23. Necm - Yıldızlar Suresi

1.Yemin olsun inip çıktığı zaman yıldıza ve fışkırıp çıktığı zaman çimene ve süzülüp aktığı, ülker yıldızı'na ve aşağı indiği zaman o parçalar halinde ağır ağır gelene,ki, arkadaşınız ne saptı ne de azdı.
O; kuruntusundan ve keyfinden konuşmuyor.


2. Kuran indirilmiş bir vahiyden başkası değildir.


3.Kuran'ı ona kuvvetleri çok müthiş olan belletip öğretti .


4.Akıl, güzellik ve güç sahibidir.


5.Doğrulup dikildi.


6.Allah en yüksek ufuktadır.


7.Sonra iyice yaklaştı ve sarktı,
İki yayın beraberliği gibi, belki ondan da yakındı.
Böylece vahyetti kuluna vahyettiğini.
Kalp yalanlamadı gördüğünü.
Onun gördüğü şey hakkında kuşkuya düşüp onunla çekişiyor musunuz?
Yemin olsun ki onu bir başka inişte de görmüştü.
Son sınır ağacı, Sidretül Münteha yanında.
O ağacın yanındadır sığınılacak bahçe.
O vakit kuşatıp sarıyordu Sidre'yi kuşatıp saran.
Göz ne kayıp şaştı ne azıp haddi aştı.
Yemin olsun ki Rabbinin en büyük ayetlerinden bir kısmını gördü.


8.Gördünüz mü Uzza'yı, Lât'ı.
Ve ötekini, üçüncüsü olan Menât'ı.


9.Erkek size, dişi Allah'a mı?
İşte bu, insafsız bir bölüştürme.


10.Bunlar, sizin ve atalarınızın taktığı isimlerden başka şeyler değildir.


11.Onlar hakkında Allah bir kanıt indirmemiştir.
Onlar, sadece sanıya, bir de nefislerin hoşlandığı şeylere uyuyorlar.


12.Yemin olsun, onlara hidayet Rablerinden gelmiştir.


13.İnsan için, her özleyip hayal ettiği var mı acaba?


14.Kainat ve sonrası da öncesi de vede âhiret de dünya da Allah'ındır.


15.Allah'ın, dilediği ve hoşnut olduğu kimseler için izin vermesinden sonraki durum müstesna göklerde nice melekler var ki, şefaatleri hiçbir işe yaramaz.


16.O âhirete inanmayanlar, meleklere mutlaka dişilerin adlarını takarlar.
Onların bu konuda hiçbir bilgisi yoktur.
Yalnızca sanıya uyuyorlar.
Sanı ise haktan hiçbir şey kazandırmaz.


17.Benim zikrimden ve Kur'an'ımdan yüz çeviren ve iğreti dünya hayatından başka bir şey istemeyen kimseden, sen de yüz çevir.

18.Onların, ilimden ulaşacakları şey işte budur.
Kuşkusuz, yolundan sapmış olanı Rabbin çok iyi bilir.
Hidayet üzere yürüyeni de en iyi Allah bilir.

19.Kainatta göklerde ve yerde ne varsa sadece Allah'ındır.
Allah'ın; yaptıklarıyla kötülük sergileyenleri cezalandırması, güzel davranıp güzel düşünenleri de güzellikle ödüllendirmesi içindir.

20.Bazı küçük sürçmeler hariç öyle kişilerdir ki onlar, günahın büyüklerinden ve iğrençliklerden çekinip kaçınırlar. Hiç kuşkusuz, senin Rabbin affı geniş olandır.
Zaman sizi en iyi bilendir. O halde kendi kendinizi temize çıkmış göstermeyin; kimin sakındığını en iyi bilen Allah'tır.

21.O yüz geri döneni gördün mü?
Azıcık verdi, sonra inatla sıkıca tuttu.
Bilinmeyenin bilgisi onun yanında da o mu görüyor?
Yoksa haber verilmedi mi ona, Mûsa'nın sayfalarındakiler?
Ve o çok vefalı İbrahim'in sayfalarındakiler...

 

22.Gerçek şu ki, hiçbir günahkâr bir başka günahkârın yükünü sırtlamaz.


23.Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başkası yoktur.
Ve onun çalışıp didinmesi yakında görülecektir.
Sonra karşılığı kendisine hiç eksiksiz verilecektir.

24.Hiç kuşkusuz, son varış Rabbinedir.
Hiç kuşkusuz, güldüren de, ağlatan da Allah'tır.
Hiç kuşkusuz, öldüren de, dirilten de Allah'tır.
Hiç kuşkusuz, iki çifti, erkeği ve dişiyi yaratan Allah'tır.


25.Meni halinde atıldığı zaman bir spermden...
Hiç kuşkusuz, o ikinci oluşum da Allah'ın işidir.
Hiç kuşkusuz, zenginlik veren de Allah'tır, nimete boğan da Allah'tır.
Hiç kuşkusuz, Şi'ra yıldızının ve şuurlanmanın Rabbi de Allah'tır.
 

26.Allah hiç kuşkusuz, daha önceden gelmiş olan Âd'ı helâk etti.
Allah semûd'u da helak etti. Böylece geriye bir şey bırakmadı.
Allah daha önce de Nûh kavmini helak etti.
Çünkü onlar, zulmettiler, azdılar.


27.Allah altı üstüne gelmiş kentleri de yere geçirdi.
Sarıp doladı onlara, sarıp doladığını.
Peki, Rabbinin nimetlerinden hangisinde kuşkuya düşüyorsunuz?

 

28.Bu da ilk uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.

Yaklaşmakta ve yaklaşacak olan da yaklaştı.
Onu Allah'tan başka kaldıracak ve uzaklaştıracak yok.
Şimdi siz bu sözden mi hayrete düşüyorsunuz?


29.Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz.
Ve siz, kibirlenip kafa tutarak sersemce somurtuyorsunuz.
Artık Allah için secdeye kapanın, ibadet edip, iş yapıp değer üretin!