İdam geri gelmeli ve halkın önünde ders niteliğinde barbarca olmalı

GÜNDEM 08.09.2020 - 11:07, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 2038+ kez okundu.
 

İdam geri gelmeli ve halkın önünde ders niteliğinde barbarca olmalı

Milletin; tecavüzcüler, darbeciler, teröristler ve vatan hainlerinin idam edilmesi yönündeki ısrarlı talebi bir defa daha gündemde. Siyasetçiler, idam cezasının hukukumuzda yer alması gerektiğini vurgularken hukukçular, “Milletin ezici çoğunluğu idam müeyyidesinin geri gelmesini istiyor. AB dayatmasıyla kaldırılan idam cezasının geri dönmesi, Avrupa vesayetinden kurtulmanın göstergesi olacaktır” dedi.

Milletin tecavüzcüler, darbeciler, teröristler, vatan hainlerinin idam edilmesi yönündeki ısrarlı talebi bir kez daha gündemde. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin dile getirdiği idam talebi Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısında da masaya yatırılırken, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Belli suçlara mahsus olmak üzere idamı cezası bulunmalı” dedi. Hukuk uzmanları ise idamın toplumun ezici çoğunlukla istediği bir hukuki müeyyide olduğunu vurgulayarak, AB dayatmasıyla kaldırılan cezanın yeniden getirilmesinin Avrupa vesayetinden kurtulmanın göstergesi olacağını söylediler.   Avrupa dayatmasıyla kaldırıldı Gazetemiz Akit’e konuşan Avukat Yaşar Gürkan, idam cezasının Avrupa dayatmasıyla kaldırıldığını hatırlattı. Hukukçu Gürkan, “İdam cezasının kaldırılması Avrupa Birliği’ne dahil olunmasının hukuki yapısının gereği diye Türkiye’ye dayatıldı. Zina nasıl suç olmaktan çıkarılması hadisesi vuku bulduysa idam da Avrupa’nın dayatmasıyla kaldırıldı. Bu karar toplumun beklentilerine tersti. Ayrıca idam kaldırılmasına rağmen yine de Türkiye’yi 20 yıldır AB’ye de almadılar. Kaldı ki AB’nin ileride dağılacağı ifade ediliyor. Toplumda infial meydana getiren ve maşeri vicdanı derinden yaralayan katliam, terör, tecavüz, kamu düzenini bozan darbe girişimlerine yönelik idam cezası uygulanmalıdır. Aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa’nın vesayetinden kurtulmasının açık bir tezahürü olur. Başkalarının dayatmasıyla yerli ve milli kanun olmaz” dedi.   Av. Gürkan, “İdam cezası belirli şartlar altında bütün milletin arzuladığı cezai müeyyidedir. Yıllardan beri dillendiriliyor ama idamla somut bir adım atılmıyor maalesef. Devlet Bahçeli’nin bu teşebbüsünü memnuniyetle karşıladık. Parlamentonun da milletin beklentisine cevap verecek şekilde gerekli çalışmayı yapmasını bekliyoruz” diye konuştu.   Kanunların toplumun ihtiyaçlarına göre belirlendiğini ifade eden Yaşar Gürkan, “Her memleketin kendine özgü kanunlarıyla idare edilmesi şarttır. Zina suç olmaktan çıktı da iyi mi oldu? Hayır. İdam cezası kalktı da iyi mi oldu? Hayır. Toplumda kime sorarsanız sorun zinayı kınar, idamı talep eder. Toplumun beklentilerini hukuk karşılamazsa, toplumda huzursuzluk, kaos, fena vakalar artıyor” sözlerini sarf etti.   Kısasta hayat var İdamda metodun farklı olabileceğini kaydeden Gürkan, şöyle devam etti: “Cezanın fiili işlememe yönündeki caydırıcılık faktörü sağlamlaştırılmış olur böylelikle. Belki idam cezasının tatbik şekli asılarak değil de başka metodlarla olabilir. Mahkûma eziyet ettirecek şekilde infaz edilmesi hukuk devletine yakışmaz ama nasıl bir başkasının canına, ırzına kast ettiyse, o kişinin ölüm cezası mukadder olmalıdır. Kısasta hayat vardır.”   Hukukta millileşmek için idam geri gelmeli Konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Dünya Düşünce Derneği Genel Sekreteri Mehmet Şamil Şenalp, yerli ve milli hukuk vurgusu yaptı. Avukat Şamil Şenalp, “Faile verilecek cezanın mağdurları ve adına karar verilen milleti tatmin etmesi ceza adaleti açısından olmazsa olmazdır. Çünkü cezaların tatmin edici olmadığı yerde çok zaman hakkın bizzat alınmasına yönelme söz konusu olabilmektedir. Özellikle darbe suçları, terör suçları, casusluk, adam öldürme ve cinsel suçlar gibi gerek mağdurlarda gerekse toplumda infiale neden olan suçlarda idam cezasını tekrar konuşabilmeliyiz. Ülkemizde daha önce var olan idam cezası uluslararası dayatmalarla kaldırmıştı. Uygulamaya ilişkin tereddütler infaza ilişkin sıkı koşullarıyla aşılabilir” sözlerini sarf etti.   Türkiye’nin sağlıkla, savunma sanayiinde, teknolojide ve pek çok diğer alanda millileşme anlamında önemli mesafe aldığını ama bu başarıya hukuk alanında ulaşamadığını ifade eden Av. Şenalp, “Ne yazık ki hukukta millileşmede geri kaldık. Halen temel kanunlarımızın isimlerinin başına ‘Türk’ diye yazsak da bu kanunlar şu anki halleriyle dahi kodifiye edildikleri milletlerin özelliklerini taşımaya devam etmektedir. Daha önce uluslararası baskılarla kaldırılan idam cezasının Türk hukukunda yeniden yerini bulması hukukta millileşme anlamında önemli bir adım olacaktır” diye konuştu.
Milletin; tecavüzcüler, darbeciler, teröristler ve vatan hainlerinin idam edilmesi yönündeki ısrarlı talebi bir defa daha gündemde. Siyasetçiler, idam cezasının hukukumuzda yer alması gerektiğini vurgularken hukukçular, “Milletin ezici çoğunluğu idam müeyyidesinin geri gelmesini istiyor. AB dayatmasıyla kaldırılan idam cezasının geri dönmesi, Avrupa vesayetinden kurtulmanın göstergesi olacaktır” dedi.

Milletin tecavüzcüler, darbeciler, teröristler, vatan hainlerinin idam edilmesi yönündeki ısrarlı talebi bir kez daha gündemde. MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin dile getirdiği idam talebi Cumhurbaşkanlığı Kabine toplantısında da masaya yatırılırken, TBMM Başkanı Mustafa Şentop, “Belli suçlara mahsus olmak üzere idamı cezası bulunmalı” dedi. Hukuk uzmanları ise idamın toplumun ezici çoğunlukla istediği bir hukuki müeyyide olduğunu vurgulayarak, AB dayatmasıyla kaldırılan cezanın yeniden getirilmesinin Avrupa vesayetinden kurtulmanın göstergesi olacağını söylediler.

 

Avrupa dayatmasıyla kaldırıldı
Gazetemiz Akit’e konuşan Avukat Yaşar Gürkan, idam cezasının Avrupa dayatmasıyla kaldırıldığını hatırlattı. Hukukçu Gürkan, “İdam cezasının kaldırılması Avrupa Birliği’ne dahil olunmasının hukuki yapısının gereği diye Türkiye’ye dayatıldı. Zina nasıl suç olmaktan çıkarılması hadisesi vuku bulduysa idam da Avrupa’nın dayatmasıyla kaldırıldı. Bu karar toplumun beklentilerine tersti. Ayrıca idam kaldırılmasına rağmen yine de Türkiye’yi 20 yıldır AB’ye de almadılar. Kaldı ki AB’nin ileride dağılacağı ifade ediliyor. Toplumda infial meydana getiren ve maşeri vicdanı derinden yaralayan katliam, terör, tecavüz, kamu düzenini bozan darbe girişimlerine yönelik idam cezası uygulanmalıdır. Aynı zamanda Türkiye’nin Avrupa’nın vesayetinden kurtulmasının açık bir tezahürü olur. Başkalarının dayatmasıyla yerli ve milli kanun olmaz” dedi.

 

Av. Gürkan, “İdam cezası belirli şartlar altında bütün milletin arzuladığı cezai müeyyidedir. Yıllardan beri dillendiriliyor ama idamla somut bir adım atılmıyor maalesef. Devlet Bahçeli’nin bu teşebbüsünü memnuniyetle karşıladık. Parlamentonun da milletin beklentisine cevap verecek şekilde gerekli çalışmayı yapmasını bekliyoruz” diye konuştu.

 

Kanunların toplumun ihtiyaçlarına göre belirlendiğini ifade eden Yaşar Gürkan, “Her memleketin kendine özgü kanunlarıyla idare edilmesi şarttır. Zina suç olmaktan çıktı da iyi mi oldu? Hayır. İdam cezası kalktı da iyi mi oldu? Hayır. Toplumda kime sorarsanız sorun zinayı kınar, idamı talep eder. Toplumun beklentilerini hukuk karşılamazsa, toplumda huzursuzluk, kaos, fena vakalar artıyor” sözlerini sarf etti.

 

Kısasta hayat var
İdamda metodun farklı olabileceğini kaydeden Gürkan, şöyle devam etti: “Cezanın fiili işlememe yönündeki caydırıcılık faktörü sağlamlaştırılmış olur böylelikle. Belki idam cezasının tatbik şekli asılarak değil de başka metodlarla olabilir. Mahkûma eziyet ettirecek şekilde infaz edilmesi hukuk devletine yakışmaz ama nasıl bir başkasının canına, ırzına kast ettiyse, o kişinin ölüm cezası mukadder olmalıdır. Kısasta hayat vardır.”

 

Hukukta millileşmek için idam geri gelmeli
Konuya ilişkin önemli değerlendirmelerde bulunan Dünya Düşünce Derneği Genel Sekreteri Mehmet Şamil Şenalp, yerli ve milli hukuk vurgusu yaptı. Avukat Şamil Şenalp, “Faile verilecek cezanın mağdurları ve adına karar verilen milleti tatmin etmesi ceza adaleti açısından olmazsa olmazdır. Çünkü cezaların tatmin edici olmadığı yerde çok zaman hakkın bizzat alınmasına yönelme söz konusu olabilmektedir. Özellikle darbe suçları, terör suçları, casusluk, adam öldürme ve cinsel suçlar gibi gerek mağdurlarda gerekse toplumda infiale neden olan suçlarda idam cezasını tekrar konuşabilmeliyiz. Ülkemizde daha önce var olan idam cezası uluslararası dayatmalarla kaldırmıştı. Uygulamaya ilişkin tereddütler infaza ilişkin sıkı koşullarıyla aşılabilir” sözlerini sarf etti.

 

Türkiye’nin sağlıkla, savunma sanayiinde, teknolojide ve pek çok diğer alanda millileşme anlamında önemli mesafe aldığını ama bu başarıya hukuk alanında ulaşamadığını ifade eden Av. Şenalp, “Ne yazık ki hukukta millileşmede geri kaldık. Halen temel kanunlarımızın isimlerinin başına ‘Türk’ diye yazsak da bu kanunlar şu anki halleriyle dahi kodifiye edildikleri milletlerin özelliklerini taşımaya devam etmektedir. Daha önce uluslararası baskılarla kaldırılan idam cezasının Türk hukukunda yeniden yerini bulması hukukta millileşme anlamında önemli bir adım olacaktır” diye konuştu.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.