NAMERTLİKTEN SÖZ EDECEK EN SON KİŞİ KILIÇDAROĞLU'DUR

Küresel üst aklın yönlendirmesiyle kurulan zillet ittifakının cumhurbaşkanı adayı olan ve seçimi kazanabilmek adına her türlü ilkesizliğe ve kirli işbirliğine imza atan Kılıçdaroğlu, pişkinliğin bu kadarına pes dedirtti. 14 Mayıs seçimlerinde ezici bir üstünlük sağlayan ve yüzde 49.5 oy aldığı halde seçim sonuçlarına itiraz etmeden ikinci tura razı olan Başkan Erdoğan’ı hedef alan Kılıçdaroğlu, verdiği her sözü tutmasıyla bilinen rakibini mert olmamakla itham etti.

“Ben karşımda daha mert, daha yürekli bir rakip görmek isterdim” diyerek Erdoğan’a dil uzatan Kılıçdaroğlu, gerçekte ise seçim öncesinde ve sonrasında her türlü ilkesizliğe imza attı. Seçim kampanyasını açlık edebiyatı üzerine kuran ve evinin mütevazı mutfağında çektiği videolarla halk adamı algısı oluşturmaya çalışan Kılıçdaroğlu, bir yandan geceliği 109 bin TL’lik otel odalarında milletin ekonomik problemlerini ağzına sakız ederken diğer yandan saatliği 12 bin dolara ultra lüks jet kiralayarak konforundan taviz vermedi. Bir yandan terör örgütlerine özgürlük vaat eden Kemal, diğer yandan da milliyetçi kesimi küstürmemek adına ülkücü rolüne büründü.

Yüzsüzlük zilletten sorulur
İşte CHP’lilerin “namertliğin daniskası” dedirten o rezaletlerden bazıları:

Seçime 3 gün kala düzmece dekontlarla ve montaj videolarla cumhurbaşkanlığı adaylığından el çektirilen Muharrem İnce’ye yönelik kumpasın ardından CHP’liler çıktı.

Her fırsatta PKK’nın siyasi uzantısı ile yapılan gizli işbirliğini inkar eden Kılıçdaroğlu, seçime günler kala HDP’nin desteğinden duyduğu memnuniyeti dilerek getirerek örgüt sempatizanların oyuna talip oldu.
ÖNE ÇIKAN VİDEO

Play Video
Samsun’da çelik yelek giyen Kılıçdaroğlu’nun suikasta uğrayacağı algısını yürüten CHP, Tandoğan’da mitingin alanının fotoğraflarını çeken emekli özel kuvvetler mensubunun suikastla bağlantılı olduğu gerekçesiyle dilekçe verirken, gözaltına alınan emekli askerin CHP tarafından bir güvenlik şirketi aracılığıyla tutulduğu ortaya çıktı.

Seçimlere gölge düşürmek isteyen zillet paydaşları, “oylar sisteme hatalı işlendi” iftirasını ortaya atarken, paylaşılan görsellerin YSK’ya değil CHP’nin çalışmayan sistemine ait olduğu belirlendi.

6’lı masa liderleriyle birlikte Adıyaman’daki iftara katılan Kılıçdaroğlu’nun minibüs ile yolculuk yaptığı görüntüleri servis edilirken, gerçekte ise iftara saatlik ücreti 12 bin dolar olan özel jetle gittiği ifşa oldu.

Erzurum’da korsan miting düzenleyen Ekrem İmamoğlu, “taşlı saldırıya uğradığını” öne sürerek mağduriyet algısı peşinde koşarken, vatandaşlara saldıranların CHP’li ve HDP’li olduğu belirlendi.

Seçim gecesi İmamoğlu ve Yavaş “Öndeyiz” diyerek, AA’nın seçmeni yanılttığı iftirası atarken, CHP’nin kurduğu seçim sisteminin bile çalışmadığı ortaya çıktı.

“Kimse eline su dökemez”
Konuya ilişkin Akit’e konuşan Bağımsız Ülkücüler Platformu Kurucusu Adnan Baran, şunları dile getirdi: “Türkiye’de siyaset içerisinde, mertlikten en son bahsedecek kişi Kılıçdaroğlu’dur. Yozgat’a gider ‘Kandil’e operasyon yapacağım’, ‘Kandil’i yerle bir edeceğim’ der; Diyarbakır’a veya Hakkâri’ye gider özerklik sözü verir, Demirtaş’a özgürlükten bahseder. Müslümanı görür hoca kesilir, Hristiyan’ı görür papaz kılığına girer. Her türlü kılığa girme konusunda kimse eline su dökemez. Geçtiğimiz yerel seçimlerde namus sözü vermişti, ‘hiçbir işçi işten atılmayacak’ demişti. Sadece İBB’de yaklaşık 21 bin kişiyi işten attılar. Şimdi seçimi kaybettiler, param parça oldular. PKK’ya ve FETÖ’ye ‘siz fazla öne çıkmayın’ diyorlar. Bu zihniyet resmen namertliğin kitabını yazdı.”

“Mertlikten bahsedecek son kişi”
Batı Asya Araştırmalar Enstitüsü Başkanı Prof. Dr. Mahmut Yardımcıoğlu ise, şunları söyledi: “Bu coğrafyanın yetiştirdiği mert insanlardan bir tanesi Recep Tayyip Erdoğan’dır. Oturduğu koltuğa kaset kumpasıyla gelmiş, rakiplerini yine kaset kumpaslarıyla ekarte eden birinin mertlikten bahsetmesi, mertlikle bağdaşmaz. Kılıçdaroğlu kesinlikle bu ülkede mertlikten bahsedecek son kişi bile değildir. Bu topraklar daha önce de hapisteki terörist başları ile arkadaşlık yapan, onlara özgürlük vaat namert insanlarla çok şehadet etmiştir ve çok görmüştür. Ama onlar tarihin tozlu sayfalarında yerlerini almışlardır. Kılıçdaroğlu da çok yakın bir zamanda, mert bir seçimden sonra siyasi tarihinin tozlu sayfalarındaki yerini alacaktır. O zaman kimin mert, kimin delikanlı, kimin terörsevici olduğunu cümle âlem görecektir.”