Amerikanın İç ve Dış Borç Miktarı 62 Trilyon Dolar

Necmettin Batırel, ABD ekonomisinin çöküşünü ve bunun dünya piyasalarına etkilerini analiz etti. Batırel, ABD'nin borç yükü ve resesyon tehdidinin nasıl büyüdüğünü ve Türkiye'nin ekonomik durumuyla karşılaştırmasını yaptı. Ayrıca, Türkiye'nin başarılı ekonomi politikalarını ve geleceğe yönelik beklentilerini değerlendiren Türkiye gazetesi yazarı Batırel, ABD'nin çöküşünün İsrail'e olan etkilerini de anlattı. Batırel, şunları kaydetti:

 

"Amerika’da istihdam artışının temmuzda beklentilerin altında kalması ve işsizlik oranının %4,3’le 3 yılın en yüksek seviyesine çıkmasının ardından ülke ekonomisinin gücüne ilişkin endişeler piyasalara çok sert darbe indirdi. Endekslerdeki kayıplar %6'ları aştı. Japonya'da 37 yılın en büyük satışı yaşandı. ABD ekonomisi resesyona (daralmaya) sürükleniyor. Yüksek faiz oranları ABD'nin borç yükünü zirveye çıkardı. Ulusal borç 35 trilyon doları aşarak rekor seviyeye ulaştı. Türkiye’nin millî gelirinin yaklaşık 35 kat fazlası. Düşünebiliyor musunuz her bir Amerikalı 100 bin dolar borçlu. Yetmedi, ABD Hazine Bakanlığı temmuzdan eylüle kadar 740 milyar dolar borçlanacaklarını açıkladı. Bir ülke sadece top ve füze saldırıyla yenilmez. Ekonomisinin çökmesiyle de yıkılır. ABD merkez bankasının beceriksizliği ülkeyi yıkımın eşiğine getirdi. Gazze’de 100 binlerce masum vatandaşın hayatını kaybetmesi için İsrail’e 10 aydan beri uçaklar dolusu bomba ve füze göndererek katliamların bir numaralı sorumlusu ülke aslında hiç farkında olmadan belasını buluyor. ABD çökünce İsrail’de çökecek. En büyük destekçisini kaybedecek. Yaptığı zulümlerin hesabını bugün-yarın belki yarından da yakın mutlaka verecek.

 

Resesyon, ekonomik büyümenin nüfus artış hızının altına inmesi, kişi başına düşen millî gelirin azalması, işsizliğin artması, ekonomik faaliyetlerin ve üretim faaliyetlerinin daralması ile zirveye ulaşan olumsuz faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. ABD ekonomisinin şu an yaşadığı da tam olarak bu. Örneğin 2008’deki resesyon; yetersiz düzenlemeler, düşük faiz oranları ve yüksek faizli ipoteklerden kaynaklanan bir konut piyasası çöküşüyle ortaya çıktı. Bugün ise ekonomi, yükselen enflasyonu ateşleyen ve yaşam maliyetini artıran, konut ve iş piyasası gibi diğer ekonomik güçleri etkileyen tedarik zinciri kısıtlamalarından dolayı yaşanıyor. FED’in enflasyonla mücadele kapsamında faizleri son 23 yılın zirvesine çıkarması ekonomiyi resesyonun eşiğine getirdi. Türk ekonomisi de yüksek faiz ortamında. Ama hem işsizlik azalıyor, hem üretim artıyor, ihracatta yıllık 261 milyar dolarla tarihî rekor kırıldı. 10 Temmuz 2024 tarihinde açıklanan iş gücü istatistiklerine göre işsizlik oranı 2024 yılı Mayıs ayında yüzde 7,7 seviyesinde rekor düşük seviyede gerçekleşti. İstihdam edilenlerin sayısı 33 milyon 233 bin kişi, istihdam oranı ise yüzde 50,5 oldu. 

 

Cari açık (döviz geliri ile gideri arasındaki fark) hızla azalıyor. Temmuz ayında yıllıklandırılmış dış denge 70 milyar dolar açık verdi. Yıl sonunda cari açık 20 milyar dolara inecek. Merkez Bankasının kasasında 148 milyar dolar var. Ekonomi yılın ilk çeyreğinde %5,7 ile rekor büyüme gösterdi. Yılın üçüncü çeyreğinden itibaren enflasyondaki düşüşe bağlı olarak faizler mutlaka aşağı çekilecek. Hükûmetin başarılı ekonomi politikası sonucu 2013 faizler %4,5, enflasyon %6,1 düzeyindeydi. Ama vatan hainleri iktidarı yıkmak için Gezi Parkı olaylarını düzenledi, ülke ekonomisi çok büyük zarara uğradı. FETÖ’nün hain darbe girişimi, Pandemi salgını, 6 Şubat’ta 11 şehrin yıkıldığı 50 bin vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem felaketi ile birlikte ülkeye toplam 500 milyar dolarlık yük getirdi. Bu krizler lafla, algı operasyonuyla değil, büyük özverili çalışma, fedakârlık, vatan aşkı ve güvenle aşıldı. Türkiye enflasyonu da faizi de 11 yıl önce nasıl düşürdüyse yine düşürecektir, hiç endişeniz olmasın. Tarih tekerrürden ibarettir."