43. Fatır - Yaratan Süresi

1.Teşekkür ve Şükür Kainatı ve Yeryüzündeki Gökleri ve Denizleri yaratan, Melekleri ikişer, üçer, dörder kanatlı elçiler yapan  yanlız Allah'a dır.
 


2.Allah yaratışta ve yaratılmışlarda dilediğini artırır.
Hiç kuşkusuz, Allah her şeye gücü yetendir.


3.Yaratan Yüce Allah'ın insanlar için açıp yaydığı rahmetlerini hiç kimse tutup kısamaz. Allah'ın tutup kıstığını ise Allah'tan başka salıp açacak yoktur.
Allah Azîz'dir.
Allah Hakîm'dir.
 

4.Ey insanlar, Allah'ın, üzerinizdeki nimetini hatırlayın ve anın!
Allah'tan başka yaratıcı mı var?
 


5.Allah sizi gökten, denizlerden ve yerden rızıklandırır.
Allah'tan başka ilah yoktur.
Hal böyle iken nasıl oluyor da yüzlerinizi geri çevirebiliyorsunuz?
 

6.Hey Peygamber eğer seni yalanlıyorlarsa, korkma senden önceki resuller de yalanlanmıştır. Bütün işler ve oluşlar Allah'a döndürülür.


7.Ey insanlar, Allah'ın vaadi haktır!
O yaman aldatıcı olan o çok gururlu şeytan sizi sakın Allah ile aldatmasın.
 


8.Şu bir gerçek ki, şeytan sizin için bir düşmandır.
O halde siz de şeytana düşman olun!
Hiç kuşkusuz, o kendi hizbini cehennem yâranından olmaları için çağırır durur.
 

9.Küfre sapanlar için şiddetli bir azap vardır.
İman edip hayra ve barışa yönelik ameller işleyenlere gelince onlar için bir bağışlanma ve büyük bir ödül olacaktır.
 

10.Ya o kişi yaptıklarının kötülüğü kendisine allanıp pullanmış da o güzel gösterilmiş.
Doğrusu şu: Allah dilediğini ve dileyeni saptırır.
Dilediğini ve dileyeni de doğruya ve güzele kılavuzlar.
O halde canın onlar için üzüntülere dalmasın.
Hiç kuşkusuz, Yüce Allah onların ürettiklerini ve ortaya koydukları oyunları çok iyi bilmektedir
 


11.Allah odur ki, rüzgârları gönderir, rüzgârlar bir bulut kaldırır., derken onu ölü bir beldeye sevk eder de ölümünden sonra toprağa o buluttan inen suyla hayat verir. İşte ölümünden sonra dirilme de böyledir.


12.Onur ve yücelik isteyen bilsin ki, onur ve yüceliğin tümü Allah'ındır.
Temiz ve güzel her kelime Allah'a yükselir.
İyiliğe ve barışa yönelik amel de o kişiyi yüceltir.
Kötülükleri kuranlara ve kötülükleri tuzak yapanlara gelince, onlar için şiddetli bir azap vardır.
Böylelerinin tuzağı tarumar olur.
 

13.Allah sizi bir topraktan, sonra bir spermden yaratıp; sonrada sizi çiftler haline getirdi. Allah'ın ilmi bilgisi dışında, bir dişi hamile kalamaz vede doğuramaz. Yaşayan bir varlığa daha çok ömür verilmesi de o varlığın ömründen biraz azaltılması da mutlaka bir kitapta yazılıdır. Bu, Allah için gerçekten çok kolaydır.


14.İki deniz birbirine eşit olmaz.
Bu su tatlıdır, susuzluğu giderip içimi hoş ve yaratılanları da rahattır.
Şu su tuzludur, vede acıdır, içilmez.
Size verilen canlı hayvanlardan taze et yersiniz ve giyip takınacağınız süsler çıkarırsınız. Allah'ın lütfundan nasip aramanız ve şükredebilmeniz için, gemilerin denizi yara yara gittiğini de görürsün.

 

15.Allah, geceyi gündüzün içine sokar, gündüzü de gecenin içine sokar.
Güneş'i ve Ay'ı da buyruğu altına almıştır. Her biri belirlenen bir süreye kadar akıp gidiyor.
 

16.İşte Rabbiniz Allah budur ve mülk ve yönetimin tek sahibi ve hükümdarıdır. Allah'ın berisinden yakardıklarınız ise bir çekirdeğin zarına dahi hükmedemezler. Onları çağırsanız, çağrınızı duymazlar.
Duysalar da size cevap veremezler.
Kıyamet günü de sizin onları ortak koştuğunuzu inkâr ederler.
Hiç kimse sana, Habîr olan Allah'ın verdiği gibi haber veremez.


17.Ey insanlar, siz Allah'a yönelmiş yoksullarsınız!

Allah ise mutlak Ganî, mutlak Hamîd'dir.
Yaratan Yüce Allah dilerse sizi yok eder, yerinize yepyeni bir halk getirir.
Allah'a hiç bir yok ediş ve yaratacakları asla güç ve zor gelmez.


18.Hiç bir günahkâr, bir başkasının günahını yüklenmez.
 

19.Sen ancak Rablerinden için için korkanları ve namazı ve duayı yerine getirenleri uyarırsın. Arınıp temizlenen, kendi benliği için arınıp temizlenir.
Dönüş yanlız Allah'adır.
 


20.Körle, gören, karanlıklarla aydınlık bir olmaz!
Gölge ile sıcaklık da aynı değildir.
Diriler ile ölüler eşit olmaz.
Allah dileyene ve dilediğine işittirir.
Ama sen, asla kabirlerdekilere işittiremezsin!
Sen sadece bir uyarıcısın!
Şu bir gerçek ki, ben seni hak ile bir müjdeci ve uyarıcı olarak gönderdim.
Hiçbir ümmet yoktur ki, içinden bir uyarıcı gelip geçmemiş olsun.


21.Seni yalanlıyorlarsa, onlardan öncekiler de yalanlamıştı.
Resulleri onlara açık ve seçik mesajlar, sayfalar ve aydınlatıcı kitap getirmişlerdi. Sonra ben, inkâr edenleri yakalayıp azabımla tanıştırdım.
 

22.Görmedin mi, Allah, gökten bir su indirdi.
Onunla, renkli çeşit çeşit tat ve aromalarda meyvelar çıkardı.
Aynı şekilde, insanlardan, hayvanlardan, davarlardan da çeşitli renklerde olanlar var. Allah'tan ancak bilgin kulları ürperir.
Allah Azîz'dir,
Allah Gafûr'dur.


23.Allah'ın kitabını okuyanlar, namazı ve duayı yerine getirip, kendilerine verdiğim rızıklardan gizli ve açık dağıtanlar, Allah'tan asla batmayacak bir ticaret umabilirler. Çünkü Allah onların ödüllerini tam olarak verecektir. Lütfundan onlara artırma da yapacaktır.
Allah Gafûr'dur, çok affeder.
Allah Şekûr'dur, şükredenlere mutlaka karşılık verir.
 

24.Kitap'tan sana vahyettiğim kendinden öncekini tasdikleyici hakkın ta kendisidir. Allah, kullarından tam haberdardır, onları iyice görmektedir.


25.Kullarım arasından seçtiklerimi kitablarıma mirasçı kıldım.
İçlerinden öz nefsine zulmedenler var.
Orta yolda gidenleri var.
Allah'ın izniyle hayırlarda öne geçenleri de var.
İşte bu, büyük lütfun ta kendisidir.
Adn cennetlerine girerler onlar, orada altından bilezikler ve inci takınırlar.
Orada giysileri ise ipektir. Şöyle derler: "Hamt olsun, üzüntüyü bizden gideren 25.Allah'a! Rabbimiz mutlak Gafûr, mutlak Şekûr'dur.
Lütfuyla bize durulacak yurdlar kondurdu.
Orada bize hiçbir yorgunluk dokunmaz.
Orada bize hiçbir usanç da dokunmaz."

 

26.İnkâr edenlere de cehennem ateşi var.
Haklarında hüküm verilir.
Ölseler bile azapları hafifletilmez.
Ben işte böyle tüm nankörleri cezalandırırım.
Feryat edip dururlar orada: "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şeyler barışa ve iyiliğe yönelik iyi bir iş yapalım. 
Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi?
Uyarıcı da geldi size.
Hadi, tadın bakalım azabı!
Zalimler için hiçbir yardımcı yoktur artık.


27.Allah, göklerin ve yerin bilinmeyenini bilendir
Allah Âlim'dir. Allah, göğüslerin özündekini de çok iyi bilir.
 

28.Sizi yeryüzünde halefler yapan Allah'tır.
Nankörlük edenin nankörlüğü kendi aleyhinedir.
 

29.Kâfirlerin küfrü, Rableri katında öfkeden başka bir şeyi artırmaz.
Kâfirlerin küfrü hüsran ve yıkımdan başka bir şey artırmaz getirmez.
 

30.De ki: "Allah'ın berisinden yakardığınız şu ortaklarınızı gördünüz mü?
Gösterin bana topraktan neyi yarattı onlar!
Yoksa onların göklerde bir ortaklıkları mı var?
Yoksa onlara bir kitap verdik de kendileri o kitaptan bir kanıt üzerinde midirler? Hayır, zalimler birbirlerine aldanıştan ve aldatıştan başka hiçbir şey vaat etmezler.


31.Allah, gökleri ve yeri, yok olup gitmesinler diye tutuyor.
Yemin olsun, eğer çöküp giderlerse, Allah'tan başka hiç kimse onları tutamaz.
Allah Halîm'dir
Allah Gafûr'dur.
 


32.Yeminlerinin tüm gücüyle Allah'a ant içmişlerdi ki, eğer kendilerine bir uyarıcı gelirse, ümmetlerin herhangi birinden çok daha doğru bir gidiş üzere olacaklar. Fakat uyarıcı onlara gelince, bu onlara nefretle
kaçıştan başka bir katkı sağlamadı.
Yeryüzünde kibirlenip kötülük tezgâhladılar.,oysaki tezgâhlanan kötülük, sahibinden başkasını kuşatmaz.
Öncekilerin başına gelenlerden başkasını mı bekliyorlar?
 

33.Allah'ın yol ve yönteminde değişme asla bulamazsın!
Allah'ın yol ve yönteminde döneklik de bulamazsın!
 

34.Yeryüzünde dolaşıp da kendilerinden öncekilerin sonlarının nasıl olduğunu görmediler mi? Onlar, kuvvet bakımından bunlardan daha zorluydular. 
Kainatta ve Yeryüzünde ve göklerde, vede Denizlerde Allah'ı âciz bırakacak hiçbir varlık yoktur.
Allah Alîm'dir
Allah Kadîr'dir.


35.Eğer Allah, insanları, kazandıkları yüzünden hesaba çekseydi, yerkürenin sırtında hiçbir canlı bırakmazdı. Ne var ki, onları belirli bir süreye kadar, ecelleri gelinceye kadar erteliyor.
Allah, kullarını çok iyi görmektedir.