46. Vakıa - Olay Süresi
1.Kıyamet koptuğu zaman.
Yoktur onun oluşunu yalanlayacak.
Kimini alçaltır, kimini yükseltir.
2.Yerküre bir sarsılışla sarsıldığında,
Dağlar bir serpilişle serpildiğinde,
Hepsi un-ufak olup dağılmıştır.
Ve sizler, üç çift ve sınıf oluvermişsinizdir.
3.İşte uğur ve mutluluk yâranı.
Nedir uğur ve mutluluk yâranı?
İşte şomluk ve bunalım yâranı.
Nedir şomluk ve bunalım yâranı?
Ve oluşta ve yarışta önde gidenler..
İşte onlardır yaklaştırılanlar.
Nimetlerle dolu bahçelerdedirler.
4.Büyük kısmı öncekilerden, az bir kısmı da sonrakilerden.
Süslü, nakışlı tahtlar üzerinde, onlar üstünde karşılıklı yan gelip yaslanırlar.
Gencecik uşaklar dolanır çevrelerinde; sürekli hizmete adanmışlardır.
Sürahiler, ibrikler ve öz kaynağından içkilerle doldurulmuş kadehler eşliğinde.
Ne başları döner ondan ne de akılları karışır.
5.Yaptıklarına karsılık olarak ., meyveler, gönüllerince seçtiklerinden, kuş eti iştahlarınca beğendiklerinden.
6.Titizlikle korunan inciler misali; genç kadınlar, iri ve siyah gözlü.
Ne boş bir laf işitirler orada ne de günaha sokacak bir şey.
Sadece selam, selam denir.
7.Uğur ve mutluluk yâranı., nedir uğur ve mutluluk yâranı?
Dikensiz kirazlar, meyve dizili muz ağaçları.
Uzayan gölgeler, akıp dökülen sular,
Birçok meyveler arasındadırlar.
Ne tükenir nede yasaklanır.
Yükseğe yerleştirilmiş döşekler içinde.
8. Bir bölümü öncekilerden bir bölümü de sonrakilerden.
Uğur ve mutluluk yaranı için., yaşıt cilveli dilberler halinde kadınları da güzel bir biçimde yeniden yaratır, hepsini bakireler yaparım.
9.Ve şomluk ve uğursuzluk yâranı.
Nedir şomluk ve uğursuzluk yâranı?
Ne serindir ne de cömert.,iliklere işleyen bir ateş ve kaynar su içinde, simsiyah bir gölge altındadırlar. Çünkü şomluk yâranı, bundan önce servet ve refahla şımaranlar, o büyük günah üzerinde ısrar edip dururlar ve şöyle derlerdi: Ölünce mi, toprak ve kemik haline gelince mi, sahi o zaman mı yeniden diriltileceğiz? De ki: Öncekiler de sonrakiler de, bilinen bir günün buluşma vakti ve buluşma yerinde mutlaka biraraya getireleceklerdir. Ve siz de ey sapık yalanlayıcılar!
Zakkumdan bir ağaçtan mutlaka yiyeceksiniz.
Onların karınları zakkumla doldurulacaktır.
Üzerine de kaynar sudan içecekler .
Susuzluktan çıkmış develerin içişi gibi içecekler.
10.Din gününde ağırlanışları böyledir.
Tasdik etseydiniz olmaz mıydı sizi ben yarattım ben.
Akıttığınız meniyi gördünüz mü?
Siz mi yaratıyorsunuz onu, yoksa yaratıcı benmiyim?
Ölümü aranızda ben takdir ettim.
11.Yerinize diğer benzerlerinizi getireceğim ve sizi bilemeyeceğiniz bir şekilde yeniden oluşturacağım.
12.Yemin olsun, ilk yaratışı ve yaratılışı bildiniz.
Peki düşünüp ibret alsanız olmaz mı?
13.Ekmekte olduğunuzu gördünüz mü?
Siz mi bitiriyorsunuz onu, yoksa bitiren benmiyim?
Dileseydim, onu kuru bir çöl haline getirirdim de başlardınız şu şekilde gevelemeye: Vallahi, kayba uğrayıp borçlandık ve doğrusu mahrum bırakıldık biz.
14.Şu içmekte olduğunuz suya baktınız mı?
Buluttan onu siz mi indirdiniz, yoksa indiren benmiyim?
Dileseydim, onu tuzlu yapardım.
Peki buna şükretmeniz gerekmez mi?
15.Çakıp çakıp çıkardığınız o ateşi gördünüz mü?
Onun ağacını siz mi yarattınız yoksa yaratıp oluşturan benmiyim?
Ben onu hem bir ibret hem de çöl yolcularına bir nimet kıldım.
O halde o yüce Rabbinin adını tespih et!
16.İş onların sandığı gibi değil!
Yıldızların doğup batma, kayıp düşme noktalarına yemin ediyorum.
Ve eğer bilirseniz, gerçekten büyük bir yemindir bu.
O, kesinlikle şerefli bir Kur'an'dır.
Titizlikle saklanan bir Kitap'tadır.
Ona, arındırılmışlardan başkası dokunmaz.
Âlemlerin Rabbi'nden indirilmiştir.
17.Şimdi siz, bu sözü mü kirletip küçümseyeceksiniz ve bu sözle mi alttan alıp gevşek davranıp bu sözle mi yağcılık edeceksiniz?
Rızkınızı, yalanlamanızdan ibaret mi kılıyorsunuz?
18.Ya o canın boğaza gelip dayandığı zaman!
İşte o zaman siz bakakalırsınız!
19.Ben ona sizden daha yakınım ama siz görmezsiniz.
20.Madem ceza görmeyecek kişilersiniz,
Eğer doğru sözlülerseniz, onu geri çevirsenize.
21.Eğer o, yaklaştırılanlardan ise; rahatlık, güzel rızık ve nimetlerle dolu cennet var ona. Eğer kutlu, uğurlu kişilerdense, "Selam sana kutlu ve uğurlu kişilerden!" denir ona. Eğer yalanlayan sapıklardansa; Kaynar sudan bir ziyafet, ve cehenneme salıverilme var ona.
İşte budur, o tartışmasız, o kesin gerçek!
Artık, o yüce Rabbinin adını tespih et!