Kurtuluş Tayiz
Köşe Yazarı
Kurtuluş Tayiz
 

Bahçeli'nin çağrısı: Köprüden önceki son çıkış

MHP lideri Devlet Bahçeli'den peş peşe ezber bozan açıklamalar geliyor. Sadece açıklama da değil, Meclis'in açılışı sırasında DEM'lilere giderek el uzatması da son derece önemli bir adımdı. Devlet Bahçeli'nin uzattığı el devlet elidir, diye yazmıştık. İtiraz edenler, karşı çıkanlar, Bahçeli'yi yıpratmak için harekete geçenler oldu. Fakat Bahçeli geri adım atmadı, aksine el artırarak, bu kez de İmralı'ya çağrıda bulundu. Devlet Bahçeli, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilirken sarf ettiği "Türkiye'ye dönünce hizmet edeceğim. Fırsat verirseniz ederim. Bir fırsat verilirse, bir hizmet imkânım varsa ki inanıyorum vardır, hizmet yapabilirim" sözlerini hatırlattı. Bahçeli, Öcalan'a şu çağrıyı yaptı: "Buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin." Devlet Bahçeli'nin bu çağrısı şüphesiz devletin de beklenti içinde olduğu, katıldığı ve desteklediği bir çağrıdır. 2009'da başlayan, değişik aralıklarla devam eden çözüm sürecinin gayesi de aşağı yukarı bu çerçevedeydi. İmralı'dan beklenti "Silahları bırakıp Türkiye Cumhuriyeti devletine katılıyoruz" yönünde bir çağrı yapmasıydı. Bu çabalar sonuç alsaydı Türkiye kendi iç sorunlarını kansız bir şekilde çözüme kavuşturması anlamında olumlu bir kazanım elde etmiş olacaktı. Terör örgütü bir dönüşüm geçirecek ve siyasal bir olgu olarak Türk demokrasisinin içinde kendine yer bulmaya çalışacaktı. Bunun neden olmadığı veya başarılamadığı üzerine dünya kadar değerlendirme ve analiz yapılabilir. Yine bütün değerlendirmelerin ortak noktasında Kandil ve DEM'lilerin İmralı'nın çağrısına uymadığı gerçeği bulunuyor. Aynı yöntemi tekrar deneyip bir sonuç almak mümkün mü? Şüphesiz bu da bir soru ve itiraz şeklinde Bahçeli'ye yöneltiliyor. Denemekten bir zarar geleceğini artık düşünmüyorum. Devlettir, yine çağrı yapar, "silahları bırakıp Türkiye Cumhuriyeti'ne gelip teslim olun" der. Öcalan, bu davete icabet edip çağrı yapar ve Kandil'den de bu çağrılar karşılık bulursa Bahçeli'nin vurguladığı gibi "Türkiye Cumhuriyeti'nin ali menfaatleri açısından" olumlu bir sürece girilir. Aslında ipin ucunun geçmişte olduğu gibi yine kaçacağı yönünde bir endişe söz konusu. Unutmayalım ki, devlet de hatalarından ders çıkarır. Kimse eski "çözüm süreci" gibi bir sürecin yaşanmasını beklemesin. Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Türkiye o süreci geride bıraktı. Eski şartlar yok artık. Fakat Bahçeli'nin kapısını araladığı bu yeni yolun köprüden önceki son çıkış olduğunu bilmeleri gerekiyor. Buna göre artık kararlarını verecek, bir yaklaşım geliştirecekler. CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den de Devlet Bahçeli'nin dün parti grubunda yaptığı açıklamalara destek gelmesi çok büyük bir şans. Kemal Kılıçdaroğlu olsa, direkt sabotaja yönelecekti. Özgür Özel'in sorumlu davranarak "Bu parti artık daha fazla şehit gelmesin diye, anaların gözyaşı akmasın diye üstüne düşen ne varsa cesaretle yapacak" demesi büyük bir fırsat. Devlet Bahçeli'nin başlattığı siyasette "yumuşama" dönemi genişleyerek, taban bularak gelişirse bundan o parti veya şu parti değil, Türkiye kazançlı çıkacak.
Ekleme Tarihi: 16 Ekim 2024 - Çarşamba
Kurtuluş Tayiz

Bahçeli'nin çağrısı: Köprüden önceki son çıkış

MHP lideri Devlet Bahçeli'den peş peşe ezber bozan açıklamalar geliyor. Sadece açıklama da değil, Meclis'in açılışı sırasında DEM'lilere giderek el uzatması da son derece önemli bir adımdı.

Devlet Bahçeli'nin uzattığı el devlet elidir, diye yazmıştık. İtiraz edenler, karşı çıkanlar, Bahçeli'yi yıpratmak için harekete geçenler oldu. Fakat Bahçeli geri adım atmadı, aksine el artırarak, bu kez de İmralı'ya çağrıda bulundu.

Devlet Bahçeli, terör örgütü PKK'nın elebaşı Abdullah Öcalan'ın Türkiye'ye getirilirken sarf ettiği "Türkiye'ye dönünce hizmet edeceğim. Fırsat verirseniz ederim. Bir fırsat verilirse, bir hizmet imkânım varsa ki inanıyorum vardır, hizmet yapabilirim" sözlerini hatırlattı. Bahçeli, Öcalan'a şu çağrıyı yaptı: "Buyursun terörün bittiğini, örgütünün tasfiye edileceğini tek taraflı ilan etsin."

Devlet Bahçeli'nin bu çağrısı şüphesiz devletin de beklenti içinde olduğu, katıldığı ve desteklediği bir çağrıdır. 2009'da başlayan, değişik aralıklarla devam eden çözüm sürecinin gayesi de aşağı yukarı bu çerçevedeydi. İmralı'dan beklenti "Silahları bırakıp Türkiye Cumhuriyeti devletine katılıyoruz" yönünde bir çağrı yapmasıydı.

Bu çabalar sonuç alsaydı Türkiye kendi iç sorunlarını kansız bir şekilde çözüme kavuşturması anlamında olumlu bir kazanım elde etmiş olacaktı. Terör örgütü bir dönüşüm geçirecek ve siyasal bir olgu olarak Türk demokrasisinin içinde kendine yer bulmaya çalışacaktı.

Bunun neden olmadığı veya başarılamadığı üzerine dünya kadar değerlendirme ve analiz yapılabilir. Yine bütün değerlendirmelerin ortak noktasında Kandil ve DEM'lilerin İmralı'nın çağrısına uymadığı gerçeği bulunuyor.

Aynı yöntemi tekrar deneyip bir sonuç almak mümkün mü? Şüphesiz bu da bir soru ve itiraz şeklinde Bahçeli'ye yöneltiliyor. Denemekten bir zarar geleceğini artık düşünmüyorum. Devlettir, yine çağrı yapar, "silahları bırakıp Türkiye Cumhuriyeti'ne gelip teslim olun" der. Öcalan, bu davete icabet edip çağrı yapar ve Kandil'den de bu çağrılar karşılık bulursa Bahçeli'nin vurguladığı gibi "Türkiye Cumhuriyeti'nin ali menfaatleri açısından" olumlu bir sürece girilir.

Aslında ipin ucunun geçmişte olduğu gibi yine kaçacağı yönünde bir endişe söz konusu. Unutmayalım ki, devlet de hatalarından ders çıkarır. Kimse eski "çözüm süreci" gibi bir sürecin yaşanmasını beklemesin. Aynı suda iki kez yıkanılmaz. Türkiye o süreci geride bıraktı. Eski şartlar yok artık. Fakat Bahçeli'nin kapısını araladığı bu yeni yolun köprüden önceki son çıkış olduğunu bilmeleri gerekiyor. Buna göre artık kararlarını verecek, bir yaklaşım geliştirecekler.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel'den de Devlet Bahçeli'nin dün parti grubunda yaptığı açıklamalara destek gelmesi çok büyük bir şans. Kemal Kılıçdaroğlu olsa, direkt sabotaja yönelecekti. Özgür Özel'in sorumlu davranarak "Bu parti artık daha fazla şehit gelmesin diye, anaların gözyaşı akmasın diye üstüne düşen ne varsa cesaretle yapacak" demesi büyük bir fırsat. Devlet Bahçeli'nin başlattığı siyasette "yumuşama" dönemi genişleyerek, taban bularak gelişirse bundan o parti veya şu parti değil, Türkiye kazançlı çıkacak.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.