Yabancı Ülkelerden ve T.C'den Yardım Alıp Türkiye’yi paramparça etmeye çalışıyorlar
Yaşar Hacısalihoğlu, Türkiye’nin emperyalizme karşı duruşunu ve terör örgütü PKK’nın siyasi kolu HDP ile ilişkilerini ele aldı. Hacısalihoğlu, Türkiye'nin iç cephesine yönelik emperyalist hamlelerin devam ettiğini ve HDP’nin bu süreçte emperyalizmin terör ajandasından kopmadığını dile getirdi. Türkiye’nin emperyalizme karşı bir bütün olarak durması gerektiğini ifade eden Hacısalihoğlu, Akşam gazetesindeki köşe yazısında CHP ve diğer siyasi partilerin de bu noktada aynı duruşu sergilemesi gerektiğini belirtti. Hacısalihoğlu, terör örgütü PKK’nın arkasındaki emperyalist güçlere dikkat çekerek Türkiye'nin milli birliğini koruma çağrısı yaptı. İşte Yaşar Hacısalihoğlu'nun yazısı:
"İç cephemize yönelik dış hamleler fırsat kollamaya devam ediyor. Dış cephede Mehmetciğin bileğini bükemeyenlerin şer gözü iç cephededir. Ortak duygudaşlığı zedelemek, farklılıkları zenginlikten çıkarıp, çatışma, ayrışma nedenine dönüştürebilmek, bir evin öbür eve düşman kesilmesini sağlayabilmek yılların eksilmeyen şer hevesidir.
Bugüne değin başaramadıkları budur ama pes etmedikleri de inkar edilemeyecek gerçektir. Bu noktada en temel dayanakları, PKK terör örgütünün siyasi kolu HDP/DEM üzerinden başarmak istedikleridir. Siyasi zemini, demokrasinin imkanlarını kullanarak, terör örgütünün ajandasında yer alanları adım adım hayata geçirebilmektir.
Her şeyi gerçek adıyla anmak gerekir. Türkiye'nin hasmı; sömürgeci, işgalci, bölücü, Haçlı-Siyonist emperyalizmdir ve onun şer hedefi de, Suriye ve Irak üzerinden Türkiye'yi tehdit etmektir.
Bugün değin kanın durması için her yol denenmiştir. Türkiye bunun için her adımı atmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyük cesaretle başlattığı çözüm süreci; emperyalist tehdidi ber- taraf etmek, terör örgütünün tasfiyesini sağlayabilmek ve onun siyasi temsilcilerinin yüzlerinin Türkiye'ye dönmelerini sağlatabilmek içindi. Yöntem eksiklikleri ve yanlışlıkları tartışılabilir ama esası buydu ve çok da önemliydi. Buna rağmen terör ağaları ve ondan da önemlisi arkalarındaki sömürgeci, işgalci, bölücü, Haçlı-Siyonist emperyalizm HDP'ye bu izni vermedi. Bu süreçte de HDP/DEM terör anatomisinden kopmayarak, yine aynı terör anatomisinin unsuru olmaya devam ettiler.
Bugün kendilerine bir şans daha verilmektedir. Uzatılan el; emperyalizmin terör anatomisinden koparak, Türkiye'nin gerçek bir siyasi partisi olmaları içindir. Sonrasında da Türkiye'nin demokratik yapısının daha da güçlenmesi için ortak çabanın içine girilmesidir.
Bu konuda sadece iktidarın, Cumhur İttifakı'nın değil, muhalefetin de, CHP'nin de, tüm siyasi partilerin de aynı zeminde buluşması şarttır. Siyasi alanı, seçmeni, demokrasiyi koruyup kollamak öncelikle siyasi partilerin sorumluluğundadır. CHP'nin bir süredir, HDP/DEM ile ilişkilerinin olduğunu, seçim süreçlerinde bu ilişkinin daha çok içerik kazandığı da bilinen bir gerçektir.
Bundan sonrası için aynı ilişkinin sürdürülmesi arzusu da diri ve canlıdır. Bu noktada CHP'den de beklenenler vardır. HDP/DEM ile ilişkinin arzulanması seçim kazancına değil, ülke kazancına yönelik olmalıdır. Bunun için de CHP'den HDP/DEM'e çok açıkça söylenmesi gerekenler vardır; "Biz sizinle son derece şeffaf biçimde işbirliği yapmak, yol yürümek isteriz ama bunun için öncelikle emperyalizmin kirli ajandasının maşası olan terör örgütünün anatomisinden kopmanızı isteriz. Gelin birlikte bir manifesto yayınlayalım ve diyelim ki, bu kirli emperyalist oyunun içinde yokuz. Suriye üzerinden Türkiye'yi zedelemeye, parçalamaya çalışan şer sürecinin Kürtlükle bir ilgisi yoktur. Bu şer hedef; sömürgeci emperyalizmin, Siyonist- terör karakolu İsrail'e bir eş oluşturma çabasıdır. Bizler Çanakkale ruhuna sımsıkı bağlıyız, bu ülkenin dününde de, bugününde de, yarınında da varız ve hep birlikte Türkiye'yiz. Bizim için esas olan; Türkiye'nin bağımsızlığının, refahının ve demokrasisinin birlik içinde daha da güçlenmesidir."
Bunu istemek çok mu zor? Bunu söylemek çok mu güç?
Yıllardır diyoruz ki mesele; HDP/DEM ile görüşmek değil, ne görüşüldüğüdür. Uzatılan el; aslında bu ülkenin tüm siyasi partilerin elidir. Demokrasisinin, bağımsızlığının, devletin, milletin ortak elidir ve ortak isteğidir, ortak beklentisidir. Emperyalizme ve onun maşası terör örgütüne karşı birlikte olma çağrısı ve kararlılığıdır."