Alyuvarların ( Eritrositlerin ) Görevleri ve Özellikleri Nelerdir ?

13.08.2020 - 10:36, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 1408+ kez okundu.
 

Alyuvarların ( Eritrositlerin ) Görevleri ve Özellikleri Nelerdir ?

Alyuvarlar, kan içerisinde yer alan hücrelerden bir tanesi olup kana kırmızı rengini vermesi ile tanınır. Kanın Oksijen ve karbon dioksit taşımak üzere özelleşmiş hücreleri olarak bilinen kırmızı kan hücreleri ya da eritrositler olarak da adlandırılan yapılardır.

Alyuvarların, kana kırmızı rengini verme özelliği dışında başka önemli görevleri de bulunmaktadır. Dolaşım sistemi içerisinde aktif rol oynayan alyuvarların asıl görevi, bütün vücuda oksijen ve karbondioksit taşımacılığı yapmaktır. Bu taşıma işleminde, alyuvar hücrelerinin yapısında yer alan hemoglobin etkin bir şekilde rol oynar. Alyuvarlar bikonkav (iki taraftan içe çökük) disk şeklinde hücrelerdir. Kan içerisindeki hücreler ele alındığında sayısal olarak en fazla alyuvar adı verilen hücrelerin olduğu görülür. 1650’li yıllarda keşfedilen alyuvarlar incelendiğinde bir insan bedeninde yaklaşık olarak 25 trilyon alyuvarın olduğu görülür. Kan plazmasında yer alan alyuvarların çapı 7,8; kalınlıkları 1,2 mikron kadar olup iki yüzü içe çökük ( bikonkav) disk biçiminde yapılardır. Çevreleri yarı geçirgen bir zarla kaplıdır. Alyuvarların sayısı kadın ve erkeklerde farklılıklar gösterir. 1 mm3 normal bir insan kanında alyuvar sayısı erkeklerde  yaklaşık 5 -5,5 milyon, kadınlarda ise yaklaşık 4,5 - 4.8 milyon kadardır. Yeni doğan çocuklarda 1 mm3 kanda yine yaklaşık 6-7 milyon alyuvar bulunur. Bu sayı doğumdan sonraki üç ay içinde normal bir insandaki değerlere döner. Alyuvarların kuru maddesinin % 90’ını hemoglobin oluşturur ve yine normal olarak kanın yüz milimetresinde 15-16 gr kadar hemoglobin bulunur. Kan dolaşımında oksijen ve karbondioksit taşıma görevi yapan alyuvarların, insan bedeninde üretim yeri kemik iliğidir. Normal koşullarda, saniyede yaklaşık 2.5 milyon alyuvar üretilir. Bir alyuvar hücresinin, insan bedeninde canlı kalma süresi yaklaşık 120 -130 gün kadardır. Bu süreyi dolduran alyuvar hücresi, dalakta parçalanır ve bu parçalanma sonucunda meydana çıkan demir, kemik iliği tarafından, tekrar kan yapımında kullanılır. Her bir saniyede 10 milyon alyuvar ölür ve yerine her gün yaklaşık 200 milyar yeni hücre oluşturulur ve bu şekilde vücudun tüm alyuvarları yaklaşık dört ayda bir tamamen yenilenmiş olur. Alyuvar yapımına “eritropoiesis” denir. Alyuvar yapımı eritropoietin adlı verilen bir hormon tarafından düzenlenir. B12 vitamini, B6 vitamini, demir yetmezliklerinde ve çeşitli iç salgı bezleri bozukluklarında, alyuvar yapımında anormallikler görülür. İlk yapıldıkları dönemde hücre çekirdeğine sahip olmalarına rağmen alyuvarlar olgunlaştıkça çekirdeklerini kaybederler. İnsan ve öteki memelilerin alyuvar hücrelerinde çekirdek (nukleus) bulunmaz. Buna karşın amphibia (iki yaşayışlılar) ve kuşların alyuvarları çekirdeklidir. İnsan eritrositleri Ortalama bir insan eritrositinin çapı 6-8 µm'dir.Normal eritrosit hacmi 80-100fl dir. Tek bir insan eritrositi yaklaşık 270 milyon hemoglobin molekülüne sahiptir, her bir hemoglobin molekülü dört hem grubuna sahiptir. Oksijeni bağlayan hem grubudur, her hem grubu bir oksijen molekülü bağlar, yani her hemoglobin molekülü dört adet oksijen molekülü bağlayabilir. Dört tane oksijen molekülü bağlayan hemoglobin tamamen doymuştur ve oksihemoglobin olarak adlandırılır. Oksihemoglobin parlak kırmızı renktedir. Oksihemoglobin bağladığı 4 oksijen molekülünden bir veya daha fazlası kaybederse, deoksihemoglobin olarak adlandırılır. Deoksihemoglobin koyu kırmızı renktedir. Venöz kanda ( toplardamarlardaki kan) daha fazla deoksihemoglobin bulunur, bu nedenle venöz kan arteryel kandan (atardamarlardaki kan) daha koyu renktedir. Eritrositlerin hücre zarı her bireyde değişen özel proteinler içerir. Bu proteinler sayesinde insan kanları, ABO diye adlandırılan kan gruplarına ayrılır. Omurgalı hayvanlarda eritrositler Eritrositler büyük oranda hemoglobin ihtiva ederler. Hemoglobin moleküllerine akciğerler veya solungaçlarda oksijen bağlanır. Böylece içinde oksijen bağlı hemoglobin taşıyan eritrosit vücuttaki dokulara oksijeni ulaştırabilir. Hemoglobin ayrıca karbon dioksitin de bir kısmını taşır. (İnsanlarda oksijenin %2'si ve karbon dioksitin çoğu kan plazmasında çözünmüş olarak taşınır.) Benzer bir Protein olan miyoglobin ise kaslarda oksijen depolamaya yarar. Eritrositlerin rengi hemoglobindeki hem grubundan gelir. Tek bir eritrosit saman rengindedir, fakat bir aradayken eğer hemoglobine oksijen bağlıysa parlak kırmızı renkte, eğer hemoglobine oksijen bağlı değilse mavimsi-mor renkte gözükürler. Memelilerde eritrositler Memeli eritrositleri bikonkav disk (iki tarafından basık daire) şeklindedir. Eritrositlerin yapım yeri yassı kemiklerin iliğidir. Kemik iliğinden ayrıldıktan sonra memeli immatür (tam gelişmemiş) eritrositleri çekirdeğe sahiptir (bölünme yetenekleri vardır) ve hemoglobin içermezler. Fakat gelişme süresinde eritrosit çekirdeği kaybeder ve hemoglobin içerir. Gelişme sona erdiğinde eritrosit çekirdeğin yanı sıra tüm organellerini kaybetmiştir. Çekirdekleri olmadığı için DNA da ihtiva etmeyen eritrositler bölünemezler (Omurgalı hayvanların nerdeyse tümünün eritrositleri çekirdeklidir). Mitokondrilere de sahip olmayan memeli eritrositleri, Fermantasyon(mayalanma) yaparak, glikozun glikolize edilmesiyle (glikozu glikolitik fermentlerle parçalama) enerji üretirler. Bu reaksiyon sonucunda laktik Asitoluşur. İki taraftan basık yassı şekilleri (bikonkav disk) ve hiçbir organele sahip olmamaları oksijen taşınması konusunda onları etkin ve avantajlı kılar. Hiçbir organele sahip olmadıkları ve bölünemedikleri için memeli eritrositleri uzun bir süre yaşayabilirler. Ortalama yaşam süreleri 120 - 130 gündür.
Alyuvarlar, kan içerisinde yer alan hücrelerden bir tanesi olup kana kırmızı rengini vermesi ile tanınır. Kanın Oksijen ve karbon dioksit taşımak üzere özelleşmiş hücreleri olarak bilinen kırmızı kan hücreleri ya da eritrositler olarak da adlandırılan yapılardır.

Alyuvarların, kana kırmızı rengini verme özelliği dışında başka önemli görevleri de bulunmaktadır. Dolaşım sistemi içerisinde aktif rol oynayan alyuvarların asıl görevi, bütün vücuda oksijen ve karbondioksit taşımacılığı yapmaktır. Bu taşıma işleminde, alyuvar hücrelerinin yapısında yer alan hemoglobin etkin bir şekilde rol oynar.

Alyuvarlar bikonkav (iki taraftan içe çökük) disk şeklinde hücrelerdir. Kan içerisindeki hücreler ele alındığında sayısal olarak en fazla alyuvar adı verilen hücrelerin olduğu görülür. 1650’li yıllarda keşfedilen alyuvarlar incelendiğinde bir insan bedeninde yaklaşık olarak 25 trilyon alyuvarın olduğu görülür.

Kan plazmasında yer alan alyuvarların çapı 7,8; kalınlıkları 1,2 mikron kadar olup iki yüzü içe çökük ( bikonkav) disk biçiminde yapılardır. Çevreleri yarı geçirgen bir zarla kaplıdır.

Alyuvarların sayısı kadın ve erkeklerde farklılıklar gösterir. 1 mm3 normal bir insan kanında alyuvar sayısı erkeklerde  yaklaşık 5 -5,5 milyon, kadınlarda ise yaklaşık 4,5 - 4.8 milyon kadardır. Yeni doğan çocuklarda 1 mm3 kanda yine yaklaşık 6-7 milyon alyuvar bulunur. Bu sayı doğumdan sonraki üç ay içinde normal bir insandaki değerlere döner.

Alyuvarların kuru maddesinin % 90’ını hemoglobin oluşturur ve yine normal olarak kanın yüz milimetresinde 15-16 gr kadar hemoglobin bulunur.

Kan dolaşımında oksijen ve karbondioksit taşıma görevi yapan alyuvarların, insan bedeninde üretim yeri kemik iliğidir. Normal koşullarda, saniyede yaklaşık 2.5 milyon alyuvar üretilir. Bir alyuvar hücresinin, insan bedeninde canlı kalma süresi yaklaşık 120 -130 gün kadardır. Bu süreyi dolduran alyuvar hücresi, dalakta parçalanır ve bu parçalanma sonucunda meydana çıkan demir, kemik iliği tarafından, tekrar kan yapımında kullanılır.

Her bir saniyede 10 milyon alyuvar ölür ve yerine her gün yaklaşık 200 milyar yeni hücre oluşturulur ve bu şekilde vücudun tüm alyuvarları yaklaşık dört ayda bir tamamen yenilenmiş olur.

Alyuvar yapımına “eritropoiesis” denir. Alyuvar yapımı eritropoietin adlı verilen bir hormon tarafından düzenlenir. B12 vitamini, B6 vitamini, demir yetmezliklerinde ve çeşitli iç salgı bezleri bozukluklarında, alyuvar yapımında anormallikler görülür.

İlk yapıldıkları dönemde hücre çekirdeğine sahip olmalarına rağmen alyuvarlar olgunlaştıkça çekirdeklerini kaybederler.

İnsan ve öteki memelilerin alyuvar hücrelerinde çekirdek (nukleus) bulunmaz. Buna karşın amphibia (iki yaşayışlılar) ve kuşların alyuvarları çekirdeklidir.

İnsan eritrositleri

Ortalama bir insan eritrositinin çapı 6-8 µm'dir.Normal eritrosit hacmi 80-100fl dir. Tek bir insan eritrositi yaklaşık 270 milyon hemoglobin molekülüne sahiptir, her bir hemoglobin molekülü dört hem grubuna sahiptir. Oksijeni bağlayan hem grubudur, her hem grubu bir oksijen molekülü bağlar, yani her hemoglobin molekülü dört adet oksijen molekülü bağlayabilir. Dört tane oksijen molekülü bağlayan hemoglobin tamamen doymuştur ve oksihemoglobin olarak adlandırılır. Oksihemoglobin parlak kırmızı renktedir. Oksihemoglobin bağladığı 4 oksijen molekülünden bir veya daha fazlası kaybederse, deoksihemoglobin olarak adlandırılır. Deoksihemoglobin koyu kırmızı renktedir. Venöz kanda ( toplardamarlardaki kan) daha fazla deoksihemoglobin bulunur, bu nedenle venöz kan arteryel kandan (atardamarlardaki kan) daha koyu renktedir.

Eritrositlerin hücre zarı her bireyde değişen özel proteinler içerir. Bu proteinler sayesinde insan kanları, ABO diye adlandırılan kan gruplarına ayrılır.

Omurgalı hayvanlarda eritrositler

Eritrositler büyük oranda hemoglobin ihtiva ederler. Hemoglobin moleküllerine akciğerler veya solungaçlarda oksijen bağlanır. Böylece içinde oksijen bağlı hemoglobin taşıyan eritrosit vücuttaki dokulara oksijeni ulaştırabilir. Hemoglobin ayrıca karbon dioksitin de bir kısmını taşır. (İnsanlarda oksijenin %2'si ve karbon dioksitin çoğu kan plazmasında çözünmüş olarak taşınır.) Benzer bir Protein olan miyoglobin ise kaslarda oksijen depolamaya yarar.

Eritrositlerin rengi hemoglobindeki hem grubundan gelir. Tek bir eritrosit saman rengindedir, fakat bir aradayken eğer hemoglobine oksijen bağlıysa parlak kırmızı renkte, eğer hemoglobine oksijen bağlı değilse mavimsi-mor renkte gözükürler.

Memelilerde eritrositler

Memeli eritrositleri bikonkav disk (iki tarafından basık daire) şeklindedir. Eritrositlerin yapım yeri yassı kemiklerin iliğidir. Kemik iliğinden ayrıldıktan sonra memeli immatür (tam gelişmemiş) eritrositleri çekirdeğe sahiptir (bölünme yetenekleri vardır) ve hemoglobin içermezler. Fakat gelişme süresinde eritrosit çekirdeği kaybeder ve hemoglobin içerir. Gelişme sona erdiğinde eritrosit çekirdeğin yanı sıra tüm organellerini kaybetmiştir. Çekirdekleri olmadığı için DNA da ihtiva etmeyen eritrositler bölünemezler (Omurgalı hayvanların nerdeyse tümünün eritrositleri çekirdeklidir). Mitokondrilere de sahip olmayan memeli eritrositleri, Fermantasyon(mayalanma) yaparak, glikozun glikolize edilmesiyle (glikozu glikolitik fermentlerle parçalama) enerji üretirler. Bu reaksiyon sonucunda laktik Asitoluşur. İki taraftan basık yassı şekilleri (bikonkav disk) ve hiçbir organele sahip olmamaları oksijen taşınması konusunda onları etkin ve avantajlı kılar. Hiçbir organele sahip olmadıkları ve bölünemedikleri için memeli eritrositleri uzun bir süre yaşayabilirler. Ortalama yaşam süreleri 120 - 130 gündür.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.