Sen önce koltuğuna oturduğun CHP’nin tarihine iyi bak

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdarğlu’nun, “Erken seçim ve yolsuzluk” iddialarına yönelik açıklamalarına bir tepki de akademisyen Prof. Dr. Erdoğan Sürat’ten geldi.    “Kemal Kılıçdaroğlu koltuğuna oturduğu CHP’nin tarihine iyi baksın” Kemal Kılıçdaroğlu’nun “Balık baştan kokar, baştan da kokuyor zaten.” sözlerine atıfta bulunarak değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Erdoğan Sürat, “Türkiye’de ‘CHP’ denildiğinde ilk akla gelen ‘ekmeği karneyle dağıtan, karneye bağlayan’ bir parti akla gelir. ‘CHP’ denildiğinde bu ülkede; sefalet, açlık, yolsuzluk ve yoksulluk akla gelir. Böyle bir partinin başına bir kaset komplosuyla gelen Kemal Kılıçdaroğlu’nun partisinin kronik geleneği üzerinden AK Parti’yi ve hükümeti suçluyor olması komik bir durumdur. Kemal Kılıçdaroğlu koltuğuna oturduğu CHP’nin tarihine iyi baksın.” dedi.     “Osmanlı’dan nefret ediyorlar ama Osmanlı tarihinde böyle bir şey yok” Prof. Dr. Erdoğan Sürat, Kemal Kılıçdaroğlu’na yönelik eleştirilerini şöyle sürdürdü:  CHP’ye sormak gerek; sen Osmanlı’dan nefret ediyorsun, Osmanlı İmparatorluğu’ndan hoşlanmıyorsun. Hangi büyük savaşta Osmanlı İmparatorluğu karneye bağlamıştır? Var mıdır böyle bir tarihi gerçeğimiz? Osmanlı’dan nefret ediyorlar ama Osmanlı tarihinde böyle bir şey yoktur.” şeklinde konuştu.   “Kılıçdaroğlu’nun oturduğu koltuğu mahkemeye götürüp ‘ayağa kalk suçlu’ diyerek yargılamak lazım” “Osmanlı, Birinci Dünya Savaşı’ndan en fazla zarar gören devleti olmuş olmasına rağmen ekmeği karneye bağlamamıştır” diyen Prof. Dr. Erdoğan Sürat, sözlerini şöyle tamamladı:    Savaş görmeyen CHP yönetimi insanların en doğal besin kaynağı ekmeği karneye bağlayarak almalarını sağlayan tek siyasi partidir. Kılıçdaroğlu’nun oturduğu koltuk sayesinde ekmek alımı karneye bağlandığına göre bu koltuğu mahkemeye götürüp ‘ayağa kalk suçlu’ diyerek yargılamak lazım. CHP’ye bütün bunların hesabı sormayınca Kemal Kılıçdaroğlu çıkıyor ve hesap sormaya kalkıyor. Kılıçdaroğlu’na bir çağrıda bulunmak istiyorum. Sen CHP’yi yüz yıl daha iktidar yapmamak istiyorsan, ‘yoksulluk, yokluk, soygun’ siyasetine devam et.”