55. Enam-Davar Süresi

28.04.2022 - 15:07, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 1740+ kez okundu.
 

55. Enam-Davar Süresi

Enam-Davar Süresi: Medine'de 133 Ayet Olarak İndirildi!

1.Şükür Allah'a dır!   2.Allah ki Kainatı ve Yeryüzündeki gökleri yaratmış, karanlıklara ışığa ile vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar.   3.Sizi bir balçıktan yaratmış olan Yaratan Yüce Allah'tır. Sonra hüküm verip bir süre belirlemiştir. Belirlenmiş başka bir süre de Yaratan Yüce Allah'ın katındadır. Bütün bunlardan sonra siz hâlâ kuşkulanıyormusunuz?   4.Allah, göklerde de Allah'tır, yerde de Allah'tır.. Yaratan Yüce Allah, sizin iç dünyanızı da bilir, açığa vurduklarınızı, ve neler kazanmakta olduğunuzu da çok iyi bilir.   5.Onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelir gelmez, ondan hemen yüz çeviriyorlardı. Böylece hakkı, kendilerine geldiği anda yalanladılar. Fakat yakında onlara, alay etmekte oldukları şeyin haberleri gelecektir.   6.Kendilerinden önce nice yurt ve medeniyetleri yerle bir ettiğimi görmediler mi? Ben o yurtlara yeryüzünde size vermediğim imkânları vermiş, üzerlerine gök bereketini bol bol indirmiş,nehirleri altlarından akar hale getirmiştim. Derken, onları kendi günahlarıyla yok ettim ve onların arkalarından başka bir yeni nesil oluşturdum.   7.Eğer ben sana parşömen üzerine yazılı bir kitap göndermiş olsaydım, onlar da ona elleriyle dokunmuş olsalardı, o küfre batmışlar, hiç kuşkusuz şöyle söyleceklerdi: Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir. Şunu da söylediler:Bu peygamber yerine bir melek indirilseydi ya. Eğer böyle bir melek indirmiş olsaydım iş mutlaka bitirilmiş olurdu da kendilerine göz bile açtırılmazdı. Eğer o peygamberi bir melek olarak yaratsaydım kuşkusuz onuda bir er kişi yapar, içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olurdum   8.Yemin olsun ki, senden önceki resullerle de alay edildi; Fakat eğlence konusu yaptıkları şey, o maskaralığı sergileyenleri kıskıvrak sarıverdi.  Şunu söyle: Dolaşın yeryüzünde de bakın nasıl olmuş gerçeği yalanlayanların sonu görün.   9.Sor: Kimindir gökler ve yer? Cevap ver deki: Yaratan Yüce Allah'ındır. O Yaratan Yüce Allah ki, rahmeti  öz benliği üzerine yazmıştır. Yaratan Yüce Allah sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya getirip mutlaka  toplayacaktır.   10.Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler.   11.Gecenin ve gündüzün içinde yer alan her şey Yaratan Yüce Allah'ındır. O, Semî'dir, her şeyi duyar; Alîm'dir, her şeyi bilir.   12.De ki: "Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirip doyuran ama kendisi yemeyen ve beslenmeyen Yaratan Yüce Allah'tan başkasını mı velî edineyim?   13.De ki: Bana, İslam'ı Yaratan Yüce Allah'a teslim olmayı seçenlerin ilki olmam emredildi. Sen sakın şirke sapanlardan olma! Şunu da söyle: Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım ben. Kendisinden azap uzak olana o gün Yaratan Yüce Allah rahmet etmiştir.  İşte açık kurtuluş budur.   14.Allah sana bir keder dokundurursa, o kederi Yaratan Yüce Allah'tan başka yok edecek yoktur. Allah eğer isterse sana bir hayır dokundurur ve Yaratan Yüce Allah her şey üzerinde güç sahibidir.   15.Allah Kulları üzerinde hüküm ve egemenlik sahibi Kaahir'dir. Allah tüm hikmetlerin kaynağıdır . Allah her şeyden haberdardır.   16.Sor:Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür; De ki: Yaratan Yüce Allah  benimle sizin aranızda tanıktır. Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım.   17.Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz; De ki: Ben buna tanıklık etmiyorum. De ki:Allah,  yaratan tek bir tanrıdır ve ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!   18.O kendilerine kitap verdiklerim var ya, onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirler, ama öz benliklerini hüsrana uğratan bunlar, iman etmezler.  Yalan düzerek Yaratan Yüce Allah'a iftira eden yahut Yaratan Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim vardır? Şu da bir gerçek ki, zalimler asla kurtulamazlar!   19.Gün olur, onları bir araya toplayıp haşreder sonra, şirke batanlara sorarım: Nerededir o bir şey zannedip durduğunuz ortaklarınız? Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik. Bak da gör, nasıl yalan söylediler öz benliklerine karşı, iftira için kullandıkları şeyler, onları bırakıp kayboldu.   20.İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama ben Kuran-ı gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş,kulaklarına bir ağırlık koymuşumdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar. Küfre sapanlar nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle der: Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.   21.Hem ondan alıkoyarlar hem ondan uzaklaşırlar. Öz benliklerinden başkasını helâk etmiyorlar., ama farkında değiller.   22.Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak. İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi.   23.Geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi. Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.   24.Dediler ki: Şu dünya hayatımızdan başkası yok. Biz öldükten sonra diriltilecek de değiliz. Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen! Allah sordu:Gerçek değil miymiş mahşer? Dediler:Rabbimize yemin olsun ki, mahşer gerçekmiş. Allah dedi ki: O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı.   25.Yaratan Yüce Allah'ın huzuruna varmayı yalanlayanlar, gerçekten hüsrana uğramıştır. Sonunda o saat ansızın kendilerine gelip çatınca, sırtlarında günahlarını taşır bir halde şöyle demişlerdir: Dünya hayatında düşdüğümüz aşırılıklardan dolayı vay hasretimize!   26.Dikkat edin! Ne kötü şeylerdir taşıyıp durdukları.   27.Şu iğreti, basit hayat bir oyun ve eğlenceden başka şey değildir. Sakınıp korunanlar için âhiret yurdu elbette ki daha iyidir. Hâlâ aklınızı işletemeyecek misiniz?   28.Söylediklerinin seni kederlendirdiğini çok iyi biliyoruz. Gerçek şu ki, onlar seni yalanlamıyorlar; O zalimler Yaratan Yüce Allah'ın ayetlerine karşı direnmekteler. Yemin olsun ki, senden önce de resulleri yalanlanmışlar, eziyet görmelerine sabretmişlerdi. Ve nihayet yardımımız onlara ulaştı.   29.Allah'ın kelimelerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. Yemin olsun, elçi olarak gönderilenlerin haberinden bir kısmı sana da gelmiştir. Eğer yüz çevirip gitmeleri sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa, yerin içinde bir delik yahut gökte bir merdiven ara da onlara bir mucize getir. Yaratan Yüce Allah dileseydi onları doğru ve güzelde birleştirirdi. Siz artık cahillerden olmayın.  Ancak gereğince dinleyenler çağrıya cevap verir. Ölülere gelince, Yaratan Yüce Allah onları diriltecektir. Daha sonra mutlak Yaratan Yüce Allah'a  döndürülecekler.   30.Dediler ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya! De ki: Kuşkusuz, Yaratan Yüce Allah bir mucize indirmeye Kaadir'dir. Fakat çoklarınız bunu bilmiyor.   31.Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler.   32.Ben Kuran'da hiçbir şeyi eksik bırakmadım ve fazlasını da yapmadım.   33.Benim ayetlerimi yalanlayanlar, karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsizlerdir. Allah, dilediği kişiyi şaşırtır, dilediğini dosdoğru yol üzerine koyar.   34.De ki:Bir düşünün bakalım! Doğru sözlü iseniz söyleyin 'Yaratan Yüce Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip çatsa, siz Yaratan Yüce Allah'tan başkasına mı yakarırsınız? Hayır, yalnız Yaratan Yüce Allah'a yakarırsınız da Allah dilerse yakındığınız belayı uzaklaştırır da siz, ortak koştuklarınızı unutursunuz. 35.Andolsun ki, senden önce de ümmetlere elçiler göndermiştim. O ümmetleri, bize yaklaşıp sığınsınlar diye zorluklar ve darlıklarla yakalamıştım. Zorluklarım kendilerine gelip çattığında gelip keşke bana sığınabilselerdi! 36.Ne yazık ki kalpleri katılaştı; şeytan, yapmakta olduklarını onlara süslü ve püslü gösterdi. Öğütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdim. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladım da tüm ümitlerini bir anda yitirdiler. Ve böylece, zulme saplanan topluluğun kökü kesilmişti; hamt olsun âlemlerin Rabbi'ne!   37.De ki: Düşünün bakalım; Yaratan Yüce Allah, işitme gücünüzü, gözlerinizi alsa, Kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?   38.Bak her türlü Ayetlerimi açıklıyorum, buna rağmen onlar yine de yüz çeviriyorlar!   39.Şunu da söyle: "Düşünün bakalım; Allah'ın azabı size ansızın, açıktan geliverse, zalimler topluluğundan başkası mı helâk edilecek yoksa sizmi?   40.Ben o gönderdiğim elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte hiç bir şey için göndermedim. İman edip hayrı ve barışı yerleştirenlere korku yoktur ve tasalanmayacaklardır onlar. Ayetlerimi yalanlayanlara gelince, fenalığa bulaşmaları yüzünden kendilerine azap dokunacaktır.   41.Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum. Geleceğide bilmem ben! Size ben bir meleğim de demiyorum. Yalnız bana vahyedilene uyarım!   42.Sor onlara: Körle gören bir olur mu? Hâlâ düşünmüyor musunuz?   43.Rablerinin huzurunda haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların Yaratan Yüce Allah'tan başka ne bir dostu ne de şefaatçısı yoktur.   44.Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine dönüp yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.   45.Ben böylece onların bir kısmını diğer bir kısmıyla imtihana çektim ki, şunu söylesinler: Allah aramızdan şunlara mı lütufta bulundu?   46.Yaratan Yüce Allah şükredenleri daha iyi bilmiyor mu?Ayetlerime inananlar ve teslim olanlar sana geldiğinde şöyle söyle: Selam size Rabbiniz, benliği üzerine rahmeti yazmıştır. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük işler de ardından tövbe edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz, Yaratan Yüce Allah çok affedici, çok merhametlidir. İşte ben, ayetlerimi bu şekilde ayrıntılı kılıyorum ki, günaha sapmışların yolu açık ve seçik olarak ortaya çıksın. Günaha sapmışların yolunu ise açık ve seçik gör!   47.De ki: Ben, Allah'ı bırakıp da yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım. De ki: Sizin keyiflerinize uymam! Çünkü bunu yaparsam sapıtmış olurum, doğruyu ve güzeli bulanlardan olmam. De ki:Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız. Acele istediğiniz şey benim yanımda değil. Hüküm yalnız ve yalnız Yaratan Yüce Allah'ındır.   48.Hakkı o anlatır. Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı Yaratan Yüce Allah'tır. Şunu da söyle: Acele istediğiniz şey benim yanımda olsaydı, benimle sizin aranızdaki iş çoktan bitirilmiş olurdu. Zalimleri, Yaratan Yüce  Allah daha iyi bilir.   49.Geleceğin ve bilinmeyenin anahtarları yanlız Yaratan Yüce Allah'ın yanındadır. Geleceği ve bilinmeyeni  Yaratan Yüce Allah'tan başkası bilemez. Yaratan Yüce Allah ' karada ve denizde olanı da çok iyi bilir. Yaratan Yüce Allah'ın bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez. Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir.   50.Yaratan Yüce Allah, odur ki, geceleyin sizi öldürür. Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir. Nihayet Yaratan Yüce Allah'a dır dönüşünüz. Gün boyu neler yapıp neler kazandığınızı bilir. Daha sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir.   51.Yaratan Yüce Allah kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir . Kulları üzerine koruyucular gönderir. Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerim onu vefat ettirirler. Elçilerim ne vaktinden önce iş yaparlar ne de vaktinden sonra. Nihayet onlar gerçek Mevlâ'ları olan Yaratan Yüce Allah'a götürülürler. Gözünüzü açın! Hüküm yalnız Yaratan Yüce Allah'ındır.. Ve hesap görenlerin en süratlisi Yaratan Yüce Allah'tır.   52.Şunu sor: Bizi bu durumdan kurtarırsa andolsun şükredenlerden olacağız' diye boyun büküp ürpererek Yaratan Yüce Allah'a yakardığınızda, kara'nın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır? De ki:Ondan da tüm sıkıntılardan da sizi Yaratan Yüce Allah kurtarıyor; Sonra da siz Yaratan Yüce  Allah'a ortak koşuyorsunuz.   53.De ki: O size, üstünüzden yahut ayaklarınızın altından bir azap göndermeye yahut sizi fırka fırka birbirinize düşürerek ve fırkalara bölüp içinden çıkılmaz durumlara düşürerek fırkaları elbise gibi size giydirerek kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya Kaadir'dir. İyice kavrayabilsinler diye Ayetleri sıralıyorum.   54.Kuran, hak olduğu halde senin toplumun Kuran'ı yalanladı. De ki: Ben size vekil değilim. Her haberin gerçekleşeceği bir zaman ve mekân vardır. Yakında bileceksiniz.   55.Ayetlerim hakkında lakırdıya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze dalıncaya değin onlardan yüz çevir. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra o zalimler topluluğu ile oturma.   56.Allah'tan korkanlara onların hesabından bir şey yoktur ama yine de bir hatırlatma olmalı ki belki sakınırlar. 57.Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak, onlara Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu ne de şefaatçısı kalmaz. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez. İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir. Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.   58.De ki:Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi dönelim?   59.O kişi gibi, onu şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, Bize gel!diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır. De ki: Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk. Âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz.   60.Namazı kılın ve duayı yerine getirin. Yaratan Yüce Allah'tan sakının! diye emrolunduk. Huzurunda haşrolunacağınız Yaratan Yüce Allah'tır.   61.Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da Allah'tır ol dediği an, hemen her şey oluverir. Allah'ın sözü haktır. Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim Allah'ındır. Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen Allah'tır. Allah Hakîm,dir her şeyden haberi olandır.   62.İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: Putları tanrılar mı ediniyorsun? Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum. Böylece ben İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyordum ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun.   63.İbrahim gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de İşte Rabbim bu" dedi. Yıldız battığında ise Batıp gidenleri sevmem" diye konuştu. Ay'ı doğar halde görünce, Rabbim bu dedi. Ay batınca da şöyle konuştu: Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum. Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, Benim Rabbim bu, bu daha büyük! dedi. Güneş de batıp gidince şöyle seslendi: Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben. Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben. Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı. İbrahim dedi ki: Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz? Beni doğru yola Allah iletti. Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden korkmam. Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz. Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır. Hâlâ öğüt almayacak mısınız? Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım! Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya ve güvenilmeye daha layıktır?   64.Yaratan Yüce allah'a inanıp, inanclarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma ve güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimi derece derece yükseltirim. Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.   65.Ben ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettim. Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladım. Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştim. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririm ben.   66.Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas... Hepsi iyilik ve barış için çalışanlardandı. İsmail, Elyesa', Yûnus ve Lût... Hepsini âlemlere üstün kıldım. Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da... Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola kılavuzladım. Allah'ın yol göstermesidir bu. Kullarından dilediğini bununla iyiye ve güzele iletir.   67.Eğer onlar şirke bulaşsalardı yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelirdi. 68.İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerim. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkâr ederlerse ben, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederim.  İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir. Sen de onların yolunu izle ve şöyle söyle: Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür. 69.Yaratan Yüce Allah'ı, kadrine ve şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar. Çünkü, Allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir. dediler. De ki Mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği kitabı kim indirdi? Siz o kitabı bir takım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. Size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi. Allah de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynaya dursunlar.   70.Bu da bizim, kentlerin ve medeniyetlerin anasını uyarman için indirdiğim bir kitap. Kutsal ve bereketli, kendinden öncekini doğrulayıcı. Âhirete inananlar, ona da inanırlar ve onlar namazlarına da dualarına da devam ederler.   71.Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya kendine bir şey vahyedilmediği halde Bana vahyedildi diyen kişi ile, "Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim diyen kimseden daha zalim kim vardır!   72.Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken. Melekler ellerini uzatmış, çıkarın canlarınızı diye. Bugün zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü sizler Yaratan Yüce Allah'a karşı gerçek dışı şeyler söylüyor ve Yaratan Yüce Allah'ın ayetlerine karşı büyüklük taslıyordunuz.   73.Yemin olsun, sizi ilk yarattığımdaki gibi yapayalnız ve teker teker bize geldiniz. Size verip hayaline daldırdığım şeyleri de sırtlarınızın arkasında bıraktınız. Sizinle ilgili hususlarda ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyorsunuz. 74.Yemin olsun, koptu aranızdaki tüm bağlar ve uzaklaşıp kayboldu yanınızdan o bir şey sandıklarınız.   75.Hiç kuşkusuz, Allah'tır Fâlık olan ve dâneyi yaran, çekirdeği patlatan. Allah ölüden diri çıkarır, diriden ölüyü çıkaran da Allah'tır!   76.İşte budur Allah! Peki nasıl oluyorda ters bir yöne çevriliyorsunuz?   77.Şafağı yarıp sabahı ortaya çıkaran / Fâlık Allah'tır! Geceyi dinlenme zamanı yaptı; Güneş'i ve Ay'ı hesap aracı. İşte budur ölçülendirmesi o Azîz'in, o Alîm'in!   78.Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren Allah'tır!   79.Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri Allah gerçekten ayrıntılı kılmışdır. 80.Allah sizi bir tek canlıdan vücuda getiren dir! Bu oluşumda bir karar kılma yeri var, bir de emanet olarak kalma yeri. İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldım.   81.Size gökten su indiren de Allah'tır! Ben o suyla her şeyin bitkisini çıkardım. Ondan da bir yeşillik çıkardım. O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardım. Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardım. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var. Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe! Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır!   82.Yaratan Yüce Allah'a bir de cinleri ve gözle görülmeyen yaratıkları ortak koştular. Oysaki, onlarıda Yüce Allah yaratmıştır.   83.Yaratan Yüce Allah'a bilgisizce oğullar ve kızlar isnat etme saçmalığını gösterdiler. Şanı yücedir Allah'ın Allah onların nitelemelerinin ötesindedir !   84.Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî' Allah’ın nasıl çocuğu olur? Yaratan Yüce Allah'ın bir eşi olmadı ki! Her şeyi Allah yarattı ve her şeyi en iyi şekilde bilen de yanlız Yaratan Yüce Allah'tır., Rabbiniz Allah işte budur. İlah yok Allah'tan  başka. Her şeyin yaratıcısıdır, Haalik'tir Allah. Yaratan Yüce Allah'a kulluk ve ibadet edin! Yaratan Yüce Allah her şeye Vekîl'dir.   85.Gözler onu fark edip kavrayamaz. Oysaki O, gözleri görür ve bilir. O Latîf'tir, lütfu çok olduğu halde kendisi görülemez; Habîr'dir, her şeyden haberdardır.   86.Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir. Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına... Ben sizin üzerinize bekçi değilim. Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyorum ki, Sen ders aldım, de, ben de ilimden nasiplenen bir toplum için onu iyice açıklayayım.  Rabbinden sana vahyedilene uy! Allah’tan başka ilah yoktur. Müşriklerden yüz çevir!   87.Allah dileseydi, şirke batmazlardı. Ben seni onlar üzerine bekçi yapmadım. Sen onlara vekil de değilsin.   88.Allah'ın berisinden birilerine niyazda bulunanlar Allah dışında birileri için çağrı yapanlar, onların, Yaratan Yüce Allah dışında yakardıklarına sövmeyin., yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a  söverler.   89.Ben her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdim. Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir. Allah, onlara, yapmakta olduklarını mahşerde haber verecektir. Tüm yeminleriyle Allah'a yemin ettiler ki, eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklar. Söyle onlara: Mucizeler ancak Allah'ın katındadır. Mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz? Ben onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririm.   90.ilk seferinde buna inanmadıkları gibi bırakır, kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar. Eğer ben onlara melekleri indirseydim. Ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydim. Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı. Ne var ki, çokları cehaletlerini sergiliyorlar.   91.İşte böyle, ben peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptım. Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar; ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya  devam  etsinler.   92.Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerim, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma. Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur. Allah en iyi işiten, en iyi bilendir.   93.Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırır sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar.  Kendi yolundan kimin saptığını en iyi senin Rabbin bilir. Hidayete ermiş olanları en iyi bilen de Allah'dır. O halde, Allah’ın ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yiyin. Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır.   94.Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir.   95.Günahın açığını da bırakın, gizlisini de. Günah kazananlar yapıp ettiklerinin karşılığını yakında göreceklerdir.   96.Üzerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin. Böyle bir şey tam bir yoldan çıkıştır. Şeytanlar kendi evliyasına ve dost ve destekçilerine sizinle mücadele etmeleri için elbetteki vahiy gönderirler. Siz o şeytan’nın evliyasına boyun eğerseniz kesinlikle müşrikler ve kaybedenler oldunuz demektir.   97.Bir ölü iken kendisine hayat verdiğim, insanlar içinde yürümesi için kendisine bir ışık tuttuğum kişinin durumu, karanlıklar içinde kalmış ve bir türlü ondan çıkamayan kişininki gibi olur mu?   98.İşte böyle! Küfre sapanlara, yapmakta oldukları süslü ve püslü gösterilmiştir. Ben bu şekilde her kentte ve her medeniyette kodamanları, o kent ve medeniyetin suçluları yaptım ki, orada oyunlar tezgâhlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değiller. Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: Allah resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız. Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir.   99.Suç işleyenlere, oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap öngörülmüştür. Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur.   100.Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir. Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında... Ben öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladım. Rableri katındaki huzur ve esenlik yurdu onlarındır. İşler oldukları ameller yüzünden Allah, onların Velî'si oluvermiştir. Allah gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: Ey cinler ve görünmez varlıklar topluluğu; Şu  insanlara gerçekten çok ettiniz ve  insanların birçoğuna göz diktiniz; " Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik. Allah Buyurur ki: Barınağınız ateştir. Allah'ın dilediği zamanlar hariç orada süreklisiniz . Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.   101.İşte ben, zalimlerin bir kısmını bir kısmına, kazanır oldukları şeyler yüzünden bu şekilde dost ve yardımcı yönetici vede önder yaparım.   102.Ey cinler ve insanlar topluluğu; İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi?   103.Kendi aleyhimize tanıklık ettik. dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler. Sebep şudur: Rabbin, halkı habersiz bir haldeyken kentleri helâk edici değildir.  Her birinin, yapıp ettiklerinden kaynaklanan dereceleri vardır. Rabbin onların işlediklerinden gafil değildir.   104.Senin o Ganî Rabbin rahmet sahibidir. Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi bir başka topluluğun soyundan vücuda getirdiği gibi, ardınızdan da dilediğini sizin yerinize getirir. Size vaat edilen şeyler kesinlikle meydana gelecektir. Siz buna engel olamazsınız.   105.Ey toplumum; Yapabileceğinizi yapın. Bende yapıp ediyorum. Yakında yurdun sonunun kime ait olacağını bileceksiniz. Gerçek olan şu ki, zalimler kurtulamayacaktır.   106.Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle  dediler: Bu Allah için, bu da ortaklarımız için. Ortakları için olan Allah'a ulaşmaz, ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor. Ne kötü hüküm veriyorlar!   107.Aynen bunun gibi, müşriklerden birçoğuna, Allah'a ortak koştukları kişiler, öz evlatlarını öldürmeyi güzel göstermiştir ki, hem onları yok etsinler hem de dinlerini onlar aleyhine karmakarışık hale getirsinler. Allah dileseydi bunu yapamazlardı. O halde onları, düzdükleri iftiralarla baş başa bırak.   108.Kendi kuruntularına uygun olarak şöyle dediler: Şunlar, dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bizim dilediğimizden başkası yiyemez bunları.   109.Hayvanlar vardır, sırtlarına binmek yasaklanmıştır, Hayvanlar var, Allah'a iftira yüzünden üzerlerine Allah'ın adını anmıyorlar. Allah onları üretmekte oldukları iftiralar yüzünden cezalandıracaktır. Şunu da söylediler: "Şu hayvanların karınlarındakiler erkeklerimize özgülenmiştir; kadınlarımıza haramdır. Yavru ölü doğarsa kadın ve erkek hepsi onda hak sahibidir. Bu nitelendirmeleri yüzünden Allah cezalarını verecektir. Allah Hakîm'dir. Allah Alîm'dir.   110.Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır.   111.İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar. Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan yanlız Yaratan Yüce Allah'tır.   112.Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin ama sakın israf etmeyin. Yaratan Yüce Allah israf edenleri sevmez.   113.Hayvanlardan yük taşıyanı da yaygı ve döşek yapılanı da yaratan yine Yaratan Yüce Allah'tır. Allah'ın size verdiği rızıklardan yiyin, şeytanın adımlarını izlemeyin! Çünkü o şeytan sizin için açık bir düşmandır.   114.Sekiz çift: Koyundan iki, Keçiden de iki. De ki: İki erkeği mi haram kıldı, İki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinin kuşattığını mı? Eğer doğru sözlü iseniz bana ilimle haber verin. Ve deveden iki, sığırdan iki. De ki: İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerince kuşatılanı mı? Yoksa Allah size bunu önerirken siz de tanıklık mı ediyordunuz? İlim dışı bir şekilde insanları şaşırtmak için yalan düzüp Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir? Allah, zulme sapan bir topluluğa kılavuzluk etmiyor.   115.De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey  bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: Leş, Akıtılmış kan, Domuz eti , ki o bir pisliktir Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar. Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk  sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir. Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.   116.Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldım. Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldım. Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yüzünden bir ceza olarak yaptım. Ben elbette sözünde duranım.   117.Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, Allah'ın azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz. Şirke batanlar şöyle diyecekler: Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık.   118.Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı. De ki: "Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı? Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz. Sadece saçmalıyorsunuz siz.   119.En mükemmel kanıt Yaratan Yüce Allah'ındır. Allah dileseydi hepinizi toptan doğru yola iletirdi. Şunu da söyle: Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin. Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme!   120.Ayetlerimi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme! Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar. De ki onlara: Hadi gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım.   121.Hiç bir şeyi Allah'a ortak koşmayın. Ana ve babaya çok iyi davranın. Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; ben sizi de onları da rızıklandırırım. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın. Allah'ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın. Allah size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz. Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna.   122.Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyorum. Konuştuğunuz zaman, yakınlarınızın aleyhine de olsa, adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları önerdi.   123.Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin! Yoksa bu hal sizi Allah'ın yolundan uzaklaştırıp parçalara böler. Sakınıp korunasınız diye Allah bunu önermiştir size. Sonra, güzel davrananlara nimetimi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdim ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler.   124.Bu da benim indirdiğim bir kitaptır. Kutsal ve bereketli ve artık ona uyun ve sakının ki size rahmet edebilsin. Kitap, daha önce iki topluluğa indirildi. Biz onu okuyup araştırmaktan gerçekten habersizdik demeyesiniz. Şunu da söylemeyin Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk. Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor.   125.Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var? Ayetlerime sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağım.   126.Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa Rabbinin bazı mucizelerinin gelmesini mi? Rabbinin bazı mucizeleri geldiği gün, daha önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır sahibi olamamış kişiye  imanı hiçbir yarar sağlamayacaktır. De ki: Bekleyin! Doğrusu biz de bekliyoruz.   127.Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.   128.Kim bir güzellikle gelirse ona, getirdiğinin on katı var. Kötülükle gelene ise yaptığının kadarından fazla ceza verilmez. Onlar, haksızlığa uğratılmayacaklardır.   129.De ki: Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir. Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine. İbrahim müşriklerden değildi .   130.De ki: Benim namazım ve duam, kulluğum ve bağışım, hayatım, ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.   131.Allah’ın ortağı yoktur. Bununla emrolundum ve Müslümanların ilkiyim ben. Şunu da söyle: Allah herşeyin Rabbi iken Allah'tan  başka rab mı arayayım?   132.Her benliğin kazandığı kendi üstünde kalır. Hiçbir günahkâra bir başka günahkârın yükünü taşımaz. Nihayet dönüşünüz Rabbinizedir. Tartışmaya girdiğiniz şeyleri Allah size haber verecektir.   133.Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan Allah'tır. Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok hızlı verir. Allah gerçekten çok affedici, çok merhametlidir.  
Enam-Davar Süresi: Medine'de 133 Ayet Olarak İndirildi!

1.Şükür Allah'a dır!
 

2.Allah ki Kainatı ve Yeryüzündeki gökleri yaratmış, karanlıklara ışığa ile vücut vermiştir. Sonra, gerçeği örtenler bunları Rablerine denk tutuyorlar.
 

3.Sizi bir balçıktan yaratmış olan Yaratan Yüce Allah'tır.
Sonra hüküm verip bir süre belirlemiştir.
Belirlenmiş başka bir süre de Yaratan Yüce Allah'ın katındadır.
Bütün bunlardan sonra siz hâlâ kuşkulanıyormusunuz?
 

4.Allah, göklerde de Allah'tır, yerde de Allah'tır..
Yaratan Yüce Allah, sizin iç dünyanızı da bilir, açığa vurduklarınızı, ve neler kazanmakta olduğunuzu da çok iyi bilir.
 

5.Onlara Rablerinin ayetlerinden bir ayet gelir gelmez, ondan hemen yüz çeviriyorlardı. Böylece hakkı, kendilerine geldiği anda yalanladılar. Fakat yakında onlara, alay etmekte oldukları şeyin haberleri gelecektir.
 

6.Kendilerinden önce nice yurt ve medeniyetleri yerle bir ettiğimi görmediler mi? Ben o yurtlara yeryüzünde size vermediğim imkânları vermiş, üzerlerine gök bereketini bol bol indirmiş,nehirleri altlarından akar hale getirmiştim. Derken, onları kendi günahlarıyla yok ettim ve onların arkalarından başka bir yeni nesil oluşturdum.
 

7.Eğer ben sana parşömen üzerine yazılı bir kitap göndermiş olsaydım, onlar da ona elleriyle dokunmuş olsalardı, o küfre batmışlar, hiç kuşkusuz şöyle söyleceklerdi: Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir. Şunu da söylediler:Bu peygamber yerine bir melek indirilseydi ya. Eğer böyle bir melek indirmiş olsaydım iş mutlaka bitirilmiş olurdu da kendilerine göz bile açtırılmazdı. Eğer o peygamberi bir melek olarak yaratsaydım kuşkusuz onuda bir er kişi yapar, içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olurdum
 

8.Yemin olsun ki, senden önceki resullerle de alay edildi; Fakat eğlence konusu yaptıkları şey, o maskaralığı sergileyenleri kıskıvrak sarıverdi. 
Şunu söyle: Dolaşın yeryüzünde de bakın nasıl olmuş gerçeği yalanlayanların sonu görün.
 

9.Sor: Kimindir gökler ve yer?
Cevap ver deki: Yaratan Yüce Allah'ındır.
O Yaratan Yüce Allah ki, rahmeti  öz benliği üzerine yazmıştır.
Yaratan Yüce Allah sizi, varlığında hiç kuşku bulunmayan kıyamet gününde bir araya getirip mutlaka  toplayacaktır.
 

10.Benliklerini hüsrana yuvarlamış kişiler var ya, onlar iman etmezler.
 

11.Gecenin ve gündüzün içinde yer alan her şey Yaratan Yüce Allah'ındır.
O, Semî'dir, her şeyi duyar; Alîm'dir, her şeyi bilir.
 

12.De ki: "Gökleri ve yeri yoktan var eden, yedirip doyuran ama kendisi yemeyen ve beslenmeyen Yaratan Yüce Allah'tan başkasını mı velî edineyim?
 

13.De ki: Bana, İslam'ı Yaratan Yüce Allah'a teslim olmayı seçenlerin ilki olmam emredildi. Sen sakın şirke sapanlardan olma! Şunu da söyle: Rabbime isyan edersem büyük bir günün azabından korkarım ben.
Kendisinden azap uzak olana o gün Yaratan Yüce Allah rahmet etmiştir. 
İşte açık kurtuluş budur.
 

14.Allah sana bir keder dokundurursa, o kederi Yaratan Yüce Allah'tan başka yok edecek yoktur. Allah eğer isterse sana bir hayır dokundurur ve Yaratan Yüce Allah her şey üzerinde güç sahibidir.
 

15.Allah Kulları üzerinde hüküm ve egemenlik sahibi Kaahir'dir.
Allah tüm hikmetlerin kaynağıdır .
Allah her şeyden haberdardır.
 

16.Sor:Tanıklık bakımından hangi şey daha büyüktür; De ki: Yaratan Yüce Allah  benimle sizin aranızda tanıktır. Bu Kur'an bana vahyolundu ki, onunla sizi ve ulaştığı herkesi uyarayım.
 

17.Siz gerçekten Allah'ın yanında başka ilahların bulunduğuna tanıklık ediyor musunuz; De ki: Ben buna tanıklık etmiyorum. De ki:Allah,  yaratan tek bir tanrıdır ve ben, sizin ortak tuttuğunuz şeylerden uzağım!
 

18.O kendilerine kitap verdiklerim var ya, onu, öz oğullarını tanıdıkları gibi tanıyıp bilirler, ama öz benliklerini hüsrana uğratan bunlar, iman etmezler.  Yalan düzerek Yaratan Yüce Allah'a iftira eden yahut Yaratan Yüce Allah'ın ayetlerini yalanlayandan daha zalim kim vardır?
Şu da bir gerçek ki, zalimler asla kurtulamazlar!
 

19.Gün olur, onları bir araya toplayıp haşreder sonra, şirke batanlara sorarım: Nerededir o bir şey zannedip durduğunuz ortaklarınız? Sonunda şunu söylemekten başka bahaneleri kalmaz: Rabbimiz Allah'a yemin olsun ki, biz, ortak koşanlar değildik. Bak da gör, nasıl yalan söylediler öz benliklerine karşı, iftira için kullandıkları şeyler, onları bırakıp kayboldu.
 

20.İçlerinden sana kulak verenler vardır; ama ben Kuran-ı gereğince anlamamaları için kalplerine kılıflar geçirmiş,kulaklarına bir ağırlık koymuşumdur. Tüm mucizeleri görseler de onlara inanmazlar.
Küfre sapanlar nihayet sana gelip seninle çekişerek söyle der: Bu, eskilerin masallarından başka bir şey değildir.
 

21.Hem ondan alıkoyarlar hem ondan uzaklaşırlar.
Öz benliklerinden başkasını helâk etmiyorlar., ama farkında değiller.
 

22.Ah bir görsen, ateşin başında durdurulup da şöyle dediklerini: Ne olurdu, geri gönderilsek, Rabbimizin ayetlerini yalanlamasak ve inananlardan olsak.
İşin doğrusu şu: Önceden gizlemekte oldukları karşılarına dikildi.
 

23.Geri gönderilselerdi yasaklandıkları şeyi mutlaka yineleyeceklerdi.
Doğrusu, onlar, tam yalancıdırlar.
 

24.Dediler ki: Şu dünya hayatımızdan başkası yok.
Biz öldükten sonra diriltilecek de değiliz.
Rableri huzurunda durdurulduklarını bir görsen!
Allah sordu:Gerçek değil miymiş mahşer?
Dediler:Rabbimize yemin olsun ki, mahşer gerçekmiş.
Allah dedi ki: O halde, küfre sapmış olmanızdan dolayı tadın azabı.
 

25.Yaratan Yüce Allah'ın huzuruna varmayı yalanlayanlar, gerçekten hüsrana uğramıştır. Sonunda o saat ansızın kendilerine gelip çatınca, sırtlarında günahlarını taşır bir halde şöyle demişlerdir: Dünya hayatında düşdüğümüz aşırılıklardan dolayı vay hasretimize!
 

26.Dikkat edin! Ne kötü şeylerdir taşıyıp durdukları.
 

27.Şu iğreti, basit hayat bir oyun ve eğlenceden başka şey değildir.
Sakınıp korunanlar için âhiret yurdu elbette ki daha iyidir.
Hâlâ aklınızı işletemeyecek misiniz?
 

28.Söylediklerinin seni kederlendirdiğini çok iyi biliyoruz.
Gerçek şu ki, onlar seni yalanlamıyorlar; O zalimler Yaratan Yüce Allah'ın ayetlerine karşı direnmekteler. Yemin olsun ki, senden önce de resulleri yalanlanmışlar, eziyet görmelerine sabretmişlerdi. Ve nihayet yardımımız onlara ulaştı.
 

29.Allah'ın kelimelerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur.
Yemin olsun, elçi olarak gönderilenlerin haberinden bir kısmı sana da gelmiştir.
Eğer yüz çevirip gitmeleri sana ağır geldiyse, haydi gücün yetiyorsa, yerin içinde bir delik yahut gökte bir merdiven ara da onlara bir mucize getir.
Yaratan Yüce Allah dileseydi onları doğru ve güzelde birleştirirdi.
Siz artık cahillerden olmayın. 
Ancak gereğince dinleyenler çağrıya cevap verir.
Ölülere gelince, Yaratan Yüce Allah onları diriltecektir.
Daha sonra mutlak Yaratan Yüce Allah'a  döndürülecekler.
 

30.Dediler ki: Ona Rabbinden bir mucize indirilseydi ya!
De ki: Kuşkusuz, Yaratan Yüce Allah bir mucize indirmeye Kaadir'dir.
Fakat çoklarınız bunu bilmiyor.
 

31.Yeryüzünde debelenen hiçbir canlı, iki kanadıyla uçan hiçbir kuş istisna olmamak üzere hepsi sizin gibi ümmetlerdir. Onlar, sonunda Rableri önünde haşredilirler.
 

32.Ben Kuran'da hiçbir şeyi eksik bırakmadım ve fazlasını da yapmadım.
 

33.Benim ayetlerimi yalanlayanlar, karanlıklara gömülmüş sağır ve dilsizlerdir. Allah, dilediği kişiyi şaşırtır, dilediğini dosdoğru yol üzerine koyar.
 

34.De ki:Bir düşünün bakalım!
Doğru sözlü iseniz söyleyin 'Yaratan Yüce Allah'ın azabı yakanıza yapışsa yahut o saat gelip çatsa, siz Yaratan Yüce Allah'tan başkasına mı yakarırsınız?
Hayır, yalnız Yaratan Yüce Allah'a yakarırsınız da Allah dilerse yakındığınız belayı uzaklaştırır da siz, ortak koştuklarınızı unutursunuz.


35.Andolsun ki, senden önce de ümmetlere elçiler göndermiştim.
O ümmetleri, bize yaklaşıp sığınsınlar diye zorluklar ve darlıklarla yakalamıştım. Zorluklarım kendilerine gelip çattığında gelip keşke bana sığınabilselerdi!


36.Ne yazık ki kalpleri katılaştı; şeytan, yapmakta olduklarını onlara süslü ve püslü gösterdi. Öğütlenmeye çağırıldıkları şeyi unutunca, her şeyin kapılarını üzerlerine açıverdim. Nihayet, kendilerine verilenle sevinç şımarıklığına daldıkları bir sırada, ansızın onları yakaladım da tüm ümitlerini bir anda yitirdiler. Ve böylece, zulme saplanan topluluğun kökü kesilmişti; hamt olsun âlemlerin Rabbi'ne!
 

37.De ki: Düşünün bakalım; Yaratan Yüce Allah, işitme gücünüzü, gözlerinizi alsa, Kalpleriniz üzerine mühür bassa, Allah'tan başka hangi ilah onları size geri verecek?
 

38.Bak her türlü Ayetlerimi açıklıyorum, buna rağmen onlar yine de yüz çeviriyorlar!
 

39.Şunu da söyle: "Düşünün bakalım; Allah'ın azabı size ansızın, açıktan geliverse, zalimler topluluğundan başkası mı helâk edilecek yoksa sizmi?
 

40.Ben o gönderdiğim elçileri, müjdeciler ve uyarıcılar olmaktan öte hiç bir şey için göndermedim. İman edip hayrı ve barışı yerleştirenlere korku yoktur ve tasalanmayacaklardır onlar. Ayetlerimi yalanlayanlara gelince, fenalığa bulaşmaları yüzünden kendilerine azap dokunacaktır.
 

41.Onlara şunu söyle: "Ben size Allah'ın hazineleri yanımdadır demiyorum.
Geleceğide bilmem ben!
Size ben bir meleğim de demiyorum.
Yalnız bana vahyedilene uyarım!
 

42.Sor onlara: Körle gören bir olur mu?
Hâlâ düşünmüyor musunuz?
 

43.Rablerinin huzurunda haşredileceklerinden korkanları, o vahiy ile uyar ki korunabilsinler. Onların Yaratan Yüce Allah'tan başka ne bir dostu ne de şefaatçısı yoktur.
 

44.Sabah akşam, yüzünü isteyerek Rablerine dönüp yalvarıp yakaranları kovma! Onların hesabından bir şey sana ait olmadığı gibi, senin hesabından bir şey de onlara ait değildir. O halde onları kovarsan zalimlerden olursun.
 

45.Ben böylece onların bir kısmını diğer bir kısmıyla imtihana çektim ki, şunu söylesinler: Allah aramızdan şunlara mı lütufta bulundu?
 

46.Yaratan Yüce Allah şükredenleri daha iyi bilmiyor mu?Ayetlerime inananlar ve teslim olanlar sana geldiğinde şöyle söyle: Selam size Rabbiniz, benliği üzerine rahmeti yazmıştır. İçinizden her kim bilgisizlikle bir kötülük işler de ardından tövbe edip halini düzeltirse, hiç kuşkusuz, Yaratan Yüce Allah çok affedici, çok merhametlidir. İşte ben, ayetlerimi bu şekilde ayrıntılı kılıyorum ki, günaha sapmışların yolu açık ve seçik olarak ortaya çıksın. Günaha sapmışların yolunu ise açık ve seçik gör!
 

47.De ki: Ben, Allah'ı bırakıp da yakardıklarınıza kulluk etmekten yasaklandım.
De ki: Sizin keyiflerinize uymam! Çünkü bunu yaparsam sapıtmış olurum, doğruyu ve güzeli bulanlardan olmam. De ki:Ben Rabbimden gelen bir beyyine üzerindeyim. Ama siz onu yalanladınız.
Acele istediğiniz şey benim yanımda değil.
Hüküm yalnız ve yalnız Yaratan Yüce Allah'ındır.
 

48.Hakkı o anlatır.
Ayırt edip çözüm getirenlerin en hayırlısı Yaratan Yüce Allah'tır.
Şunu da söyle: Acele istediğiniz şey benim yanımda olsaydı, benimle sizin aranızdaki iş çoktan bitirilmiş olurdu.
Zalimleri, Yaratan Yüce  Allah daha iyi bilir.
 

49.Geleceğin ve bilinmeyenin anahtarları yanlız Yaratan Yüce Allah'ın yanındadır. Geleceği ve bilinmeyeni  Yaratan Yüce Allah'tan başkası bilemez.
Yaratan Yüce Allah ' karada ve denizde olanı da çok iyi bilir.
Yaratan Yüce Allah'ın bilgisi dışında bir yaprak bile düşmez.
Toprağın karanlıklarındaki bir dâne, yaş ve kuru her şey apaçık bir Kitap'ın içindedir.
 

50.Yaratan Yüce Allah, odur ki, geceleyin sizi öldürür.
Sonra, belirlenmiş süre işletilip tamamlansın diye, gün içinde sizi diriltir.
Nihayet Yaratan Yüce Allah'a dır dönüşünüz.
Gün boyu neler yapıp neler kazandığınızı bilir.
Daha sonra, yapıp ettiklerinizi size haber verecektir.
 

51.Yaratan Yüce Allah kulları üzerinde egemenlik sahibi Kaahir'dir .
Kulları üzerine koruyucular gönderir.
Nihayet ölüm birinize geldiğinde, elçilerim onu vefat ettirirler.
Elçilerim ne vaktinden önce iş yaparlar ne de vaktinden sonra.
Nihayet onlar gerçek Mevlâ'ları olan Yaratan Yüce Allah'a götürülürler.
Gözünüzü açın! Hüküm yalnız Yaratan Yüce Allah'ındır..
Ve hesap görenlerin en süratlisi Yaratan Yüce Allah'tır.
 

52.Şunu sor: Bizi bu durumdan kurtarırsa andolsun şükredenlerden olacağız' diye boyun büküp ürpererek Yaratan Yüce Allah'a yakardığınızda, kara'nın ve denizin karanlıklarından sizi kim kurtarır? De ki:Ondan da tüm sıkıntılardan da sizi Yaratan Yüce Allah kurtarıyor; Sonra da siz Yaratan Yüce  Allah'a ortak koşuyorsunuz.
 

53.De ki: O size, üstünüzden yahut ayaklarınızın altından bir azap göndermeye yahut sizi fırka fırka birbirinize düşürerek ve fırkalara bölüp içinden çıkılmaz durumlara düşürerek fırkaları elbise gibi size giydirerek kiminizin şiddetini kiminize tattırmaya Kaadir'dir. İyice kavrayabilsinler diye Ayetleri sıralıyorum.
 

54.Kuran, hak olduğu halde senin toplumun Kuran'ı yalanladı. De ki: Ben size vekil değilim. Her haberin gerçekleşeceği bir zaman ve mekân vardır.
Yakında bileceksiniz.
 

55.Ayetlerim hakkında lakırdıya dalanları gördüğünde, onlar başka bir söze dalıncaya değin onlardan yüz çevir. Eğer şeytan sana unutturursa, hatırladıktan sonra o zalimler topluluğu ile oturma.
 

56.Allah'tan korkanlara onların hesabından bir şey yoktur ama yine de bir hatırlatma olmalı ki belki sakınırlar.


57.Dinlerini oyun ve eğlence haline getirmiş, dünya hayatı kendilerini aldatmış olanları bırak, onlara Kur'an ile şunu hatırlat: Bir kişi, kendi elinin üretip kazandığına teslim edilirse onun, Allah dışında ne bir dostu ne de şefaatçısı kalmaz. Her türlü fidyeyi verse de ondan kabul edilmez.
İşte bunlar, kazandıklarına teslim edilmişlerdir.
Nankörlük ettiklerinden ötürü onlar için kaynar sudan bir içki ve korkunç bir azap vardır.
 

58.De ki:Allah'ın berisinden, bize yarar da zarar da veremeyecek şeylere mi yakaralım? Allah bize kılavuzluk ettikten sonra ökçelerimiz üstüne geri mi dönelim?
 

59.O kişi gibi, onu şeytanlar kendisini ayartıp yeryüzünde şaşkın dolaşır hale getirmişlerdir. Oysaki onun, Bize gel!diye doğruya ve güzele çağıran arkadaşları vardır. De ki: Allah'ın kılavuzluğudur gerçek kılavuzluk.
Âlemlerin Rabbi Allah'a teslim olmakla emrolunduk biz.
 

60.Namazı kılın ve duayı yerine getirin.
Yaratan Yüce Allah'tan sakının! diye emrolunduk.
Huzurunda haşrolunacağınız Yaratan Yüce Allah'tır.
 

61.Gökleri ve yeri hak olarak yaratan da Allah'tır ol dediği an, hemen her şey oluverir.
Allah'ın sözü haktır.
Sûra üfleneceği gün de mülk ve yönetim Allah'ındır.
Âlim'dir, görünmeyeni de görüneni de bilen Allah'tır.
Allah Hakîm,dir her şeyden haberi olandır.
 

62.İbrahim, babası Âzer'e şöyle demişti: Putları tanrılar mı ediniyorsun?
Seni de toplumunu da açık bir sapıklık içinde görüyorum.
Böylece ben İbrahim'e göklerin ve yerin melekûtunu gösteriyordum ki, gerçeği görüp bilerek inananlardan olsun.
 

63.İbrahim gece onun üstünü örtünce bir yıldız gördü de İşte Rabbim bu" dedi.
Yıldız battığında ise Batıp gidenleri sevmem" diye konuştu.
Ay'ı doğar halde görünce, Rabbim bu dedi. Ay batınca da şöyle konuştu: Eğer Rabbim bana kılavuzluk etmeseydi sapıtan topluluktan olurdum.
Nihayet Güneş'in doğmakta olduğunu gördüğünde, Benim Rabbim bu, bu daha büyük! dedi. Güneş de batıp gidince şöyle seslendi: Ortak koştuğunuz şeylerden uzağım ben. Ben bir hanîf olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm.
Müşriklerden değilim ben.
Toplumu ona karşı çıkıp kanıt getirmeye kalkıştı.
İbrahim dedi ki: Allah hakkında benimle çekişiyor musunuz?
Beni doğru yola Allah iletti.
Allah'a ortak koştuğunuz şeylerden korkmam.
Rabbimin dilediği dışında hiçbir şey olmaz.
Rabbim bilgice herşeyi çepeçevre kuşatmıştır.
Hâlâ öğüt almayacak mısınız?
Hem siz, hakkında size hiçbir kanıt indirmediği şeyleri Allah'a ortak koştuğunuz halde korkmuyorsunuz da ben, ortak tuttuğunuz şeylerden nasıl korkarım! Şimdi, eğer biliyorsanız, iki gruptan hangisi güvende olmaya ve güvenilmeye daha layıktır?
 

64.Yaratan Yüce allah'a inanıp, inanclarını herhangi bir zulümle kirletmeyenler var ya, güvende olma ve güvenilir olma işte onların hakkıdır; doğruyu ve güzeli yakalayanlar da onlardır. İşte bunlar, kavmine karşı İbrahim'e verdiğimiz kanıtlardır. Dilediklerimi derece derece yükseltirim.
Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.
 

65.Ben ona İshak'ı ve Yakub'u hediye ettim.
Hepsini doğruya ve güzele kılavuzladım.
Daha önce Nûh'a ve onun soyundan olan Dâvud'a, Süleyman'a, Eyyûb'e, Yûsuf'a, Mûsa'ya, Hârun'a da kılavuzluk etmiştim. Güzel düşünüp güzel davrananları böyle ödüllendiririm ben.
 

66.Zekeriyya, Yahya, İsa ve İlyas... Hepsi iyilik ve barış için çalışanlardandı.
İsmail, Elyesa', Yûnus ve Lût... Hepsini âlemlere üstün kıldım.
Atalarından, soylarından, kardeşlerinden bir kısmını da...
Onları seçtik ve onları dosdoğru bir yola kılavuzladım.
Allah'ın yol göstermesidir bu.
Kullarından dilediğini bununla iyiye ve güzele iletir.
 

67.Eğer onlar şirke bulaşsalardı yapıp ettikleri kendilerine yararsız hale gelirdi.


68.İşte bunlardır kendilerine kitap, hükmetme gücü ve peygamberlik verdiklerim. Şimdi şu insanlar bütün bunları inkâr ederlerse ben, bunları inkâr etmeyecek bir topluluğu onlara vekil ederim. 
İşte böyleleri, Allah'ın yol gösterdiği kimselerdir.
Sen de onların yolunu izle ve şöyle söyle: Ben şu yaptığıma karşılık sizden bir ücret istemiyorum. O sadece âlemlere bir öğüttür.


69.Yaratan Yüce Allah'ı, kadrine ve şanına yaraşır şekilde tanıyamadılar.
Çünkü, Allah, insana hiçbir şey vahyetmemiştir. dediler.
De ki Mûsa'nın insanlara bir ışık, bir kılavuz olarak getirdiği kitabı kim indirdi?
Siz o kitabı bir takım parşömenler yapıp ortaya sürüyorsunuz, birçoğunu da saklıyorsunuz. Size, sizin de atalarınızın da bilmediği şeyler öğretildi.
Allah de, sonra bırak onları saplandıkları batakta oynaya dursunlar.
 

70.Bu da bizim, kentlerin ve medeniyetlerin anasını uyarman için indirdiğim bir kitap. Kutsal ve bereketli, kendinden öncekini doğrulayıcı. Âhirete inananlar, ona da inanırlar ve onlar namazlarına da dualarına da devam ederler.
 

71.Yalan düzüp Allah'a iftira eden veya kendine bir şey vahyedilmediği halde Bana vahyedildi diyen kişi ile, "Allah'ın ayet indirdiği gibi ben de indireceğim diyen kimseden daha zalim kim vardır!
 

72.Bir görsen o zalimleri ölüm dalgaları içindeyken.
Melekler ellerini uzatmış, çıkarın canlarınızı diye.
Bugün zillet azabıyla cezalandırılacaksınız; çünkü sizler Yaratan Yüce Allah'a karşı gerçek dışı şeyler söylüyor ve Yaratan Yüce Allah'ın ayetlerine karşı büyüklük taslıyordunuz.
 

73.Yemin olsun, sizi ilk yarattığımdaki gibi yapayalnız ve teker teker bize geldiniz. Size verip hayaline daldırdığım şeyleri de sırtlarınızın arkasında bıraktınız. Sizinle ilgili hususlarda ortaklar olduklarını sandığınız şefaatçılarınızı da yanınızda görmüyorsunuz.


74.Yemin olsun, koptu aranızdaki tüm bağlar ve uzaklaşıp kayboldu yanınızdan o bir şey sandıklarınız.
 

75.Hiç kuşkusuz, Allah'tır Fâlık olan ve dâneyi yaran, çekirdeği patlatan.
Allah ölüden diri çıkarır, diriden ölüyü çıkaran da Allah'tır!
 

76.İşte budur Allah! Peki nasıl oluyorda ters bir yöne çevriliyorsunuz?
 

77.Şafağı yarıp sabahı ortaya çıkaran / Fâlık Allah'tır!
Geceyi dinlenme zamanı yaptı; Güneş'i ve Ay'ı hesap aracı.
İşte budur ölçülendirmesi o Azîz'in, o Alîm'in!
 

78.Karanın ve denizin karanlıklarında, kendileriyle yol bulmanız için yıldızları hizmetinize veren Allah'tır!
 

79.Bilgiden nasipli bir topluluk için ayetleri Allah gerçekten ayrıntılı kılmışdır.


80.Allah sizi bir tek canlıdan vücuda getiren dir!

Bu oluşumda bir karar kılma yeri var, bir de emanet olarak kalma yeri.
İyice araştırıp kavrayan bir topluluk için ayetleri biz tam bir biçimde ayrıntılı kıldım.

 

81.Size gökten su indiren de Allah'tır!
Ben o suyla her şeyin bitkisini çıkardım.
Ondan da bir yeşillik çıkardım.
O yeşillikten birbiri üzerine binmiş dâneler çıkardım.
Hurma ağacının da tomurcuğundan sarkan salkımlar, üzümlerden bağlar, zeytin, nar çıkardım. Birbirine benzeyeni var, benzemeyeni var.
Meyve verdiğinde ve meyveler olgunlaştığında bir bakın onun ürününe!
Bu size gösterilenlerde, iman eden bir topluluk için, çok ibret vardır!
 

82.Yaratan Yüce Allah'a bir de cinleri ve gözle görülmeyen yaratıkları ortak koştular. Oysaki, onlarıda Yüce Allah yaratmıştır.
 

83.Yaratan Yüce Allah'a bilgisizce oğullar ve kızlar isnat etme saçmalığını gösterdiler. Şanı yücedir Allah'ın Allah onların nitelemelerinin ötesindedir !
 

84.Gökleri ve yeri yaratıp donatan Bedî' Allah’ın nasıl çocuğu olur?
Yaratan Yüce Allah'ın bir eşi olmadı ki!
Her şeyi Allah yarattı ve her şeyi en iyi şekilde bilen de yanlız Yaratan Yüce Allah'tır., Rabbiniz Allah işte budur. İlah yok Allah'tan  başka.
Her şeyin yaratıcısıdır, Haalik'tir Allah.
Yaratan Yüce Allah'a kulluk ve ibadet edin!
Yaratan Yüce Allah her şeye Vekîl'dir.
 

85.Gözler onu fark edip kavrayamaz.
Oysaki O, gözleri görür ve bilir.
O Latîf'tir, lütfu çok olduğu halde kendisi görülemez; Habîr'dir, her şeyden haberdardır.
 

86.Gerçek şu ki, size Rabbinizden gönül gözleri gelmiştir.
Kim görürse kendisi yararına, kim körlük ederse kendisi zararına...
Ben sizin üzerinize bekçi değilim.
Ayetleri bu şekilde, çeşitli başlıklarla veriyorum ki, Sen ders aldım, de, ben de ilimden nasiplenen bir toplum için onu iyice açıklayayım. 
Rabbinden sana vahyedilene uy!
Allah’tan başka ilah yoktur.
Müşriklerden yüz çevir!
 

87.Allah dileseydi, şirke batmazlardı.
Ben seni onlar üzerine bekçi yapmadım.
Sen onlara vekil de değilsin.
 

88.Allah'ın berisinden birilerine niyazda bulunanlar Allah dışında birileri için çağrı yapanlar, onların, Yaratan Yüce Allah dışında yakardıklarına sövmeyin., yoksa onlar da düşmanlıkla ve bilgisizce Allah'a  söverler.
 

89.Ben her ümmete yaptığı işi bu şekilde süslü gösterdim.
Sonra hepsinin dönüşü Rablerinedir.
Allah, onlara, yapmakta olduklarını mahşerde haber verecektir.
Tüm yeminleriyle Allah'a yemin ettiler ki, eğer kendilerine bir mucize gelirse ona mutlaka inanacaklar. Söyle onlara: Mucizeler ancak Allah'ın katındadır.
Mucize geldiğinde de iman etmeyeceklerini anlamıyor musunuz?
Ben onların gönüllerini ve gözlerini ters çeviririm.
 

90.ilk seferinde buna inanmadıkları gibi bırakır, kendilerini de azgınlıkları içinde körü körüne bocalar dururlar. Eğer ben onlara melekleri indirseydim.
Ölüler kendileriyle konuşsaydı ve herşeyi toplayıp karşılarına dikseydim.
Allah'ın dilemesi dışında, yine de inanmazlardı.
Ne var ki, çokları cehaletlerini sergiliyorlar.
 

91.İşte böyle, ben peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman yaptım.
Bunlar aldatmak için birbirlerine lafın yaldızlısını fısıldarlar.
Rabbin dileseydi onu yapamazlardı.
Bırak onları, düzdükleri iftiralarla başbaşa kalsınlar; ki âhirete inanmayanların gönülleri ona ısınsın, ondan hoşlansınlar, elde ettikleri şeylere sahip olmaya  devam  etsinler.
 

92.Allah size Kitap'ı ayrıntılı kılınmış bir halde indirmişken, Allah'ın dışında bir hakem mi arayayım? Kendilerine Kitap verdiklerim, onun, Rabbinden hak olarak indirildiğini biliyorlar. Sakın kuşkuya düşenlerden olma. Rabbinin sözü hem doğruluk hem de adalet bakımından tamamlanmıştır. Allah'ın sözlerini değiştirecek hiçbir kuvvet yoktur.
Allah en iyi işiten, en iyi bilendir.
 

93.Yeryüzündeki insanların çoğunluğuna uyarsan seni Allah yolundan saptırır sadece sanıya uyarlar onlar ve sadece saçmalarlar. 
Kendi yolundan kimin saptığını en iyi senin Rabbin bilir.
Hidayete ermiş olanları en iyi bilen de Allah'dır.
O halde, Allah’ın ayetlerine inanıyorsanız, üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yiyin. Size ne oluyor da üzerine Allah'ın adı anılmış olanlardan yemiyorsunuz? Zorda kalışınız dışında üzerinize haram kıldığını bizzat kendisi size ayrıntılı olarak açıklamıştır.
 

94.Birçokları ilimsiz bir biçimde kendi keyiflerine uyarak halkı şaşırtıyorlar. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin sınır tanımaz azgınları çok iyi bilmektedir.
 

95.Günahın açığını da bırakın, gizlisini de.
Günah kazananlar yapıp ettiklerinin karşılığını yakında göreceklerdir.
 

96.Üzerine Allah'ın adı anılmayanlardan yemeyin.
Böyle bir şey tam bir yoldan çıkıştır.
Şeytanlar kendi evliyasına ve dost ve destekçilerine sizinle mücadele etmeleri için elbetteki vahiy gönderirler. Siz o şeytan’nın evliyasına boyun eğerseniz kesinlikle müşrikler ve kaybedenler oldunuz demektir.
 

97.Bir ölü iken kendisine hayat verdiğim, insanlar içinde yürümesi için kendisine bir ışık tuttuğum kişinin durumu, karanlıklar içinde kalmış ve bir türlü ondan çıkamayan kişininki gibi olur mu?
 

98.İşte böyle! Küfre sapanlara, yapmakta oldukları süslü ve püslü gösterilmiştir.
Ben bu şekilde her kentte ve her medeniyette kodamanları, o kent ve medeniyetin suçluları yaptım ki, orada oyunlar tezgâhlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değiller. Onlara bir ayet geldiğinde şöyle demişlerdi: Allah resullerine verilenin tıpkısı bize de verilmedikçe asla inanmayacağız. Allah resullük görevini nereye vereceğini daha iyi bilir.
 

99.Suç işleyenlere, oynadıkları oyunlar yüzünden Allah katında bir küçüklük ve şiddetli bir azap öngörülmüştür. Allah, iyiye ve güzele götürmek istediğinin göğsünü İslam'a açar. Saptırmak dilediğinin de göğsünü öylesine daraltıp tıkar ki, o, göğe yükseliyormuş gibi olur.
 

100.Allah, iman etmeyenler üzerine pisliği işte böyle atıverir.
Rabbinin yolu işte budur; dosdoğru, kıvamında...
Ben öğüt alan bir topluluğa ayetleri ayrıntılı bir biçimde açıkladım.
Rableri katındaki huzur ve esenlik yurdu onlarındır.
İşler oldukları ameller yüzünden Allah, onların Velî'si oluvermiştir.
Allah gün olur şöyle diyerek onları huzurunda toplar: Ey cinler ve görünmez varlıklar topluluğu; Şu  insanlara gerçekten çok ettiniz ve  insanların birçoğuna göz diktiniz; " Onların insanlardan olan dostları şöyle derler: Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlanmıştı. Bizim için belirlediğin sürenin sonuna geldik. Allah Buyurur ki: Barınağınız ateştir. Allah'ın dilediği zamanlar hariç orada süreklisiniz . Senin Rabbin Hakîm'dir, Alîm'dir.
 

101.İşte ben, zalimlerin bir kısmını bir kısmına, kazanır oldukları şeyler yüzünden bu şekilde dost ve yardımcı yönetici vede önder yaparım.
 

102.Ey cinler ve insanlar topluluğu; İçinizden, size ayetlerimi anlatan ve şu gününüzle yüz yüze geleceğiniz hususunda sizi uyaran resuller gelmedi mi?
 

103.Kendi aleyhimize tanıklık ettik. dediler. İğreti hayat onları aldattı da küfre saptıklarına ilişkin, öz benlikleri aleyhinde tanıklık ettiler. Sebep şudur: Rabbin, halkı habersiz bir haldeyken kentleri helâk edici değildir.  Her birinin, yapıp ettiklerinden kaynaklanan dereceleri vardır.
Rabbin onların işlediklerinden gafil değildir.
 

104.Senin o Ganî Rabbin rahmet sahibidir.
Dilerse sizi ortadan kaldırır ve sizi bir başka topluluğun soyundan vücuda getirdiği gibi, ardınızdan da dilediğini sizin yerinize getirir. Size vaat edilen şeyler kesinlikle meydana gelecektir.
Siz buna engel olamazsınız.
 

105.Ey toplumum; Yapabileceğinizi yapın. Bende yapıp ediyorum.
Yakında yurdun sonunun kime ait olacağını bileceksiniz.
Gerçek olan şu ki, zalimler kurtulamayacaktır.
 

106.Kendi döllendirip yaydığı ekinden ve hayvanlardan Allah'a bir pay ayırdılar da kendi zanlarınca şöyle  dediler: Bu Allah için, bu da ortaklarımız için.
Ortakları için olan Allah'a ulaşmaz, ama Allah için olan, ortaklarına ulaşıyor.
Ne kötü hüküm veriyorlar!
 

107.Aynen bunun gibi, müşriklerden birçoğuna, Allah'a ortak koştukları kişiler, öz evlatlarını öldürmeyi güzel göstermiştir ki, hem onları yok etsinler hem de dinlerini onlar aleyhine karmakarışık hale getirsinler.
Allah dileseydi bunu yapamazlardı.
O halde onları, düzdükleri iftiralarla baş başa bırak.
 

108.Kendi kuruntularına uygun olarak şöyle dediler: Şunlar, dokunulmaz hayvanlar ve ekinlerdir. Bizim dilediğimizden başkası yiyemez bunları.
 

109.Hayvanlar vardır, sırtlarına binmek yasaklanmıştır,
Hayvanlar var, Allah'a iftira yüzünden üzerlerine Allah'ın adını anmıyorlar.
Allah onları üretmekte oldukları iftiralar yüzünden cezalandıracaktır.
Şunu da söylediler: "Şu hayvanların karınlarındakiler erkeklerimize özgülenmiştir; kadınlarımıza haramdır. Yavru ölü doğarsa kadın ve erkek hepsi onda hak sahibidir. Bu nitelendirmeleri yüzünden Allah cezalarını verecektir.
Allah Hakîm'dir.
Allah Alîm'dir.
 

110.Şu bir gerçek ki, ilimsizlik yüzünden öz evlatlarını beyinsizce katledenlerle Allah'ın kendilerine verdiği rızıkları, Allah'a iftira ederek haramlaştıranlar gerçekten hüsrana uğramışlardır.
 

111.İnan olsun, sapıtmışlardır onlar; hiçbir zaman doğruyu ve güzeli bulamazlar.
Çardaklı ve çardaksız bahçeleri, ürünleri çeşit çeşit hurmaları, sebzeleri, zeytinleri, narları, birbirine benzer ve benzemez biçimde oluşturan yanlız Yaratan Yüce Allah'tır.
 

112.Her birinin meyvesinden, olgunlaştığı zaman yiyin ve hasat gününde onun hakkını da verin ama sakın israf etmeyin. Yaratan Yüce Allah israf edenleri sevmez.
 

113.Hayvanlardan yük taşıyanı da yaygı ve döşek yapılanı da yaratan yine Yaratan Yüce Allah'tır.
Allah'ın size verdiği rızıklardan yiyin, şeytanın adımlarını izlemeyin!
Çünkü o şeytan sizin için açık bir düşmandır.
 

114.Sekiz çift: Koyundan iki, Keçiden de iki.
De ki: İki erkeği mi haram kıldı,
İki dişiyi mi? Yoksa iki dişinin rahimlerinin kuşattığını mı?
Eğer doğru sözlü iseniz bana ilimle haber verin.
Ve deveden iki, sığırdan iki.
De ki: İki erkeği mi haram kıldı, iki dişiyi mi, yoksa iki dişinin rahimlerince kuşatılanı mı? Yoksa Allah size bunu önerirken siz de tanıklık mı ediyordunuz?
İlim dışı bir şekilde insanları şaşırtmak için yalan düzüp Allah'a iftira edenden daha zalim kim olabilir? Allah, zulme sapan bir topluluğa kılavuzluk etmiyor.
 

115.De ki: "Bana vahyolunanlar içinde, bu haram dediklerinizi yiyecek birine yasaklanmış bir şey  bulamıyorum. Yalnız şunlardan biri olursa başka: Leş, Akıtılmış kan, Domuz eti , ki o bir pisliktir Allah'tan başkası adına boğazlanmış bir murdar. Iztırar haline düşen, başkasının hakkına dokunmamak, zorunluluk  sınırını da aşmamak şartıyla bunlardan yiyebilir.
Çünkü senin Rabbin çok bağışlayıcı, çok merhametlidir.
 

116.Yahudilere tüm tırnaklı hayvanları haram kıldım.
Onlara ayrıca sığır ve koyunun yağlarını da haram kıldım.
Sığır ve koyunun sırtlarının ve bağırsaklarının taşıdığı yağlarla, kemiklerle karışan yağlar bunun dışındadır. Bunu onlara azgınlıkları yüzünden bir ceza olarak yaptım. Ben elbette sözünde duranım.
 

117.Artık seni yalanlarlarsa şunu söyle: Rabbiniz çok geniş bir rahmetin sahibidir. Ancak, Allah'ın azabı günaha batmışlar topluluğundan uzak tutulamaz. Şirke batanlar şöyle diyecekler: Allah dileseydi, ne biz şirke sapardık ne de atalarımız. Hiçbir şeyi haram da yapmazdık.
 

118.Onlardan öncekiler de azabımızı tadıncaya kadar bu şekilde yalanlamışlardı.
De ki: "Yanınızda, önümüze çıkaracağınız bir ilminiz var mı?
Zandan başka bir şeye uymuyorsunuz.
Sadece saçmalıyorsunuz siz.
 

119.En mükemmel kanıt Yaratan Yüce Allah'ındır.
Allah dileseydi hepinizi toptan doğru yola iletirdi.
Şunu da söyle: Allah şunu haram etmiştir diye tanıklık edip duran şahitlerinizi getirin. Eğer tanıklık ederlerse sakın onlarla birlikte tanıklık etme!
 

120.Ayetlerimi yalanlayanlarla âhirete inanmayanların keyifleri ardınca gitme!
Onlar, kendi Rablerine başkalarını denk tutuyorlar.
De ki onlara: Hadi gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını yüzünüze karşı okuyayım.
 

121.Hiç bir şeyi Allah'a ortak koşmayın.
Ana ve babaya çok iyi davranın.
Yoksulluk endişesiyle çocuklarınızı öldürmeyin; ben sizi de onları da rızıklandırırım. Kötülüklerin görünenine de gizli kalanına da yaklaşmayın.
Allah'ın saygın ve aziz kıldığı cana, bir hakkı savunmak dışında kıymayın.
Allah size bunları önerdi ki, aklınızı işletebilesiniz.
Yetimin malına yaklaşmayın!
Ancak rüştüne erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna.
 

122.Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin.
Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyorum.
Konuştuğunuz zaman, yakınlarınızın aleyhine de olsa, adaleti gözetin.
Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın.
Düşünüp öğüt alasınız diye Allah size bunları önerdi.
 

123.Bu benim dosdoğru yolumdur, onu izleyin, başka yolları izlemeyin!
Yoksa bu hal sizi Allah'ın yolundan uzaklaştırıp parçalara böler.
Sakınıp korunasınız diye Allah bunu önermiştir size.
Sonra, güzel davrananlara nimetimi tamamlamak, her şeyi ayrıntılı kılmak, bir kılavuz ve rahmet olmak üzere Mûsa'ya o Kitap'ı verdim ki onlar Rablerine kavuşacaklarına inanabilsinler.
 

124.Bu da benim indirdiğim bir kitaptır.
Kutsal ve bereketli ve artık ona uyun ve sakının ki size rahmet edebilsin.
Kitap, daha önce iki topluluğa indirildi.
Biz onu okuyup araştırmaktan gerçekten habersizdik demeyesiniz.
Şunu da söylemeyin Eğer bize Kitap indirilmiş olsaydı, onlardan daha doğru yürüyüşlü olurduk. Artık size Rabbinizden bir beyyine, bir kılavuz ve bir rahmet gelmiş bulunuyor.
 

125.Allah'ın ayetlerini yalanlayıp onlardan yüz çevirenden daha zalim kim var?
Ayetlerime sırt dönenleri, yüz çevirmeleri yüzünden azabın en acıklısıyla cezalandıracağım.
 

126.Neyi bekliyorlar? Kendilerine meleklerin gelmesini mi, Rabbinin gelmesini mi, yoksa Rabbinin bazı mucizelerinin gelmesini mi? Rabbinin bazı mucizeleri geldiği gün, daha önce iman etmemiş yahut imanında bir hayır sahibi olamamış kişiye  imanı hiçbir yarar sağlamayacaktır.
De ki: Bekleyin! Doğrusu biz de bekliyoruz.
 

127.Dinlerini parça parça edip fırkalara, hiziplere bölünenler var ya, senin onlarla hiçbir ilişiğin yoktur. Onların işi Allah'a kalmıştır. Allah onlara, yapıp ettiklerini haber verecektir.
 

128.Kim bir güzellikle gelirse ona, getirdiğinin on katı var.
Kötülükle gelene ise yaptığının kadarından fazla ceza verilmez.
Onlar, haksızlığa uğratılmayacaklardır.
 

129.De ki: Beni, dosdoğru yola Rabbim iletmiştir.
Güçlü, pürüzsüz bir dine, hanîf olan İbrahim'in milletine.
İbrahim müşriklerden değildi .
 

130.De ki: Benim namazım ve duam, kulluğum ve bağışım, hayatım, ölümüm âlemlerin Rabbi olan Allah içindir.
 

131.Allah’ın ortağı yoktur. Bununla emrolundum ve Müslümanların ilkiyim ben. Şunu da söyle: Allah herşeyin Rabbi iken Allah'tan  başka rab mı arayayım?
 

132.Her benliğin kazandığı kendi üstünde kalır.
Hiçbir günahkâra bir başka günahkârın yükünü taşımaz.
Nihayet dönüşünüz Rabbinizedir.
Tartışmaya girdiğiniz şeyleri Allah size haber verecektir.
 

133.Sizi yeryüzünde öncekilere halefler yapan Allah'tır.
Verdiği nimetlerle sizi denemek için kiminizi kiminiz üzerine derecelerle yükseltmiştir. Rabbin ceza verdiğinde çok hızlı verir.
Allah gerçekten çok affedici, çok merhametlidir.

 
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.