabildiğiniz gibi kesin bir gerçektir. Geldi mi sana İbrahim'in ikram edilen konuklarının haberi? Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de Selam! demişlerdi. İbrahim: "Selam Tanınmayan bir topluluk bu demişti. Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi. Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi. O arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. Korkma! dedi elçiler İbrahim'e ve bilgin bir oğlan müjdelediler. Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle dedi: Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım. Elçiler dediler ki: Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi Allah'tır ve en yisini bilen de yine Allah'tır.   5.İbrahim elçilere sordu: Amacınız ne, ey elçiler?  Elçiler dediler ki: Rabbin katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş çamurdan taşları üzerlerine  atalım diye suçlulardan oluşan bir topluma gönderildik.Orada, müminlerden kim varsa çıkardık. Artık orada, bir ev dışında, müslümanlardan ve Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk. Acıklı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.   6.Firavun tüm gücüyle ve tüm seçkin adamlarıyla birlikte Allah'tan yüz çevirdi ve şöyle dedi: Bir büyücü yahut mecnun. Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp denizin ortasına fırlattım. Kendi kendini kınayıp duruyordu. 7.Âd kavminde de bir ibret var. Onların üzerine, her şeyi yerinden söken rüzgârı göndermiştim. Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu.   8.Semûd'da da bir ibret var. Onlara şöyle denmişti: Bir vakte kadar yiyip içip eğlenin. Daha sonra onlar, Rablerinin emrine kafa tuttular da gözleri baka baka yıldırım kendilerini yakaladı. Kalkıp kaçamadılar ve kendilerine yardım eden'de olmadı.   9.Daha önce de Nûh kavmini batırmıştık. Çünkü onlar da doğruluktan ayrılmış bir topluluktu.   10.Göğe gelince, onu ben ellerimle kurdum. Hiç kuşkusuz, ben, genişleticiyim.   11.Yeri de ben döşedim. Ne güzel yaratanım!   12.Herşeyden iki çift yarattım ki düşünüp anlayabilesiniz. O halde Allah'a kaçın ve Allah'a sığının! 13.Ben size Allah'tan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım. Allah'ın yanına başka bir ilah koymayın! Ben size Allah'tan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım. İşte böyle! Onlardan önce herhangi bir resul geldiğinde, mutlaka şöyle dediler: Ya büyücüdür ya deli.Bunu aralarında vasiyetleştiler mi? Hayır, azıp sapmış bir topluluk bunlar.   14.Artık onlardan yüz çevir ve sen bu yüzden kınanmayacaksın. Hatırlat ve öğüt ver; çünkü hatırlatıp öğüt vermek Yaratan Yüce Allah'a inanmışlara yarar sağlar.   15.Ben, cinleri ve insanları bana ibadet etmeleri ve benim için iş yapıp değer üretmeleri dışında bir şey için yaratmadım. Ben onlardan rızık ve beni yedirip doyurmalarını da istemiyorum. Hiç kuşkusuz, Allah Rezzâk'tır, bol bol rızık verir. Allah kuvvet sahibidir, Metîn'dir, güçlü ve dayanıklıdır. 16.Şu bir gerçek ki, zulmedenlerin, tıpkı arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. O halde acele etmesinler. O vaat edildikleri günlerinden dolayı vay kâfirlerin haline!    
Ekleme Tarihi: 26 Haziran 2021 - Cumartesi
Türkce Kuran Meali

67. Zarihat-Toz Atıp Savuranlar Süresi

67. Zarihat-Toz Atıp Savuranlar Süresi: Mekke'de 16 Ayet Olarak İndirildi!

 

1.O tozutup savuranlara ve o kırıp un-ufak edenlere ağırlık taşıyanlara o kolayca akıp gidenlere ve o rahatça yüzenlere, o iş ve oluşu bölüştürenlere yemin olsun ki, hiç kuşkusuz, o size vaat olunan her şey kesinlikle doğrudur ve din, şaşmaz bir olgudur.
 

2.Yemin olsun o ahenkli yollar taşıyan göğe, ki siz gerçekten tartışmalarla dolu bir söz içindesiniz.


3.Yüzleri çevrilen onun yüzünden çevrilir.
Kahrolsun o düzenbaz yalancılar, ki onlar bir sersemlik içinde ne yaptıklarından habersizdirler. Sorarlar:Ne zaman o din günü? O gün onlar ateş üzerinde deneme ve elemeye tâbi tutulacaklardır.
Tadın imtihan ve ıstırabınızı, ve işte budur o çarçabuk gelmesini istediğiniz!
Şu da bir gerçek ki, sakınıp korunanlar bahçelerde ve pınar başlarındadır.
Rablerinin kendilerine verdiğini almış kişiler olarak.
Doğrusu, onlar bundan önce de iyilik ve güzellik sergilemekteydiler.
Gecenin pek azında uyumaktaydılar.
Seher vakitlerinde af dilemekteydi onlar.
İhtiyaç sahibi için, yoksul için bir hak vardı mallarında onların.
Yeryüzünde ayetler vardır görürcesine bilenler için.
Benliklerimizin içinde dirler hâlâ bakıp görmeyecek misiniz?

 

4.Sizin, rızkınız da göktedir, tehdit edildiğiniz yer de.
Göğün ve yerin Rabbine yemin olsun ki, o tıpkı sizin konuşabildiğiniz gibi kesin bir gerçektir. Geldi mi sana İbrahim'in ikram edilen konuklarının haberi?
Hani, İbrahim'in yanına girmişlerdi de Selam! demişlerdi.

İbrahim: "Selam Tanınmayan bir topluluk bu demişti. Hemen ailesinin yanına gitti; semiz bir dana getirdi. Danayı misafirlerin önüne sürdü. "Yemez misiniz?" dedi. O arada, içine bunlardan bir kuşku düştü. Korkma! dedi elçiler İbrahim'e ve bilgin bir oğlan müjdelediler. Derken, karısı bir çığlık içinde döndü; yüzüne vurarak şöyle dedi: Ben, doğurma yaşını geçmiş bir kocakarıyım. Elçiler dediler ki: Rabbin öyle buyurmuştur. Hüküm ve hikmet sahibi Allah'tır ve en yisini bilen de yine Allah'tır.
 

5.İbrahim elçilere sordu: Amacınız ne, ey elçiler?  Elçiler dediler ki: Rabbin katında, sınır tanımazlar için işaretlenmiş çamurdan taşları üzerlerine  atalım diye suçlulardan oluşan bir topluma gönderildik.Orada, müminlerden kim varsa çıkardık. Artık orada, bir ev dışında, müslümanlardan ve Allah'a teslim olanlardan hiç kimse bulamıyorduk. Acıklı azaptan korkanlar için orada bir işaret bıraktık.
 

6.Firavun tüm gücüyle ve tüm seçkin adamlarıyla birlikte Allah'tan yüz çevirdi ve şöyle dedi: Bir büyücü yahut mecnun. Bunun üzerine, onu da ordusunu da yakalayıp denizin ortasına fırlattım. Kendi kendini kınayıp duruyordu.


7.Âd kavminde de bir ibret var. Onların üzerine, her şeyi yerinden söken rüzgârı göndermiştim. Üzerinden geçtiği her şeyi kül haline getirmeden bırakmıyordu.
 

8.Semûd'da da bir ibret var. Onlara şöyle denmişti: Bir vakte kadar yiyip içip eğlenin. Daha sonra onlar, Rablerinin emrine kafa tuttular da gözleri baka baka yıldırım kendilerini yakaladı. Kalkıp kaçamadılar ve kendilerine yardım eden'de olmadı.
 

9.Daha önce de Nûh kavmini batırmıştık. Çünkü onlar da doğruluktan ayrılmış bir topluluktu.
 

10.Göğe gelince, onu ben ellerimle kurdum.
Hiç kuşkusuz, ben, genişleticiyim.

 

11.Yeri de ben döşedim.
Ne güzel yaratanım!

 

12.Herşeyden iki çift yarattım ki düşünüp anlayabilesiniz.
O halde Allah'a kaçın ve Allah'a sığının!


13.Ben size Allah'tan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.
Allah'ın yanına başka bir ilah koymayın!
Ben size Allah'tan gelmiş açıklayıcı bir uyarıcıyım.
İşte böyle! Onlardan önce herhangi bir resul geldiğinde, mutlaka şöyle dediler: Ya büyücüdür ya deli.Bunu aralarında vasiyetleştiler mi?
Hayır, azıp sapmış bir topluluk bunlar.

 

14.Artık onlardan yüz çevir ve sen bu yüzden kınanmayacaksın.
Hatırlat ve öğüt ver; çünkü hatırlatıp öğüt vermek Yaratan Yüce Allah'a inanmışlara yarar sağlar.

 

15.Ben, cinleri ve insanları bana ibadet etmeleri ve benim için iş yapıp değer üretmeleri dışında bir şey için yaratmadım. Ben onlardan rızık ve beni yedirip doyurmalarını da istemiyorum.
Hiç kuşkusuz, Allah Rezzâk'tır, bol bol rızık verir.
Allah kuvvet sahibidir, Metîn'dir, güçlü ve dayanıklıdır.


16.Şu bir gerçek ki, zulmedenlerin, tıpkı arkadaşlarının günahları gibi günahları vardır. O halde acele etmesinler. O vaat edildikleri günlerinden dolayı vay kâfirlerin haline!

 

 

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.