CHP’nin karşı çıktığı hastaneler imdada yetişti

GÜNDEM 06.12.2020 - 14:42, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 1795+ kez okundu.
 

CHP’nin karşı çıktığı hastaneler imdada yetişti

Kılıçdaroğlu, geçen yıl sık sık, büyük şehir hastanelerinin yapılmasına maliyeti yüksek diye kızıyordu: "Hastane yapıyorsun yüksek maliyetler var. Yüzde 70 de hasta garantisi veriyorsun. Peki, ülkede hastalık yoksa ne yapacağız?" diyordu.

Başkan Erdoğan'ın 'hayalim' dediği şehir hastaneleri için, "Ne gerek var böyle büyük hastanelere?" diyen CHP yönetiminin, BUGÜN PANDEMİDE VATANDAŞLARIN İMDADINA YETİŞMESİ KARŞISINDA YÜZLERİ KIZARIYOR MU? Kılıçdaroğlu, geçen yıl sık sık, büyük şehir hastanelerinin yapılmasına maliyeti yüksek diye kızıyordu: "Hastane yapıyorsun yüksek maliyetler var. Yüzde 70 de hasta garantisi veriyorsun. Peki, ülkede hastalık yoksa ne yapacağız?" diyordu.   Kılıçdaroğlu salgından sonra şimdi bu söylediklerine pişman mıdır? Dünya ülkeleri sarsılırken, elbette Türkiye sıkışıyor. Ancak, pandemi öncesi Erdoğan'ın hayali şehir hastanelerinin, bugün ne kadar hayati olduğu, aziz milletin deva bulmak için yaptılları talepletre cevap vermesı çok çok önemlidir. OECD verilerine göre, Türkiye hastane yatak sayısında dünyada 7. sırada. Nüfusa göre hastane yatak kapasitesi bakımından ABD, İngiltere ve Kanada bile Türkiye'nin gerisinde. Pandemi öncesi son iki yılda açılan hastaneler hayat kurtarıyor. Ya açılmasaydı, devlet hastaneleri yetmezdi. Dünya korona virüse hazırlıksız yakalandı! Bizim sağlık sisteminde de sorunlar yaşanabilir, ancak tehlikeli noktada değiliz. Düşünmek bile, insanın moralini bozuyor.   Başkan Erdoğan'ın yerinde, "Ne gerek var bu büyük hastanelere?" diyen CHP olsaydı yanmıştık! Elbette yeterli değil, daha fazlasını yapmalıyız. Keşke yapılan dev şehir hastanelerine karşı çıkmayan bir Kılıçdaroğlu olmasaydı? Dev hastaneleri, büyük yatırımları destekleyen bir CHP, kaybetmez kazanırdı. Karşı çıkmaktan ne medet umuyorlar. Anlamak mümkün değil.   UCUZ KAHRAMANLIK CHP, büyük bır savruluş içinde kıvranırken, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlık dosyaları TBMM Genel Kurulu'na geldi. En son Kılıçdaroğlu çıktı, tuhaf konuşmalarla ucuz kahramanlık yaparak şunları söyledi: "Eğer benim dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz, vatan hainisiniz. Sizden mi korkacağım ben?" Atatürk'ün kurduğu CHP çıkmaz sokakta. CHP ipini nereden tutsanız elinizde kalıyor. Adeta freni patlamış bir araç gibi yokuş aşağı iniyor.   Parti içindeki ulusalcıları, Atatürkçüleri, antiemperyalist isimleri temizleyen Kılıçdaroğlu ve polit bürosu, Anadolu'ya bakmayı bırakmış, gözünü yabancı mahfillere çevirmiş durumda. Ortaya vizyon koymak, milletin sıkıntılarını çözecek yol haritaları ortaya koymak yerine, gözlerini küresel güçlerden ayıramaz hale gelmiş. 100 yılllık bagajlarındaki tartışmayı bıraktık, o kadar çok gayri milli hareketler yapıyorlar ki, yabancı ellerden iktidar bekliyorlar ki, CHP'ye oy verenlerin bile sinirlerini bozuyorlar. Bardağı devirmek, testiyi kırmak, CHP'yi yönetenlerin hünerleri olarak göze batıyor. ABD'nin yeni Başkanı Biden'a hayranlıkta kimseye alan bırakmamak, HDP aşkında sınır tanımamak, FETÖ'cülere kol kanat germekte yarışmak Avrupa'ya selam çakmaktan kendilerini alamamaktan başka yapacakları bir şey yokmuş gibi davranıyorlar.   MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR CHP'nin dış ilişkilerinden sorumlu genel başkan başdanışmanı Ünal Çeviköz'ün ABD Başkanı seçilen Joe Biden'dan 'beklenleri'ne yönelik sözleri 'manda tartışması'na neden oldu. Çeviköz'ün Atatürk'ün "Manda ve himaye kabul edilemez" sözlerini inkar edercesine, ABD'den yardım istemesi, mızrağın çuvala sığmadığını gösterdi.   UTANÇ VERİCİ SAVRULMA "Çeviköz´ün yabancı otoritelerden demokrasi talebinde bulunması vahim bir yaklaşımdır. Türkiye'nin Libya'da ambargoyu ihlal ettiğine dair şikayetini Amerikalılara iletiyor, Biden'dan Türkiye'de demokrasi talep ediyor. İthalat demokrasi anlayışı ile yabancı otoritelerden meşruiyet tedarik etmeye çalışıyor. Başkalarından demokrasi talep etmek için yabancı otoritelere siyasi arzuhal yazmak utanç verici bir siyasi savrulmalıdır. Demokrasinin dünyaya açık olması başka şeydir, demokrasi için dış payanda ve ithal irade aramak başka şey. Bu zihniyet Libya konusunda ambargoyu deldiğimizi savunarak Fransa'nın tezlerini, KKTC'de kapalı Maraş'ın açılmasını eleştirerek Yunanistan tezlerini, Suriye'den çekilmemizi isteyerek PYD ve Esad rejiminin tezlerini destekliyor ve uluslararası arenada Türkiye'yi şikayet ediyor. Demokrasimizin, güvenliğimizin ve milli menfaatlerimizin pazarlık konusu yapılamayacağını bir türlü anlamıyorlar. Bu zihniyet gayrı meşru bir yoldadır. CHP yöneticileri vesayet zihniyeti ile yıllarca yurt içinde yaptıklarını şimdi siyasi ithalat yoluyla elde etmeye çalışıyorlar. Bizden alacakları cevap Atatürk'ün veciz ifadesidir: 'Manda ve himaye kabul edilemez.' NOKTA.
Kılıçdaroğlu, geçen yıl sık sık, büyük şehir hastanelerinin yapılmasına maliyeti yüksek diye kızıyordu: "Hastane yapıyorsun yüksek maliyetler var. Yüzde 70 de hasta garantisi veriyorsun. Peki, ülkede hastalık yoksa ne yapacağız?" diyordu.

Başkan Erdoğan'ın 'hayalim' dediği şehir hastaneleri için, "Ne gerek var böyle büyük hastanelere?" diyen CHP yönetiminin, BUGÜN PANDEMİDE VATANDAŞLARIN İMDADINA YETİŞMESİ KARŞISINDA YÜZLERİ KIZARIYOR MU? Kılıçdaroğlu, geçen yıl sık sık, büyük şehir hastanelerinin yapılmasına maliyeti yüksek diye kızıyordu: "Hastane yapıyorsun yüksek maliyetler var. Yüzde 70 de hasta garantisi veriyorsun. Peki, ülkede hastalık yoksa ne yapacağız?" diyordu.

 

Kılıçdaroğlu salgından sonra şimdi bu söylediklerine pişman mıdır? Dünya ülkeleri sarsılırken, elbette Türkiye sıkışıyor. Ancak, pandemi öncesi Erdoğan'ın hayali şehir hastanelerinin, bugün ne kadar hayati olduğu, aziz milletin deva bulmak için yaptılları talepletre cevap vermesı çok çok önemlidir. OECD verilerine göre, Türkiye hastane yatak sayısında dünyada 7. sırada. Nüfusa göre hastane yatak kapasitesi bakımından ABD, İngiltere ve Kanada bile Türkiye'nin gerisinde. Pandemi öncesi son iki yılda açılan hastaneler hayat kurtarıyor. Ya açılmasaydı, devlet hastaneleri yetmezdi. Dünya korona virüse hazırlıksız yakalandı! Bizim sağlık sisteminde de sorunlar yaşanabilir, ancak tehlikeli noktada değiliz. Düşünmek bile, insanın moralini bozuyor.

 

Başkan Erdoğan'ın yerinde, "Ne gerek var bu büyük hastanelere?" diyen CHP olsaydı yanmıştık! Elbette yeterli değil, daha fazlasını yapmalıyız.
Keşke yapılan dev şehir hastanelerine karşı çıkmayan bir Kılıçdaroğlu olmasaydı? Dev hastaneleri, büyük yatırımları destekleyen bir CHP, kaybetmez kazanırdı. Karşı çıkmaktan ne medet umuyorlar. Anlamak mümkün değil.

 

UCUZ KAHRAMANLIK
CHP, büyük bır savruluş içinde kıvranırken, Genel Başkan Kılıçdaroğlu'nun dokunulmazlık dosyaları TBMM Genel Kurulu'na geldi. En son Kılıçdaroğlu çıktı, tuhaf konuşmalarla ucuz kahramanlık yaparak şunları söyledi: "Eğer benim dokunulmazlığımı kaldırmazsanız namertsiniz, vatan hainisiniz. Sizden mi korkacağım ben?" Atatürk'ün kurduğu CHP çıkmaz sokakta. CHP ipini nereden tutsanız elinizde kalıyor. Adeta freni patlamış bir araç gibi yokuş aşağı iniyor.

 

Parti içindeki ulusalcıları, Atatürkçüleri, antiemperyalist isimleri temizleyen Kılıçdaroğlu ve polit bürosu, Anadolu'ya bakmayı bırakmış, gözünü yabancı mahfillere çevirmiş durumda. Ortaya vizyon koymak, milletin sıkıntılarını çözecek yol haritaları ortaya koymak yerine, gözlerini küresel güçlerden ayıramaz hale gelmiş. 100 yılllık bagajlarındaki tartışmayı bıraktık, o kadar çok gayri milli hareketler yapıyorlar ki, yabancı ellerden iktidar bekliyorlar ki, CHP'ye oy verenlerin bile sinirlerini bozuyorlar. Bardağı devirmek, testiyi kırmak, CHP'yi yönetenlerin hünerleri olarak göze batıyor. ABD'nin yeni Başkanı Biden'a hayranlıkta kimseye alan bırakmamak, HDP aşkında sınır tanımamak, FETÖ'cülere kol kanat germekte yarışmak Avrupa'ya selam çakmaktan kendilerini alamamaktan başka yapacakları bir şey yokmuş gibi davranıyorlar.

 

MIZRAK ÇUVALA SIĞMIYOR
CHP'nin dış ilişkilerinden sorumlu genel başkan başdanışmanı Ünal Çeviköz'ün ABD Başkanı seçilen Joe Biden'dan 'beklenleri'ne yönelik sözleri 'manda tartışması'na neden oldu. Çeviköz'ün Atatürk'ün "Manda ve himaye kabul edilemez" sözlerini inkar edercesine, ABD'den yardım istemesi, mızrağın çuvala sığmadığını gösterdi.

 

UTANÇ VERİCİ SAVRULMA
"Çeviköz´ün yabancı otoritelerden demokrasi talebinde bulunması vahim bir yaklaşımdır. Türkiye'nin Libya'da ambargoyu ihlal ettiğine dair şikayetini Amerikalılara iletiyor, Biden'dan Türkiye'de demokrasi talep ediyor. İthalat demokrasi anlayışı ile yabancı otoritelerden meşruiyet tedarik etmeye çalışıyor. Başkalarından demokrasi talep etmek için yabancı otoritelere siyasi arzuhal yazmak utanç verici bir siyasi savrulmalıdır.


Demokrasinin dünyaya açık olması başka şeydir, demokrasi için dış payanda ve ithal irade aramak başka şey. Bu zihniyet Libya konusunda ambargoyu deldiğimizi savunarak Fransa'nın tezlerini, KKTC'de kapalı Maraş'ın açılmasını eleştirerek Yunanistan tezlerini, Suriye'den çekilmemizi isteyerek PYD ve Esad rejiminin tezlerini destekliyor ve uluslararası arenada Türkiye'yi şikayet ediyor. Demokrasimizin, güvenliğimizin ve milli menfaatlerimizin pazarlık konusu yapılamayacağını bir türlü anlamıyorlar. Bu zihniyet gayrı meşru bir yoldadır. CHP yöneticileri vesayet zihniyeti ile yıllarca yurt içinde yaptıklarını şimdi siyasi ithalat yoluyla elde etmeye çalışıyorlar. Bizden alacakları cevap Atatürk'ün veciz ifadesidir: 'Manda ve himaye kabul edilemez.' NOKTA.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.