Ankara'da Oğlu Öldürülen Görme Engelli Baba: 'Doğdu Göremedim Sesiyle Avunuyordum'

CİNAYET 20.02.2024 - 12:35, Güncelleme: 20.02.2024 - 12:35
 

Ankara'da Oğlu Öldürülen Görme Engelli Baba: 'Doğdu Göremedim Sesiyle Avunuyordum'

Liseli gençlerin arasında çıkan bıçaklı kavgada hayatını kaybeden gencin görme engelli babası cenazede, "Sesiyle avunuyordum. Şimdi sesi de yok cismi de yok hiçbir şey yok" ifadelerini kullandı.

Ankara'da akran zorbalığı can aldı... Sincan'da yaşanan olayda, 17 yaşındaki Nurullah D. ve Hüseyin Ünal arasında sınıfta tartışma çıktı. Parkta bıçaklandı Ünal, tartışmadan 1 gün sonra evinde yemek yediği sırada Nurullah D. ile ortak arkadaşlarının telefonla arayıp çağırması üzerine evden çıktı. Çağrıldığı parka giden Hüseyin Ünal, parkta bekleyen Nurullah D. tarafından kasık ve karın bölgesinden bıçaklandı. Tutuklandı Yaralanan Ünal, hastanede hayatını kaybetti. Nurullah D. ise polis ekiplerince yakalandı. Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, tutuklandı. "Çocuğum doğdu görmedim, ama sesiyle avunuyordum" Doğuştan görme engelli, memur emeklisi İlhami Ünal, 5 çocuğundan en küçüğü olan ve ayrıca müzikle uğraşan, bateri çalan oğlunu kaybetmenin acısını yaşıyor. Oğlunun üniversiteye gitmeyi çok istediğini belirten Ünal, şu ifadeleri kullandı: "Hayat doluydu, kimseye zararı yoktu, husumeti yoktu. Görmüyorum, çocuğum doğdu görmedim, ama sesiyle avunuyordum. Şimdi sesi de yok cismi de yok; hiçbir şey yok. Peki, benim çocuğumun suçu ne? 'Terör, terör' diyoruz. Esas bu terör engellenmeli. Özellikle evden yakın arkadaşına çağırtılıyor ve parka götürülüyor. Hüseyin hayat dolu bir insandı. Askere gitse terörle olsa diyeceğiz ki 'amenna, benim oğlum da şehit.' Bu halde nasıl yaşarım, Rabbim sabır versin; bilmiyorum. Ama başka Hüseyinlerin, İlhamilerin canı yanmasın. Allah rızası için devletimden ve hükümetimden özellikle istiyorum ki artık bu işe bir sonuç getirin." "Oğlumun adı parka verilsin" Ünal, olayın meydana geldiği parka farkındalık yaratmak için oğlunun isminin verilmesini isteyerek, "Parkın isminin 'Hüseyin Ünal Parkı' olmasını istiyorum ki adaletin sağlanabilmesi için, devletimin de yanımızda olduğunu bilmem için böyle olmalı." dedi.   "Sıfır telefon almıştım veremedim" Hüseyin Ünal'ın ağabeyi Nasip Ünal ise olaydan 45 dakika önce kardeşi ile telefonda konuştuğunu söyleyerek, "Şehir dışında olduğum için yeni telefon istedi. Cep telefonu almıştım. En son olaydan önce telefonla ilgili görüştük. 'Kardeşim 14 Şubat'a yetiştiririm, merak etme' dedim, aramızda şakalaştık. İlk defa sıfır bir telefonu olacaktı. Daha önce hep ikinci el kullandı. Kavuşamadı. Haberi alınca telefonla geldim. Uyanacağını 'Ağabey telefonum nerede?' diyeceğini düşünerek geldim. Ama veremedim." diye konuştu.
Liseli gençlerin arasında çıkan bıçaklı kavgada hayatını kaybeden gencin görme engelli babası cenazede, "Sesiyle avunuyordum. Şimdi sesi de yok cismi de yok hiçbir şey yok" ifadelerini kullandı.

Ankara'da akran zorbalığı can aldı...

Sincan'da yaşanan olayda, 17 yaşındaki Nurullah D. ve Hüseyin Ünal arasında sınıfta tartışma çıktı.

Parkta bıçaklandı


Ünal, tartışmadan 1 gün sonra evinde yemek yediği sırada Nurullah D. ile ortak arkadaşlarının telefonla arayıp çağırması üzerine evden çıktı.

Çağrıldığı parka giden Hüseyin Ünal, parkta bekleyen Nurullah D. tarafından kasık ve karın bölgesinden bıçaklandı.


Tutuklandı

Yaralanan Ünal, hastanede hayatını kaybetti. Nurullah D. ise polis ekiplerince yakalandı.

Emniyetteki sorgusunun ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, tutuklandı.

"Çocuğum doğdu görmedim, ama sesiyle avunuyordum"

Doğuştan görme engelli, memur emeklisi İlhami Ünal, 5 çocuğundan en küçüğü olan ve ayrıca müzikle uğraşan, bateri çalan oğlunu kaybetmenin acısını yaşıyor.

Oğlunun üniversiteye gitmeyi çok istediğini belirten Ünal, şu ifadeleri kullandı:

"Hayat doluydu, kimseye zararı yoktu, husumeti yoktu. Görmüyorum, çocuğum doğdu görmedim, ama sesiyle avunuyordum. Şimdi sesi de yok cismi de yok; hiçbir şey yok. Peki, benim çocuğumun suçu ne? 'Terör, terör' diyoruz. Esas bu terör engellenmeli. Özellikle evden yakın arkadaşına çağırtılıyor ve parka götürülüyor. Hüseyin hayat dolu bir insandı. Askere gitse terörle olsa diyeceğiz ki 'amenna, benim oğlum da şehit.' Bu halde nasıl yaşarım, Rabbim sabır versin; bilmiyorum. Ama başka Hüseyinlerin, İlhamilerin canı yanmasın. Allah rızası için devletimden ve hükümetimden özellikle istiyorum ki artık bu işe bir sonuç getirin."


"Oğlumun adı parka verilsin"

Ünal, olayın meydana geldiği parka farkındalık yaratmak için oğlunun isminin verilmesini isteyerek, "Parkın isminin 'Hüseyin Ünal Parkı' olmasını istiyorum ki adaletin sağlanabilmesi için, devletimin de yanımızda olduğunu bilmem için böyle olmalı." dedi.

 

"Sıfır telefon almıştım veremedim"

Hüseyin Ünal'ın ağabeyi Nasip Ünal ise olaydan 45 dakika önce kardeşi ile telefonda konuştuğunu söyleyerek, "Şehir dışında olduğum için yeni telefon istedi. Cep telefonu almıştım. En son olaydan önce telefonla ilgili görüştük. 'Kardeşim 14 Şubat'a yetiştiririm, merak etme' dedim, aramızda şakalaştık. İlk defa sıfır bir telefonu olacaktı. Daha önce hep ikinci el kullandı. Kavuşamadı. Haberi alınca telefonla geldim. Uyanacağını 'Ağabey telefonum nerede?' diyeceğini düşünerek geldim. Ama veremedim." diye konuştu.

Ankara HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.