Avrupa’nın sömürgecilik aşkı depreşti

08.08.2020 - 10:25, Güncelleme: 14.02.2024 - 06:37 1808+ kez okundu.
 

Avrupa’nın sömürgecilik aşkı depreşti

Demokrasinin beşiği gibi görünen Fransa ve Yunanistan gibi Batı devletleri darbecilerle anlaşma yapmaya devam ediyor. Yunanistan darbeci Sisi hükümetiyle deniz yetki anlaşması yaparken, Fransa da yıllarca sömürdüğü Lübnan’da duygu sömürüsü yapıyor. Sözde demokrasi öncüsü pozundaki iki devlet Libya’da da katil Halife Hafter ile iş tutmaktan geri kalmazken, Almanya da en çok PKK’lı teröristin bulunduğu Avrupa ülkesi olarak dikkat çekiyor.

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkar, şunları dile getirdi: “Halkın iradesini hiçe sayan darbeci zihniyeti benimseyenlerin bu tutumlarından vazgeçmesi gerekiyor. Aksi halde insan hakları, demokrasi gibi konularda Türkiye’ye ders vermeye çalışanların hiçbir inandırıcılıkları kalmaz ve itibar kayıpları yaşamaya başlarlar. Yunanistan’ın darbeci bir rejimle deniz yetki anlaşması imzalaması doğru bir adım değildir. Bu anlaşma bizim için yok hükmündedir. Çünkü Türkiye bölgenin en büyük sahil devletidir. Bizim haklarımızı yok sayamazlar. Bu tutum uluslararası hukukta da karşılık bulmaz. Türkiye her zaman bölgede varlığını gösterecektir. Bizim iznimiz olmadan herhangi bir proje gerçekleştirilemez. Sadece şov amaçlı yapılmış, Türkiye’ye gözdağı vermeyi amaçlayan bir adımdır.”   Stratejist Doç. Dr. Mehmet Naci Efe de şunları ifade etti: Görünmeyen haçlı seferi “Yunanistan sırtını AB’ye dayamış 13 milyon nüfusu civarında olan bir devlettir. Askeri anlamda Türkiye ile aşık atabilecek güçte bir ülke değildir. Şu anda Türkiye üzerine görünmez bir haçlı seferi devam ediyor. Son yıllarda yaptığımız atılımlar Avrupa ve ABD ile yarışır durumda. Bu atılan adımlar sadece Türkiye’nin önünü kapatma amaçlıdır. Yunanistan imzaladığı bu antlaşma açıkça savaş sebebidir. Türkiye’yi karasularında boğmaya çalışıyor. Dolayısıyla bu sözleşme ne bizim tarafımızdan ne de uluslararası anlamda bir karşılık görmeyecektir. Gereken karşı adım atılmalı.”   Lübnan ile de anlaşma İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran ise, şunları söyledi: “Macron, Lübnan ziyaretinde söz konusu ülkede yapısal reformlar yapılması çağrısında bulundu. Ancak bu çağrı, özü itibarıyla Lübnan’ın iç işlerine müdahale niteliği taşımaktadır. Türkiye’yi de hedef alan açıklama yapması ise utanç vericidir. Macron’un çıkışının sebebi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yaptığı proaktif siyasetinden kaynaklanıyor. Sömürgecilik çağı bitti. Türkiye’nin Akdeniz’de kuşatmayı aşmak için müttefiklerini çoğaltması gerekiyor. Lübnan ile bir anlaşma yapılmalı.”
Demokrasinin beşiği gibi görünen Fransa ve Yunanistan gibi Batı devletleri darbecilerle anlaşma yapmaya devam ediyor. Yunanistan darbeci Sisi hükümetiyle deniz yetki anlaşması yaparken, Fransa da yıllarca sömürdüğü Lübnan’da duygu sömürüsü yapıyor. Sözde demokrasi öncüsü pozundaki iki devlet Libya’da da katil Halife Hafter ile iş tutmaktan geri kalmazken, Almanya da en çok PKK’lı teröristin bulunduğu Avrupa ülkesi olarak dikkat çekiyor.

Konuya ilişkin değerlendirmede bulunan AK Parti İstanbul Milletvekili Ahmet Berat Çonkar, şunları dile getirdi: “Halkın iradesini hiçe sayan darbeci zihniyeti benimseyenlerin bu tutumlarından vazgeçmesi gerekiyor. Aksi halde insan hakları, demokrasi gibi konularda Türkiye’ye ders vermeye çalışanların hiçbir inandırıcılıkları kalmaz ve itibar kayıpları yaşamaya başlarlar. Yunanistan’ın darbeci bir rejimle deniz yetki anlaşması imzalaması doğru bir adım değildir. Bu anlaşma bizim için yok hükmündedir. Çünkü Türkiye bölgenin en büyük sahil devletidir. Bizim haklarımızı yok sayamazlar. Bu tutum uluslararası hukukta da karşılık bulmaz. Türkiye her zaman bölgede varlığını gösterecektir. Bizim iznimiz olmadan herhangi bir proje gerçekleştirilemez. Sadece şov amaçlı yapılmış, Türkiye’ye gözdağı vermeyi amaçlayan bir adımdır.”

 

Stratejist Doç. Dr. Mehmet Naci Efe de şunları ifade etti:

Görünmeyen haçlı seferi
“Yunanistan sırtını AB’ye dayamış 13 milyon nüfusu civarında olan bir devlettir. Askeri anlamda Türkiye ile aşık atabilecek güçte bir ülke değildir. Şu anda Türkiye üzerine görünmez bir haçlı seferi devam ediyor. Son yıllarda yaptığımız atılımlar Avrupa ve ABD ile yarışır durumda. Bu atılan adımlar sadece Türkiye’nin önünü kapatma amaçlıdır. Yunanistan imzaladığı bu antlaşma açıkça savaş sebebidir. Türkiye’yi karasularında boğmaya çalışıyor. Dolayısıyla bu sözleşme ne bizim tarafımızdan ne de uluslararası anlamda bir karşılık görmeyecektir. Gereken karşı adım atılmalı.”

 

Lübnan ile de anlaşma
İlişkiler Uzmanı Doğacan Başaran ise, şunları söyledi: “Macron, Lübnan ziyaretinde söz konusu ülkede yapısal reformlar yapılması çağrısında bulundu. Ancak bu çağrı, özü itibarıyla Lübnan’ın iç işlerine müdahale niteliği taşımaktadır. Türkiye’yi de hedef alan açıklama yapması ise utanç vericidir. Macron’un çıkışının sebebi, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yaptığı proaktif siyasetinden kaynaklanıyor. Sömürgecilik çağı bitti. Türkiye’nin Akdeniz’de kuşatmayı aşmak için müttefiklerini çoğaltması gerekiyor. Lübnan ile bir anlaşma yapılmalı.”

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve turkishdailynews.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.