75. Secde Süresi

1.Elif. Lâm. Mîm. 2.Kuran Âlemlerin Rabbi'ndendir. Kuran'nın indirilişidir bu. Kuşku, çelişme yok bunda. Yoksa "Kuranı uydurdu" mu diyorlar? Hayır, Kuran haktır ; senin Rabbindendir de. Senden önce kendilerine hiçbir uyarıcı gelmemiş bir toplumu uyarman içindir. Umulur ki, doğruya ve güzele kılavuzlanırlar. 3.Allah'tır ki gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yaratmış, sonra Kainat üzerinde egemenlik kurmuştur. Allah'ın dışındakilerden size ne dost ne de bir şefaatçı olamazlar. Hâlâ düşünüp ibret almayacak mısınız? 4.İş ve oluşu gökten yere doğru çekip çevirir; sonra o Allah'a yükselip çıkar. Bir günde ki, süresi, sizin saymakta olduğunuz bir gün bin yıla denktir. 5. İşte budur Allah! Bilinmeyeni de bilineni de bilen Allah'tır. Allah Azîz'dir. Allah Rahîm'dir. 6.Allah, odur ki, yarattığı her şeyi güzel yarattı. İnsanın yaratılışıda çamurdan başladı. Sonra onun neslini bir özsu olan ve hor görülen bir sudan oluşturdu. Sonra ona bir biçim verdi ve onun içine kendi ruhundan üfledi. Sizin için, işitme gücü, gözler ve gönüller vücuda getirdi. Ne kadar da az şükredersiniz! 7.Şöyle dediler: Toprakta kaybolup gittiğimiz zaman mı, o zaman mı yeni bir yaratılış içinde olacağız! Gerçek şu ki, onlar her şeyden önce, Rablerinin huzuruna varmayı inkâr ediyorlar. Söyle onlara: Size vekil edilen ölüm meleği canınızı alır. Sonra doğrudan doğruya Rabbinize döndürülürsünüz. 8.Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki, barışa ve iyiliğe yönelik iyi işler yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz. 9.Ben eğer dileseydim, her benliğe hidayetini elbette verirdim. Fakat benden şu yolda söz hak olmuştur: Yemin olsun, cehennemi tamamıyla cinlerden ve insanlardan dolduracağım. Bu gününüzü unutmuş olmanın karşılığını tadın kuşkusuz, ben de seni unuttum. Yaptıklarınıza karşılık o uzun süreli azabı tadın! 10.Benim ayetlerime o kimseler inanır ki, onlarla kendilerine öğüt verildiğinde, secdelere kapanırlar ve hiç böbürlenmeyerek Rablerine hamt ile tespih ederler.  Yanları yataklarından uzaklaşır; korku ve ümitle Rablerine dua ederler. Kendilerine verdiğimiz rızıklardan da dağıtırlar. Hiç kimse, yaptıklarına karşılık onlar için hangi göz aydınlığının saklandığını bilmez.  Hiç, bir mümin, bir sapık gibi olur mu? Hayır, eşit olmazlar! İman edip iyiliği ve barışa yönelik işler yapanlara gelince, onlar için, yaptıklarına karşılık olarak barınacakları cennet konakları vardır. 11.Sapmış olanların varacakları yerse ateştir. Oradan her çıkmak istediklerinde, oraya geri çevrilir ve şöyle denir onlara: "Yalanlayıp durduğunuz ateş azabını tadıverin. Belki dönerler diye, onlara o büyük azaptan ayrı olarak, o küçük azaptan da mutlaka tattıracağım. Rabbinin ayetleri kendilerine hatırlatıldıktan sonra onlardan yüz çevirenden daha zalim kim vardır? Ben suçlulardan mutlaka intikam alacağım! 12.Yemin olsun ki, Mûsa'ya kitabı vermiştim. Böyleyken sen ona kavuşacağından kuşkuda olma! Ben onu İsrailoğullarına bir kılavuz yapmıştım. 13.Sabrettikleri zaman içlerinden, benim emrimle doğru yola ileten önderler çıkarmıştım. Onlar benim ayetlerime gereğince inanıyorlardı. Kuşkusuz, Rabbin, evet Allah, ihtilaf edip durdukları hususlarda onların arasını ayıracaktır. Evlerinde ve yurtlarında dolaşıp durdukları nice nesilleri, kendilerinden önce helâk etmiş olmam onlara yol göstermedi mi? Kuşkusuz, bunda ibretler vardır. Hâlâ işitmiyorlar mı? 14.Görmediler mi ki, ben, çorak toprağa suyu salıyorum da onunla ekinler çıkarıyorum hem hayvanları yiyor hem kendileri. Hâlâ görmüyorlar mı? Bir de soruyorlar: "Eğer doğru sözlülerseniz, bu fetih ne zaman? De ki: Fetih günü, küfre sapanlara imanları yarar sağlamayacaktır. Onlara göz açtırılmaz bile. Artık onlardan yüz çevir ve bekle! Zaten onlar da bekliyorlar.