BİZANS ARTIKLARI SALDIRIYOR

Başkan Recep Tayyip Erdoğan önderliğindeki Türkiye’nin üretim odaklı büyüyen ekonomisini sabote etmek ve uluslararası arenadaki artan etkinliğini durdurmak isteyen şer odakları ve yerli uzantıları dört koldan saldırmaya başladı. ABD destekli terör örgütlerinin Suriye’deki varlığımıza yönelik saldırıları, Batılı devletlerin askeri üs kurma bahanesiyle Yunan adalarını silahlandırması ve döviz operasyonları, milli bekamıza yönelik adımların uluslararası boyutunu oluşturuyor. Zilletin paydaşları tarafından dillendirilen “Siyasi suikastler olabilir” söylemi, Ülkü Ocakları ve TÜGVA üzerinden ise milliyetçi muhafazakar gençlerin kriminalize edilme çabası geleceğimize bile göz diktiklerini ispatlıyor.

 

Dertleri başka
Olan bitenleri değerlendiren Kütahya Dumlıpınar Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hüsamettin İnanç, şunları dile getirdi: “Türkiye özellikle 15 Temmuz’dan sonra dış politikayı yerli ve milli bir çizgiye çekti. Suriye, Libya, Karabağ ve Doğu Akdeniz’de haklarını korudu. PKK ile mücadelede çok ciddi operasyonlar yaptı. Şunu göz ardı etmeyelim bugün yaşanan ekonomik sıkıntıların altında yanlış dış politikalar var algısı oluşturulmak isteniyor. Bu sayede elde ettiğimiz kazanımlar itibarsızlaştırılıyor. Bu saldırıların temel nedeni Türkiye’yi durdurmak. Uluslararası odakların kendisine ayak bağı olmayacak ve politikalarına karşı çıkmayacak bir iktidara ihtiyacı var Türkiye’de.” Batı’nın ve yerli işbirlikçilerinin ülkemize karşı birleştiğini vurgulayan İnanç, şöyle devam etti: “Bu adımlar karşı uluslararası ittifakı ortaya çıkardı. Batı bloğu bize karşı birleşti. Türkiye uluslararası baskıyla bir tercihe zorlanmak isteniyor. Milli politikaları terk edip Batı bloğuna ya da Rusya-Çin eksenine yaklaşılması isteniyor. İç politikadaki ‘suikast olacak’ söylemleri de vatandaşın devlete olan güvenini azaltmaya yöneliktir.”

 

Gençlik hedefte
Gazeteci Yazar Murat Özer de, şunları ifade etti: “Seçimlere yaklaştıkça bu tarz saldırılar artacaktır. Çünkü milletten onay alarak iktidar olmayacaklarını biliyorlar. Ülkü Ocakları’nın ve TÜGVA’nın hedef haline getirilmesi gençliğin iddia edildiği gibi muhalif değil yerli ve milli politikaları benimsemesinden kaynaklıdır. Mevcut kuşak, Türkiye’nin bağımsız siyaset üretmesinin arkasında duruyor. Muhalefet mili bir duruş sergileyip bu gençlik kuruluşlarına sahip çıkması gerekirken, adeta destekler nitelikte tavır sergiliyor.” Bu kesimlerin gençler üzerinden geleceğimize göz koyduklarını kaydeden Özer, “Sosyal medyada iddia ettiklerinin dışında bir gençlik var. Batılı emperyalist güçler gençliği evirip çeviremediler” şeklinde konuştu.