CHP’nin sicili ihanet dolu

30.09.2020 - 11:29, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 2244+ kez okundu.
 

CHP’nin sicili ihanet dolu

CHP, Boraltan Köprüsü fecaatiyle başladığı millete ve ümmete ihanet hikayesine, Karabağ açıklaması sonrası yeni bir boyut kazandı. 1945 yılında 195 Azeri askerini Stalin yönetimindeki Sovyet Rusya’ya teslim eden CHP, daha sonraki süreçte de aynı aymaz tavrını hep sürdürdü. Terör devleti İsrail’in tanınması, Kıbrıs meselesi, Suriye ve Irak’taki askeri varlığımız, teröre karşı gerçekleştirdiğimiz operasyonlar, Doğu Akdeniz ve daha birçok mesele de Türkiye’ye ve ümmete ihanet içerisinde oldu.

Müslüman Türk milletinin kadim değerlerine alabildiğine düşmanlık besleyen ve bütün parti programını buna göre şekillendiren CHP, ihanet siyasetini küresel çapta yürütüyor.   CHP’nin Türk dünyasına yönelik ilk ihaneti 1945 yılında başladı. Sovyet Rusya’nın zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan 195 Azerbaycan askeri, Stalin’in isteği üzerine iade edildi. Boraltan Köprüsü üzerinde yapılan iade işlemi sonrası tarihin en dramatik sahnesi gerçekleşti. Sovyet zalimleri, 195 Azerbaycanlı kardeşimizi, gözlerimizin önünde şehit etti. CHP’nin tarihine kara bir leke olarak geçen iade sonrası, İnönü yönetimi benzer tavrını hep sürdürdü.   1948 yılında Filistin toprakları üzerine kurulan İsrail devletini ilk tanıyan İslam ülkesi oldu. O dönemde Türkiye’nin başında olan isim ise CHP’lilerin ebedi şefi İsmet İnönü’ydü.   Türkmenlerden bile rahatsız oldular 1964 yılına geldiğinde Kıbrıs’ta Türk soydaşlarımıza yapılan zulüm adeta soykırım seviyesine ulaştı. Kıbrıslı Türklerden gelen yardım çığlıklarına kulaklarına tıkayan İnönü Başbakanlığındaki hükümet, ABD Başkanı Lyndon B. Johnson’un gönderdiği ve tarihe ‘Johnson Mektubu’ olarak geçen uyarıyı emir telakki ederek Kıbrıs’a yönelik gerçekleştirilecek askeri operasyonu askıya aldı.   Türkiye’nin, Suriye ve Irak’taki Türkmen soydaşlarıyla olan bağı da CHP’yi hep rahatsız etti. Nefsi müdafaa kapsamında kullanılmak üzere Irak ve Suriye’deki Türkmenlere gönderilen silahlar CHP yönetimi tarafından, ‘Terör örgütü DEAŞ’a silah gönderiliyor’ kara propagandasıyla bağlamından kopartıldı. Türk siyasi tarihine MİT tırları ihaneti diye geçen süreçte, CHP Milletvekilleri Enis Öksüz ve Eren Erdem ceza aldı. CHP’nin yayın organı Cumhuriyet Gazetesi de söz konusu silahlar üzerinden ülkemizi Batı’ya şikayet eden yayımlar yaptı.   İhanette sınır tanımıyorlar Türkiye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör koridorunu engellemek için Türkiye tarafından düzenlenen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonları da CHP tarafından en sert dille eleştirildi. Suriye ve Irak’taki milyonlarca mazlumun da hakkını koruduğumuz askeri operasyonları eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye ile DEAŞ’ı karşı karşıya getirmeyi ve sınırın 50-70 kilometre ötesinde bir terör örgütüyle askerlerimizi muhatap kılmayı çok anlamlı bulmuyorum” ifadeleriyle eleştirdi.   Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını korumak için Libya ile yaptığı Deniz Anlaşması da CHP’den tepki aldı. Kılıçdaroğlu tarafından ‘Libya’da ne işimiz var?’ sözleriyle eleştirildi.   Son olarak Ermenistan’ın provokasyonları sonrası Karabağ bölgesinde başlayan çatışmalarda Azerbaycan’a destek veren Türkiye’yi eleştiren CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, “Maalesef Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor” sözleriyle büyük bir ihanete imza attı.
CHP, Boraltan Köprüsü fecaatiyle başladığı millete ve ümmete ihanet hikayesine, Karabağ açıklaması sonrası yeni bir boyut kazandı. 1945 yılında 195 Azeri askerini Stalin yönetimindeki Sovyet Rusya’ya teslim eden CHP, daha sonraki süreçte de aynı aymaz tavrını hep sürdürdü. Terör devleti İsrail’in tanınması, Kıbrıs meselesi, Suriye ve Irak’taki askeri varlığımız, teröre karşı gerçekleştirdiğimiz operasyonlar, Doğu Akdeniz ve daha birçok mesele de Türkiye’ye ve ümmete ihanet içerisinde oldu.

Müslüman Türk milletinin kadim değerlerine alabildiğine düşmanlık besleyen ve bütün parti programını buna göre şekillendiren CHP, ihanet siyasetini küresel çapta yürütüyor.

 

CHP’nin Türk dünyasına yönelik ilk ihaneti 1945 yılında başladı. Sovyet Rusya’nın zulmünden kaçarak Türkiye’ye sığınan 195 Azerbaycan askeri, Stalin’in isteği üzerine iade edildi. Boraltan Köprüsü üzerinde yapılan iade işlemi sonrası tarihin en dramatik sahnesi gerçekleşti. Sovyet zalimleri, 195 Azerbaycanlı kardeşimizi, gözlerimizin önünde şehit etti. CHP’nin tarihine kara bir leke olarak geçen iade sonrası, İnönü yönetimi benzer tavrını hep sürdürdü.

 

1948 yılında Filistin toprakları üzerine kurulan İsrail devletini ilk tanıyan İslam ülkesi oldu. O dönemde Türkiye’nin başında olan isim ise CHP’lilerin ebedi şefi İsmet İnönü’ydü.

 

Türkmenlerden bile rahatsız oldular
1964 yılına geldiğinde Kıbrıs’ta Türk soydaşlarımıza yapılan zulüm adeta soykırım seviyesine ulaştı. Kıbrıslı Türklerden gelen yardım çığlıklarına kulaklarına tıkayan İnönü Başbakanlığındaki hükümet, ABD Başkanı Lyndon B. Johnson’un gönderdiği ve tarihe ‘Johnson Mektubu’ olarak geçen uyarıyı emir telakki ederek Kıbrıs’a yönelik gerçekleştirilecek askeri operasyonu askıya aldı.

 

Türkiye’nin, Suriye ve Irak’taki Türkmen soydaşlarıyla olan bağı da CHP’yi hep rahatsız etti. Nefsi müdafaa kapsamında kullanılmak üzere Irak ve Suriye’deki Türkmenlere gönderilen silahlar CHP yönetimi tarafından, ‘Terör örgütü DEAŞ’a silah gönderiliyor’ kara propagandasıyla bağlamından kopartıldı. Türk siyasi tarihine MİT tırları ihaneti diye geçen süreçte, CHP Milletvekilleri Enis Öksüz ve Eren Erdem ceza aldı. CHP’nin yayın organı Cumhuriyet Gazetesi de söz konusu silahlar üzerinden ülkemizi Batı’ya şikayet eden yayımlar yaptı.

 

İhanette sınır tanımıyorlar
Türkiye’nin kuzeyinde kurulmak istenen terör koridorunu engellemek için Türkiye tarafından düzenlenen Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı operasyonları da CHP tarafından en sert dille eleştirildi. Suriye ve Irak’taki milyonlarca mazlumun da hakkını koruduğumuz askeri operasyonları eleştiren CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, “Türkiye ile DEAŞ’ı karşı karşıya getirmeyi ve sınırın 50-70 kilometre ötesinde bir terör örgütüyle askerlerimizi muhatap kılmayı çok anlamlı bulmuyorum” ifadeleriyle eleştirdi.

 

Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki haklarını korumak için Libya ile yaptığı Deniz Anlaşması da CHP’den tepki aldı. Kılıçdaroğlu tarafından ‘Libya’da ne işimiz var?’ sözleriyle eleştirildi.

 

Son olarak Ermenistan’ın provokasyonları sonrası Karabağ bölgesinde başlayan çatışmalarda Azerbaycan’a destek veren Türkiye’yi eleştiren CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, “Maalesef Türkiye’den Azerbaycan’a silah yardımı yapıldığı ve söylentilere göre cihatçı grupların da Azerbaycan’a gönderildiği ifade ediliyor” sözleriyle büyük bir ihanete imza attı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.