Avrupa Birliğinde Kıyamet Koptu Kopacak

Sabah gazetesi yazarı Bercan Tutar, Avrupa Parlamentosu seçimlerinin aşırı sağcı ve popülist partilerin zaferiyle sonuçlanmasını beklediğini belirtti. Tutar, Avrupa'nın liberal ve demokratik değerlerden uzaklaşarak ırkçı ve İslamofobik siyasete yöneldiğini ifade etti. Yazar, bu değişimin küresel güç haritasında da etkisini göstereceğini ve Türkiye'nin de bu durumdan etkilenebileceğini söyledi. Tutar, Avrupa'nın bu "tektonik değişimlerinin" jeopolitik ve ekonomik kaoslara yol açabileceği konusunda uyarıda bulunduğu yazısında şunları kaydetti:

"Küresel güç mücadelesinde ABD ve Rusya ile Çin'in oluşturduğu revizyonist eksenin hayli gerisine düşen ve jeopolitik olarak artık 'kayıp kıta' diye nitelenen Avrupa'da birlik üyesi 27 ülkede 4 gün sürecek Avrupa Parlamentosu (AP) seçimleri önceki gün Hollanda'da start aldı.

Hollanda'nın ardından dün İrlanda, Çekya ve Estonya'da AP seçimleri için oy kullanıldı. Bugün de İtalya, Malta, Slovakya ve Letonya'da seçmenler sandığa gidecek.

Yarın ise 21 üye ülke aynı gün Avrupa Birliği'nin (AB) geleceği için oy kullanacak. 720 üyeli Avrupa Parlamentosu'nda nüfuslarına göre en çok vekil çıkaran ilk 5 ülke sırasıyla 96 ile Almanya, 81 ile Fransa, 76 ile İtalya, 61 ile İspanya, 53 ile Polonya'dan oluşuyor.
 

Siyasetçiler seçimlerin istatistiki sonuçlarına ağırlık verirken Avrupalı halklar ise bu seçimleri, işlevsiz siyasi sınıflar ve ABD hegemonyası ile hesaplaşma fırsatı olarak görüyor. Çünkü dünyanın en müreffeh ve demokratik toplumları olarak bilinen Avrupalılar artık onlara bu hayat standardını veren eski jeopolitik sömürge imkânlarını kaybediyor.

***

Siyasi sınıfları işlevsizleşmiş durumda. Yöneticiler ulusal ve ekonomik çıkarları yerine ABD'nin dışarıdan dayattığı politikalara göre hareket ediyor. Örneğin, ABD'nin 'yeşil emperyalizm stratejisi' kapsamında dayattığı sıfır emisyon ve yeşil enerji talepleri dünyanın en gelişmiş modern toplumları sayılan Avrupalıları yeniden taş devri şartlarında yaşama zorluyor.

Bu nedenle yaklaşık 373 milyon seçmeni sandıkla buluşturacak seçimler, statükoyu savunanlarla değişim yanlılarının mücadelesine sahne olacak. Haliyle büyük aktörlerin de gözü küresel güç haritalarını değiştirme potansiyeli taşıyan popülist yükselişin performansına kilitlenmiş durumda.

Zira Avrupa'daki statüko karşıtı aşırı sağ veya aşırı sol tandansa sahip partilerin sosyal demokrat ve liberal eğilimli merkez partilere dayalı Avrupa siyasetini sarsması bekleniyor.

***

Anketler seçimlerde Avrupa'nın aşırı sağcı popülist partilerinin büyük zaferler kazanacağını öngörüyor. Bu nedenle AB'de köklü siyasi bir değişime neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.

Çünkü Avrupa'nın sözde liberal ve demokratik değerlerden uzaklaşıp ırkçı, aşırı sağcı, popülist ve İslamofobik siyasete demirlemesi bir sürpriz değil. Zaten Avrupa'nın özü böyleydi, buydu. Sadece Gazze ve Ukrayna gibi dış krizlerle kıtadaki iç sorunlar bu faşist içyüzün ortaya çıkmasını daha da hızlandırdı.

Öyle görünüyor ki bu son seçimlere damga vurması beklenen düzen karşıtı popülist ve ırkçı ruh Avrupa'yı dönüşümden çok o korktuğu hegemonik çöküşün eşiğine biraz daha yaklaştıracak. Avrupa'daki bu köklü değişim kuşku yok ki küresel güç haritasında da etkisini gösterecektir. Unutmamak gerekir ki bu tektonik değişimlerin tetikleyeceği olası jeopolitik ve ekonomik kaoslardan en çok etkilenecek ülkelerden biri de Türkiye. Tedbirli olmak lazım."