34. Kaf Süresi
1.Kaf. Şanı yüce, ilahî cömertlikle dolu Kur'an'a yemin olsun ki, iş sanıldığı gibi değil. Kendilerine içlerinden bir uyarıcı geldi diye o küfre batanlar şaştılar da şöyle dediler:
"Acayip şey bu, Ölünce mi, biz toprak olunca mı diriltileceğiz?
Akla çok uzak bir dönüştür bu.
Toprağın onlardan neyi eksilttiğini de çok iyi bilirim.
2.Katım da her şeyi saklayıp koruyan bir kitap var .
3.Hayır, onlar, hak kendilerine geldiğinde, onu yalanladılar şimdi perişan mı perişan bir durum içindedirler.
4.Bakmadılar mı üstlerindeki göğe ki nasıl kurdum onu, nasıl süsleyip nakışladım.
5.Göğün yırtığı, çatlağı da yoktur.
6. İbretle bakılası, gönüller açıcı şeyler olarak; hakka yönelen her kula öğüt olarak., yeryüzünü de ben uzatıp yaydım; denge noktaları yerleştirdim bakanları hayran bırakan her türlü çifti ben bitirdim onda.
7.Gökten, kutlu ve bereketli bir su indirdim de onunla bahçeler yeşerttim, hasatlanacak ürünler yetiştirdim. Kullara rızık olsun diye yüksek yüksek hurma ağaçları büyüttüm.
8.Birbirine girmiş kümeler halinde tomurcukları vardır onların.
Ve o suyla ölü bir beldeye hayat verdim.
İşte böyledir topraktan fışkırış.
9.Onlardan önce Nûh kavmi, Ress halkı, Semûd kavmi yalanlamıştı.
Âd, Firavun ve Lût'un halkı, Eykeliler, Tübba' kavmi de. Hepsi resulleri yalanladı da duyurulan azap hak oldu.
10.İlk yarıştan âciz kalıp yorulmuş muydum?
Hayır, yeni bir yaratıştan kuşku içinde olan onlardır.
11.Yemin olsun ki, insanı ben yarattım.
Nefsinin ona neler fısıldadığını da en iyi ben ben bilirim.
Ben kullarıma, şah damarından daha yakınım.
12.Sağınızda ve solunuzda oturmuş iki görevli, her şeyinizi kayıt altına almakta . Bir söz sarfetmeye görün, yanınızdaki gözcüler hemen kayıt ederler.
13.Ölüm sarhoşluğu hak olarak geldi ve işte bu, senin kaçıp durduğun şeydir.
14.Şûra üflendi. İşte bu, geleceği vaat edilen mahşer günüdür.
Her benlik, yanında bir güdücü ve bir de tanık olduğu halde gelir.
15.Yemin olsun, sen bundan gaflet içindeydin ama perdeni üstünden kaldırdım.
Bugün gözün keskin mi keskin. Yoldaşı şöyle der: İşte yanımdaki, hazır.
16.Durmadan hayrı engelleyeni, azgını, işkilciyi...
O ki, Allah'ın yanına başka bir ilah koydu, artık atın onu, o şiddetli azabın içine!
Siz, ikiniz! Tüm nankörleri ve inatçıları cehenneme atın!
Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi.
17.Benim huzurumda söz değiştirilmez ve ben kullarıma asla zulmetmem.
O gün cehenneme: "Doldun mu?" derim. Cehennem ise: "Daha yok mu?" der.
Ve cennet, takva sahiplerine yaklaştırılmıştır; hiç uzak değildir.
İşte size vaat edilen iste budur.
18.Allah'a sürekli yönelen, korunması gerekeni koruyan herkese...Görmediği halde Rahman'dan ürperen ve Allah'a yönelik bir kalp getiren herkese... Esenlikle girin cennete!
19.Sonsuzlaşma günüdür bu gün.
Orada onlar için istedikleri her şey katımda ise dahası da var.
20.Onlardan önce nice nesilleri helâk ettim ki, vuruş ve tutuşları bunlardan daha zorluydu. Ülkelerde delikler açmışlardı ve beldelerde kaçacak delik aradılar vede beldeleri boydan boya dolaştılar.
Var mı bir kaçacak yer?
21.Hiç kuşkusuz, bunda, kalbi olan yahut tam bir tanık olarak kulak veren için mutlak bir öğüt vardır.
22.Yemin olsun, ben gökleri, yeri ve bunlar arasındakileri altı günde yarattım ve bana hiçbir yorgunluk dokunmadı.
23.Artık sen onların söylediklerine sabret ve Güneş'in doğuşundan önce de batışından önce de Rabbinin hamdiyle gecenin bir kısmında ve secdelerin arkalarından Allah'ı tespih et!
24.Haykıranın çok yakın bir yerden sesleneceği günü dinle!
O gün o müthiş sesi hak olarak dinleyecekler, ortaya çıkış ve diriliş günüdür bu.
Ben, evet ben hayat veriyor ve ben öldürüyorum ve dönüş yalnız ve mutlak banadır.
25.O gün, yer çatır çatır yarılıp onlardan çabucak uzaklaşır.
Bu yalnız benim için kolay olan bir haşretmedir.
Ben onların neler söylediklerini çok iyi biliyorum.
26.Sen onların üstüne bir zorba değilsin.
O halde, benim tehdidimden korkanlara sadece Kur'an'la öğüt ver.