Batı beslemesi STK’lar terörü besliyor

01.02.2021 - 10:37, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 1696+ kez okundu.
 

Batı beslemesi STK’lar terörü besliyor

Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı menşeili ve sözde yerli STK’lar, ülkemizdeki terörü ve toplumsal ayaklanmaları örgütlüyor. 18 Aralık 2002 tarihinde hain bir suikast sonucu hayatını kaybeden Necip Hablemitoğlu’nun kaleme aldığı “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” isimli eserde söz konusu vakıfların yıkıcı faaliyetleri ifşa ediliyor.

Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıfları ve yardım derneği görünümlü yabancı menşeili vakıflar, perde gerisinde terör örgütlerini ve etnik ayrımcılığı körüklüyor. Alçak bir suikast sonucu hayatını kaybeden Necip Hablemitoğlu’nun kaleme aldığı, “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” isimli eserde, Alman Vakıfları’nın terör örgütleriyle ilişkisi çarpıcı ifadelerle açıklanıyor. Öte yandan Türkiye’de faaliyet yürüten yurtdışı kökenli yabancı şirketlerinin de insani yardım adı altında terör örgütü PKK’ya ve YPG’ye destek verdiği belirtiliyor. Soros’un uzantısı niteliğindeki 5 vakfın ise toplumsal hareketlenmelere zemin hazırlayan bir tutum içinde olduğu ifade ediliyor.   Alman istihbaratına çalışıyorlar Türkiye’deki özgürlük ortamını sabote eden Alman Vakıfları, yurtdışı menşeili yardım kuruluşları ve yerli ihanet odakları, terörü adeta besliyor. Alman Vakıfları ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı hedef tahtası haline gelen ve bir suikast sonucu aramızdan ayrılan Necip Hablemitoğlu’nun, ‘Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası’ isimli eserindeki ifadeler ihaneti gözler önüne seriyor. Kitapta, terör örgütü PKK’ya yakınlığıyla bilinen Heinrich Böll Vakfı’ndan şu sözlerle bahsediliyor: “Federal İstihbarat Servisi BND’nin espiyonaj faaliyetleri kapsamında en çok kullandığı vakıf olarak dikkati çekmektedir.” Friedrich Naumann Vakfı’yla ilgili olarak da “Türkiye’yi etnik ve dinî açıdan paramparça federal bir yapılanmaya götürecek stratejinin taşeronluğunu üstlenmiştir” ifadelerine yer veriliyor. Konrad Adenauer Vakfı’nın ise PKK’ya yakınlığıyla bilinen KDP ile sıkı işbirliği içerisinde olduğu vurgulanıyor.   Terörü semirtiyorlar Friedrich Ebert Vakfı’na yönelik sarf edilen, “İstihbarat niteliği ağır bastığından bilinmeyen faaliyetlerinin bilinenden çok fazla olduğu” ifadeleri kitabın dikkat çekici satırları arasında yer alıyor. Yine kitapta, Körber Vakfı ve Georg Ecker Enstitüsü’nün ‘47 ayrı etnik halk söylemini yaşama geçirmeye çalıştığı ve mevcut farklılıkların derinleştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulundukları’ belirtiliyor. İnsani yardım maskesini kullanarak faaliyetlerde bulanan yurtdışı kökenli vakıflar da terör örgütü PKK ve uzantılarını besliyor. Bu vakıfların, Mercy Corps, IMPR-Humanitarian Organization The Community, CRS-Catholic Relief, DRC-Danish Refuge Council, World Vision, IRC International Recue Commitee, NRC-Norwegian Refugee Council, People ln Need, Irish Aid isimli kuruluşlar olduğu belirtiliyor.   Devlet, istismara dur desin! Akit’in, gerçek yüzlerini deşifre etmesi sonrası Türkiye’deki faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalan Sorosçu Açık Toplum Vakfı’nın yerli uzantıları ise Gezi benzeri ayaklanmaları organize etmek için olağanüstü bir çaba harcıyor. Kızıl Fitne lakaplı tutuklu Osman Kavala’nın himayesindeki, Anadolu Kültür Derneği, Hakikat Adına Hafıza Merkezi, Barış Vakfı, Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) ve Kültürel Mirası Koruma Derneği fitne odaklı faaliyetlerine devam ediyor. Devletin kamu görevlilerinin, Türkiye’deki özgürlük ortamının istismar eden bu yapılara karşı hukuki mücadeleyi ne zaman başlatacağı ise merak ediliyor.
Türkiye’de faaliyet gösteren yabancı menşeili ve sözde yerli STK’lar, ülkemizdeki terörü ve toplumsal ayaklanmaları örgütlüyor. 18 Aralık 2002 tarihinde hain bir suikast sonucu hayatını kaybeden Necip Hablemitoğlu’nun kaleme aldığı “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” isimli eserde söz konusu vakıfların yıkıcı faaliyetleri ifşa ediliyor.

Türkiye’de faaliyet gösteren Alman Vakıfları ve yardım derneği görünümlü yabancı menşeili vakıflar, perde gerisinde terör örgütlerini ve etnik ayrımcılığı körüklüyor. Alçak bir suikast sonucu hayatını kaybeden Necip Hablemitoğlu’nun kaleme aldığı, “Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası” isimli eserde, Alman Vakıfları’nın terör örgütleriyle ilişkisi çarpıcı ifadelerle açıklanıyor. Öte yandan Türkiye’de faaliyet yürüten yurtdışı kökenli yabancı şirketlerinin de insani yardım adı altında terör örgütü PKK’ya ve YPG’ye destek verdiği belirtiliyor. Soros’un uzantısı niteliğindeki 5 vakfın ise toplumsal hareketlenmelere zemin hazırlayan bir tutum içinde olduğu ifade ediliyor.

 

Alman istihbaratına çalışıyorlar
Türkiye’deki özgürlük ortamını sabote eden Alman Vakıfları, yurtdışı menşeili yardım kuruluşları ve yerli ihanet odakları, terörü adeta besliyor. Alman Vakıfları ile ilgili yaptığı çalışmalardan dolayı hedef tahtası haline gelen ve bir suikast sonucu aramızdan ayrılan Necip Hablemitoğlu’nun, ‘Alman Vakıfları ve Bergama Dosyası’ isimli eserindeki ifadeler ihaneti gözler önüne seriyor. Kitapta, terör örgütü PKK’ya yakınlığıyla bilinen Heinrich Böll Vakfı’ndan şu sözlerle bahsediliyor: “Federal İstihbarat Servisi BND’nin espiyonaj faaliyetleri kapsamında en çok kullandığı vakıf olarak dikkati çekmektedir.” Friedrich Naumann Vakfı’yla ilgili olarak da “Türkiye’yi etnik ve dinî açıdan paramparça federal bir yapılanmaya götürecek stratejinin taşeronluğunu üstlenmiştir” ifadelerine yer veriliyor. Konrad Adenauer Vakfı’nın ise PKK’ya yakınlığıyla bilinen KDP ile sıkı işbirliği içerisinde olduğu vurgulanıyor.

 

Terörü semirtiyorlar
Friedrich Ebert Vakfı’na yönelik sarf edilen, “İstihbarat niteliği ağır bastığından bilinmeyen faaliyetlerinin bilinenden çok fazla olduğu” ifadeleri kitabın dikkat çekici satırları arasında yer alıyor. Yine kitapta, Körber Vakfı ve Georg Ecker Enstitüsü’nün ‘47 ayrı etnik halk söylemini yaşama geçirmeye çalıştığı ve mevcut farklılıkların derinleştirilmesine yönelik faaliyetlerde bulundukları’ belirtiliyor.

İnsani yardım maskesini kullanarak faaliyetlerde bulanan yurtdışı kökenli vakıflar da terör örgütü PKK ve uzantılarını besliyor. Bu vakıfların, Mercy Corps, IMPR-Humanitarian Organization The Community, CRS-Catholic Relief, DRC-Danish Refuge Council, World Vision, IRC International Recue Commitee, NRC-Norwegian Refugee Council, People ln Need, Irish Aid isimli kuruluşlar olduğu belirtiliyor.

 

Devlet, istismara dur desin!
Akit’in, gerçek yüzlerini deşifre etmesi sonrası Türkiye’deki faaliyetlerini sonlandırmak zorunda kalan Sorosçu Açık Toplum Vakfı’nın yerli uzantıları ise Gezi benzeri ayaklanmaları organize etmek için olağanüstü bir çaba harcıyor.

Kızıl Fitne lakaplı tutuklu Osman Kavala’nın himayesindeki, Anadolu Kültür Derneği, Hakikat Adına Hafıza Merkezi, Barış Vakfı, Sivil ve Ekolojik Haklar Derneği (SEHAK) ve Kültürel Mirası Koruma Derneği fitne odaklı faaliyetlerine devam ediyor. Devletin kamu görevlilerinin, Türkiye’deki özgürlük ortamının istismar eden bu yapılara karşı hukuki mücadeleyi ne zaman başlatacağı ise merak ediliyor.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.